İronik söyleyişin hoşuma gitmedi. Genel olarak caydırıcı... | Open Subtitles | لا أعتقد أني أحب تلك السخرية في صوتك عامة |
Kızgın ama bana karşı sessiz kalamaz çünkü bunun benim hoşuma gideceğini bilir. | Open Subtitles | لكنها لا تستطيع معالجتي بالصمت لأنها تعلم أني أحب ذلك |
Kendimi bir şeylerden mahrum etmeyi sevdim. Eğlenceli. İnzivaya çekilmek gibi. | Open Subtitles | أني أحب حرمان نفسي من الأشياء، في ذلك مرح ورهبانية. |
Yetişkinlerle ailesi olan ve kaybedecek bir şeyi olan insanlarla iş yapmayı severim. | Open Subtitles | أني أحب البالغين أنني أعمل مع رجال متزوجين وعائليين رجال لديهم شيئا ليخسروه |
Leslie, karaokeyi sevdiğimi bildiği için koca bir karaoke gecesi ayarladı. | Open Subtitles | ليزلي جهز ليلة كاملة من الكاريوكي لأنه يعلم أني أحب الكاريوكي |
Ama "Misery"i seviyorum, çok korkutucu, değilmi? | Open Subtitles | بالرغم من أني أحب البؤس مخيف جداً , هل أنت كذلك ؟ |
Atları sevdiğim için hayalim, sizin seyisiniz olmaktı. | Open Subtitles | بما أني أحب الأحصنة. حلمي أن أكون سائس الخيل الخاص بك. |
Bunu söyleme tarzın hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لا أعتقد أني أحب الطريقة التي تقول فيها هذا |
Dürüstlüğünden etkilensem de söylediklerinin ya da senin bağlantılı oluşunun hoşuma gittiğini söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | بينما أنا متأثر بصراحتك لا أستطيع قول أني أحب هذه المعلومات أو علاقتك بها. |
Sanırım gündüz gözüne içmekten bahsediyorsun ve bu hoşuma da giderdi. | Open Subtitles | وأشاهدهم يتظاهرون بالأكل. أظن أنكِ تتكلمين عن يوم شرب الكحول، وأظن أني أحب الأمر. |
Eric, büyükannen ile babanı sevdim? Neden o kadar telaşlandın ki? | Open Subtitles | إريك ، أعتقد أني أحب جدّاك ، مالذي أنت قلق منه لهذه الدرجة ؟ |
Sanırım ben gerçek Dylan'ı sahte olanından daha çok sevdim. | Open Subtitles | أعتقد أني أحب ديلان الحقيقية أكثر من غلافها |
Aslında kızını seviyorum. Her zaman sevdim. | Open Subtitles | الحقيقة هي أني أحب إبنتك دائما ما أحببتها |
İyi bir yemeğin yanında iyi bir içkiyi ve edepsiz kızları severim. | Open Subtitles | أحب الشراب اللائق، و الأكل اللائق كما أني أحب معشوقتي غير محتشمة |
Evet. Onu seyretmeye bayılırım. Onun her şeyini severim. | Open Subtitles | أعني أني أحب أن أشاهده يتبول أحب كل شيء فيه |
Anacığım, bilirsin yahni bir şeyini çok severim, ama bunların hiçbiri beni cezbetmiyor. | Open Subtitles | أمي، تعلمين أني أحب يخنتك لكن ليس لدي الشهية لكل هذا |
Çörekleri ve milkshake i ondan daha çok sevdiğimi söyledi. | Open Subtitles | لأنه قال أني أحب مخفوق الحليب بطعم الكعك أكثر منه |
Birkaç lanet şapşal bu yapış yapış şeyi sevdiğimi uydurmuş. | Open Subtitles | أحمق ما ردد للجميع أني أحب تلك الأشياء اللعينة |
Bana gurubun sesini kendi davulumun sesinden daha fazla sevdiğimi söylediniz. | Open Subtitles | ..لقد أخبرتني أني أحب صوت عزف الصف أكثر مما أحب صوت عزفي على طبلتي |
- Meredith'i seviyorum dememle ilgili değildi yani? | Open Subtitles | -وليس لأنني قلت أني أحب (ميريديث) ؟ -أحببت " " |
Gerçek şu ki, Shelby'i seviyorum. | Open Subtitles | الحقيقة أني أحب (شيلبي |
Odin'i seviyorum. Hazreti İsa'yı da seviyorum. | Open Subtitles | أني أحب (أودين) والمسيح عيسى |
İlla jakuzi olsun demiyorum ama demek istediğim köpükleri çok sevdiğim. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنه يجب أن أحصل على جاكوزي أنا أقول فقط أني أحب الفقاقيع |