Evet, kızının başı beladaydı, bilmen gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | نعم، ابنتك في مشكلة ظننت أنه يجب أن تعرف |
Sana eşit gizemli bir şey beni ve odaklı gelmesi gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن تأتي معي و تركّز على شيئاً يكافئه غموضاً |
Özür dilerim Sayın Başkan. Bir ara vermemiz lazım sanırım. | Open Subtitles | أنا آسف سيدي الرئيس، يبدو أنه يجب أن نأخذ إستراحة |
Yer altı dünyasını yeniden organize edeceğini bildiklerini söylesem iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت أنه يجب أن أقول لك أنهم يعلمون أنك تعيد تشكيل العالم السفلي |
Bir hapishane hücresini görmenizi gerekli buluyorum, Bay Scofield. | Open Subtitles | أرى أنه يجب أن تذوق طعم السجن يا سيد (سكوفيلد) |
O kediciğin gözlerinin içine baktım ozaman onu eve götürmek zorunda olduğumu anladım. | Open Subtitles | نظرت في عيون تلك القطة و عرفت أنه يجب أن أحضرها معي للبيت |
Artık sorunun ne olduğunu biliyorsun, ölmek zorunda olduğunu biliyorsun! | Open Subtitles | تعلم ما هو السؤال الآن تعلم أنه يجب أن تموت |
Ama nette okuduklarıma bakılırsa iyi bir hamilelik için bundan kaçınman gerekiyor. | Open Subtitles | ويبدو أنه يجب أن تتجنبيها في حالة رغبتك في حمل جيد وطبيعي |
Sana teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن أشكرك ، فهذا الإعلان الصغير |
İyi olana kadar burada kalmasının daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لهذا نظن أنه يجب أن تبقى هنا لفترة، حتى تتحسن |
Öyle olacaktı ama eve gelip biraz dinlenmem gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت هناك ولكن ظننت أنه يجب أن آتي وأرتاح قليلاً. |
Bu ailenin en sağlam üyesi olman gerektiğini düşünüyorsun, biliyorum. | Open Subtitles | إسمعي,أعرف انك تشعرين أنه يجب أن تكوني صخرة هذه العائلة |
Düğünden önce kutsama yapmamız gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه يجب أن نذهب للقداس قبل الزفاف |
Senin de aynısını yapmak isteyebileceğinden bilmen gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنه يجب أن تعلم لأنك ربما تود فعل مثلما فعلت |
Haydi ama, gerçekten bu konu hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | تعالي , أظن أنه يجب أن نتحدث عن هذا الأمر |
Biliyorum ama bu konuda oldukça açık ve net olmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعرف ، ولكن أعتقد أنه يجب أن نكون واضحين زيادة في ذلك |
Büyükannem ve büyükbabam, bana, çocuklarımızın çok fazla oyun oynamasına izin vermemiz gerektiğini öğretti. Çünkü hayat ciddi, ve bizim de onları hayatın ciddiyetine hazırlamamız lazım. | TED | لقد قيل لي أنه يجب أن لا نترك أطفالنا يلعبون كثيرا، لأن الحياة جديّة ويجب علينا تدريبهم على جديّة الحياة. |
Çocukların bir şeyler yemesi lazım. Neredeyse hazır. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن ياكل الاولاد شيئا الطعام جاهز تقريبا |
Haberlerde duyman yerine... benden duyman daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه يجب أن يصلك هذا الخبر من شخص ما بدلاً من أن تعرفينه عبر التلفاز لأننى .. |
Polisi aramadan gitseniz, iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن ترحل قَبْلَ أَنْ نَستدعى الشرطة |
Bir hapishane hücresini görmenizi gerekli buluyorum, Bay Scofield. | Open Subtitles | أرى أنه يجب أن تذوق طعم السجن يا سيد (سكوفيلد) |
Baba,onlara bir süre için yalnız kalmak zorunda olduğumu söyleyebilir misin? | Open Subtitles | أنظر،يا أَبّي، أيمكنك أن توضح لهم أنه يجب أن أكون بمفردي لبعض الوقت؟ |
Ben tuvalete gitmek zorunda olduğunu söyledi tamam, geri almak için, acele, acele acele zorunda anlamına gelir? | Open Subtitles | قلت أنني يجب أن أذهب إلى الحمام مما يعني أنه يجب أن أسرع أسرع ، أسرع بالعودة ، حسناً ؟ |
Sözleşmeye göre seni çarşamba gününe kadar mahkemeye ulaştırmam gerekiyor. | Open Subtitles | العقد يقول أنه يجب أن أحضرك للمحاكمة بحلول يوم الأربعاء |
İtiraf etmeliyim ki, daha fazla tolerans ve konuşma özgürlüğü isteyenlerin arasında kaldım. | Open Subtitles | حسن, على الرغم من أنه يجب أن اعترف بكوني من هؤلاء الذين دعوا إلى مزيد من التسامح وحرية التعبير |
Aileyi rahatsız etmemenin iyi olacağını düşündüm, anlıyor musun? | Open Subtitles | فكرت أنه يجب أن أعطي العائلة بعض من الوقت,أتعلم؟ |
Haberin olması gerektiğini düşündüm, çünkü tasarının senin için olan önemini biliyorum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه يجب أن تعلمي، لأني أعلم كم عنى لك هذا المشروع. |
Ömür boyu hapse girmeleri gerektiğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | أتظن أنه يجب أن يذهبا للسجن لبقية حياتهما؟ |
Anlatmaya çalıştığım bunun, bizim özümüzden geliyor olması gerektiği. | TED | وما أريد إيصاله لكم، أنه يجب أن يكون هذا فطريا وطبيعيا فينا أيضا. |