Beslenecek bir boğaz olduğumu, ama annemden daha iyi olduğumu söylerdi. | Open Subtitles | كانت تقول أني كنت فمّ للتغذية ولكن كنت ألطف من والدتي |
Büyük kardeşimden daha sıkı olduğumu ilk fark ettiğim zamandı. | Open Subtitles | كانت المرّة الأولى أدركت أني كنت أفضل من أخّي الكبير. |
Büyük kardeşimden daha sıkı olduğumu ilk fark ettiğim zamandı. | Open Subtitles | كانت المرة الأولى أدركت أني كنت أفضل من أخي الكبير |
İmzamı atmışım gibi oluyor, yani insanlar burada olduğumu bilsinler falan. | Open Subtitles | أنا نوعاً ما أضع ختمي عليه ليعلم الناس أني كنت هنا |
Ben de ona ne kadar kızgın olduğuma dair bir not yayınladım, diktatörden farksızdı, bu bançoyu almama izin vermeyecekti. | TED | وأنا كتبت مدخلا في المدونة عن كيف أني كنت غاضبة جدا منه، ياله من متحكم، لم يكن ليسمح لي بشراء آلة البانجو هذه. |
O hamile olduğumu biliyordu. Görüntüleri o da görmüştü, bebeği doğrulamıştı. | Open Subtitles | إنها تعلم أني كنت حامل لقد رأت الفحص، لقد أجرته بنفسها |
Haklı olduğumu, özel birisi olduğumu ona kanıtlamak zorundaydım işte. | Open Subtitles | كان عليّ أن أثبت أني كنت محقاً ومميزاً، هل تعلمين؟ |
Yani, ben aynı zamanda bir çocuk aktördüm ve bu benim kimliğimin performans katmanlarını ikiye katladı çünkü aslında bir kız olduğumu ve gerçekten erkeği oynadığımı kimse bilmiyordu. | TED | كنت حقا، ممثلا طفلا وهذا ما حسّن جودة أداء تمثيل هويتي فلم يعرف أحد أني كنت بالحقيقة بنتا تؤدي دور ولد |
Aslında, hayatımdaki hiç kimse kız olduğumu bilmiyordu; ne okuldaki öğretmenlerim, ne arkadaşlarım, ne birlikte çalıştığım yönetmenler... | TED | في الحقيقة، لم يعرف أحد في حياتي أني كنت بنتا ولا حتى معلميني ولا أصدقائي ولا المخرجين الذين عملت معهم. |
Yıllarca şanslı olduğumu söyledim, ama sadece şans değil. | TED | رددّت لعدة سنوات أني كنت محظوظًا، لكن ليس الحظ فقط. |
Konuşmamız sırasında bir fotoğraf çekmiştim ve haklı olduğumu kanıtlayan fotoğrafı ona delil olarak sundum. | TED | لقد التقطت صورة خلال ذهابنا وعودتنا وقدمت له الدليل أني كنت مُحقة. |
Üç veya dört yaşımdan beri transseksüel olduğumu biliyordum. | TED | أدركتُ منذ أن كان عمري 3 أو 4 سنين أني كنت متحولة جنسية. |
Ona hala genç olduğumu göstermek için oraya gittim. | Open Subtitles | ذهبت لهناك فقط لكي أجعلها ترى أني كنت شاب بما فيه الكفاية |
Sana son iki yıldır ölü olduğumu söylemek için. | Open Subtitles | كنـت اُريــد إخبـارك أني كنت ميـتة في العامــين الماضيـين |
Ben işimi yaptım, herkes harika olduğumu söylüyordu, ulaşılmaz biriydim. | Open Subtitles | لقد قمت بواجبي ، الجميع قال أني كنت رائعا و لم يأت أحد ليراني |
Onunla olduğumu biliyorsun, öyleyse neden aptalca sorular soruyorsun? | Open Subtitles | تعلمى أني كنت معها إذن لما هذه الأسئلة الغبية؟ |
Şu aralar çok meşgul olduğumu, fazla insan içine çıkamadığımı söyle. | Open Subtitles | وقل لها أني كنت مشغول جداً مؤخراً وغير قادر على التجول كثيراً |
Karıma rastlarsan, seninle olduğumu söyle. | Open Subtitles | اسمع، إذا لاقيت زوجتي، اخبرها أني كنت معك. |
İlkokulu bitirmek üzere olduğuma göre 10 yaşımda falandım. | Open Subtitles | أعتقد أني كنت على وشك إنهاء المرحلة الإبتدائية كنت تقريباً في العاشرة |
Elbette bu her iki ülkede de yabancı olduğum anlamına geldi ve bu durum kuşkusuz benim için göç etmeyi oldukça kolay bir hale getirdi, iyi bir aile geleneği, baktığınız zaman. | TED | بالتأكيد، هذا يعني أني كنت أجنبياً في كلا البلدين وهذا بالطبع جعله سهل أو شيء طبيعي أن أهاجر، كما تنص تقاليد العائلة |
Çocukken iğrenç şeylere kafayı takmış olmam pek de devrim sayılmaz. | TED | الآن، حقيقة أني كنت مهووسة بالأشياء المقززة عندما كنت طفلة ليس شيئًا جديدًا. |