"أنه يجب أن" - Traduction Arabe en Turc

    • gerekir diye
        
    • gerektiğini düşünüyorum
        
    • lazım
        
    • iyi olur
        
    • gerekli buluyorum
        
    • zorunda olduğumu
        
    • zorunda olduğunu
        
    • gerekiyor
        
    • etmeliyim
        
    • iyi olacağını
        
    • gerektiğini düşündüm
        
    • gerektiğini düşünüyorsun
        
    • olması gerektiği
        
    Evet, kızının başı beladaydı, bilmen gerekir diye düşündüm. Open Subtitles نعم، ابنتك في مشكلة ظننت أنه يجب أن تعرف
    Sana eşit gizemli bir şey beni ve odaklı gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن تأتي معي و تركّز على شيئاً يكافئه غموضاً
    Özür dilerim Sayın Başkan. Bir ara vermemiz lazım sanırım. Open Subtitles أنا آسف سيدي الرئيس، يبدو أنه يجب أن نأخذ إستراحة
    Yer altı dünyasını yeniden organize edeceğini bildiklerini söylesem iyi olur diye düşündüm. Open Subtitles فكرت أنه يجب أن أقول لك أنهم يعلمون أنك تعيد تشكيل العالم السفلي
    Bir hapishane hücresini görmenizi gerekli buluyorum, Bay Scofield. Open Subtitles أرى أنه يجب أن تذوق طعم السجن يا سيد (سكوفيلد)
    O kediciğin gözlerinin içine baktım ozaman onu eve götürmek zorunda olduğumu anladım. Open Subtitles نظرت في عيون تلك القطة و عرفت أنه يجب أن أحضرها معي للبيت
    Artık sorunun ne olduğunu biliyorsun, ölmek zorunda olduğunu biliyorsun! Open Subtitles تعلم ما هو السؤال الآن تعلم أنه يجب أن تموت
    Ama nette okuduklarıma bakılırsa iyi bir hamilelik için bundan kaçınman gerekiyor. Open Subtitles ويبدو أنه يجب أن تتجنبيها في حالة رغبتك في حمل جيد وطبيعي
    Sana teşekkür etmeliyim. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن أشكرك ، فهذا الإعلان الصغير
    İyi olana kadar burada kalmasının daha iyi olacağını düşündük. Open Subtitles لهذا نظن أنه يجب أن تبقى هنا لفترة، حتى تتحسن
    Öyle olacaktı ama eve gelip biraz dinlenmem gerektiğini düşündüm. Open Subtitles كنت هناك ولكن ظننت أنه يجب أن آتي وأرتاح قليلاً.
    Bu ailenin en sağlam üyesi olman gerektiğini düşünüyorsun, biliyorum. Open Subtitles إسمعي,أعرف انك تشعرين أنه يجب أن تكوني صخرة هذه العائلة
    Düğünden önce kutsama yapmamız gerekir diye düşündüm. Open Subtitles اعتقدت أنه يجب أن نذهب للقداس قبل الزفاف
    Senin de aynısını yapmak isteyebileceğinden bilmen gerekir diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنه يجب أن تعلم لأنك ربما تود فعل مثلما فعلت
    Haydi ama, gerçekten bu konu hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles تعالي , أظن أنه يجب أن نتحدث عن هذا الأمر
    Biliyorum ama bu konuda oldukça açık ve net olmamız gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles أعرف ، ولكن أعتقد أنه يجب أن نكون واضحين زيادة في ذلك
    Büyükannem ve büyükbabam, bana, çocuklarımızın çok fazla oyun oynamasına izin vermemiz gerektiğini öğretti. Çünkü hayat ciddi, ve bizim de onları hayatın ciddiyetine hazırlamamız lazım. TED لقد قيل لي أنه يجب أن لا نترك أطفالنا يلعبون كثيرا، لأن الحياة جديّة ويجب علينا تدريبهم على جديّة الحياة.
    Çocukların bir şeyler yemesi lazım. Neredeyse hazır. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن ياكل الاولاد شيئا الطعام جاهز تقريبا
    Haberlerde duyman yerine... benden duyman daha iyi olur diye düşündüm. Open Subtitles اعتقدت أنه يجب أن يصلك هذا الخبر من شخص ما بدلاً من أن تعرفينه عبر التلفاز لأننى ..
    Polisi aramadan gitseniz, iyi olur. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن ترحل قَبْلَ أَنْ نَستدعى الشرطة
    Bir hapishane hücresini görmenizi gerekli buluyorum, Bay Scofield. Open Subtitles أرى أنه يجب أن تذوق طعم السجن يا سيد (سكوفيلد)
    Baba,onlara bir süre için yalnız kalmak zorunda olduğumu söyleyebilir misin? Open Subtitles أنظر،يا أَبّي، أيمكنك أن توضح لهم أنه يجب أن أكون بمفردي لبعض الوقت؟
    Ben tuvalete gitmek zorunda olduğunu söyledi tamam, geri almak için, acele, acele acele zorunda anlamına gelir? Open Subtitles قلت أنني يجب أن أذهب إلى الحمام مما يعني أنه يجب أن أسرع أسرع ، أسرع بالعودة ، حسناً ؟
    Sözleşmeye göre seni çarşamba gününe kadar mahkemeye ulaştırmam gerekiyor. Open Subtitles العقد يقول أنه يجب أن أحضرك للمحاكمة بحلول يوم الأربعاء
    İtiraf etmeliyim ki, daha fazla tolerans ve konuşma özgürlüğü isteyenlerin arasında kaldım. Open Subtitles حسن, على الرغم من أنه يجب أن اعترف بكوني من هؤلاء الذين دعوا إلى مزيد من التسامح وحرية التعبير
    Aileyi rahatsız etmemenin iyi olacağını düşündüm, anlıyor musun? Open Subtitles فكرت أنه يجب أن أعطي العائلة بعض من الوقت,أتعلم؟
    Haberin olması gerektiğini düşündüm, çünkü tasarının senin için olan önemini biliyorum. Open Subtitles اعتقدت أنه يجب أن تعلمي، لأني أعلم كم عنى لك هذا المشروع.
    Ömür boyu hapse girmeleri gerektiğini düşünüyorsun. Open Subtitles أتظن أنه يجب أن يذهبا للسجن لبقية حياتهما؟
    Anlatmaya çalıştığım bunun, bizim özümüzden geliyor olması gerektiği. TED وما أريد إيصاله لكم، أنه يجب أن يكون هذا فطريا وطبيعيا فينا أيضا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus