"أن أخيب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Seni hayal
• kırmak
• hayal kırıklığına
• kırıklığına uğratmak
• kırıklığına uğratmaktan

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem, Susan, ama karım ölmedi.
أكره أن أخيب ظنك يا سوزان, ولكن زوجتي لست ميتة

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemezdim ama bileğindeki bıçağı aldığını gördük.
أكره أن أخيب أملك، ولكننى رأيتها تأخذ السكين الذى فى كعبك

Oğluma söz verdim ve gerçekten onu kırmak istemiyorum.
وعدت ابني، وأنا حقا لا أريد أن أخيب ظنه.

Babam beni izliyor, ve onu tekrar hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
إن أبي يراقب و لا أريد أن أخيب ظنه مرة أخرى

hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ederim ama bu kaybedeceğin bir ödül.
أكره أن أخيب أملك، لكن هذه الجائزة ستفقدها.

Evet, Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama insanları öldürüp etlerini yiyen bir canavar değilmiş bildiğin normal bir insanmış.
نعم، لكن أكره أن أخيب ظنك لم يكن وحش يركض في الإنحاء ويقتل الناس ويأكل لحمهم بل كان بشري طبيعي

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama küçük kırmızı kitabım bile yok.
أكره أن أخيب أملك، و لكننى لا أملك الكتاب الأحمر الصغير

Ama sahtekarlık yapmakla aynı şey değil. Seni hayal kırıklığına uğramak istemedim.
ولكن ذلك ليس مثل الغش لم أريد أن أخيب أملك في

Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem. Ama erkek arkadaşın daha antrenmanını bitirmedi.
أكره أن أخيب ظنك ، ولكن صديقك لم ينهى التدريب بعد.

Umudunu kırmak istemem ama
أكره أن أخيب آمالك لكن هناك آخرينجاءواقبلك..

Onu kırmak istemem. Çok istekli görünüyordu.
لا أريد أن أخيب ظنها يبدو أنها تريد ذلك

Seni kırmak nefret ediyorum, Julian, ama tek kişilik bir gösteri değil.
أكره أن أخيب ظنك، "جوليان" و لكن هذا ليس عرض منفرد.

Dinleyicileri hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ederim.
أنا أكره أن أخيب أمل الجمهور

Seni hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ediyorum, ama..
...حسناً، أكره أن أخيب أملك، لكني

Bir kişiyi bile hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ederim.
أكره أن أخيب ظن شخص واحد فقط