ويكيبيديا

    "أن أصل إلى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gelmeden
        
    • gitmeliyim
        
    • gitmeden
        
    • olmalıyım
        
    • ulaşabilirim
        
    Ama polis onun sabıka kaydını biliyordu, ben buraya gelmeden önce. Open Subtitles لكن الشرطة عرفت بسجلها الإجرامي . قبل أن أصل إلى هنا
    -Odadan çıkmadım. -Burada öyle yazıyor. Bu sabah ben gelmeden önce olmuş. Open Subtitles هذا ما هو مكتوب لقد حدث هذا في الصباح قبل أن أصل إلى هنا
    Oraya gitmeliyim ve tamamen panik yapmalıyım. TED لهذا يجب أن أصل إلى هناك وأكون في حال فزع مطبق.
    Ama Halderville'e hemen gitmeliyim gelecek perşembe değil. Open Subtitles لكني يجب أن أصل إلى هالدرفي الآن وليس الخميس القادم كيف أصل إلى هناك بدون خريطة؟
    Beka iyi durumda ama şu ben oraya gitmeden onu vuracaktı. Open Subtitles إنها بخير ولكن هذا الآليّ كاد يقتلها قبل أن أصل إلى هنا
    İlk durak, 66. ve Broadway. Dört dakikada orada olmalıyım, lütfen. Open Subtitles البناء رقم 66 في برودواي علي أن أصل إلى هناك خلال أربع دقائق من فضلك
    Eve dönüp, kartı alabilirsem, nişancıya ateş etmeden ulaşabilirim. Open Subtitles إن أمكنني أن أرجع إلى المنزل وأحضر تلك البطاقة يمكنني أن أصل إلى القناص قبل أن يسدد طلقته
    Buraya gelmeden önce tanıdığım insanların çoğu ya yarı ölüydü ya da çoktan ölmüşlerdi. Open Subtitles معظم الأشخاص الذين عرفتهم قبل أن أصل إلى هنا إما كانوا نصف موتى أو ميتين تماما من قبل
    Otobüs oraya gelmeden önce! Open Subtitles إلى موقف الباص رقم إثنان . . قبل أن أصل إلى هناك
    Sıfıra gelmeden telefonu kapatırsanız doğruluğunu kabul edeceğim. Open Subtitles إن أغلقت السماعة قبل أن أصل إلى الصفر، فإنني سأفترض أنها الحقيقية
    Buraya gelmeden önce düşündüm ki, "Yani, ben bir Kuzey Amerikalı'yım. TED لذا قبل أن أصل إلى هنا فكرت " تعرفون أنني من أمريكا الشمالية
    Elbette buraya gelmeden önce, ama... Open Subtitles من الواضح قبل أن أصل إلى هنا,لكن
    Los Angeles'a gitmeliyim. Open Subtitles يجب أن أصل إلى لوس أنجليس كان علي أن أصل منذ ساعات
    Hayır, lütfen. Hemen limana gitmeliyim. Eve gitmek için son şansım bu. Open Subtitles لا أرجوكم أرجوكم ، يجب أن أصل إلى الميناء ، تلك فرصتي الوحيدة للعودة إلى وطني
    Konsolosluğa gitmeliyim. Burada ne yapıyorsun? Open Subtitles أنا يجِب أن أصل إلى القنصلية ماذا نَفعل هنا؟
    Britanya'ya gitmeliyim ama tekne hatları benim gibi yabancıları sevmez. Open Subtitles ولكن علي أن أصل إلى بريطانيا والقوارب العادية لا يحبون المسافرين الغير الشرعيين مثلي
    Anne, okula gitmeliyim! Üçe on var. Open Subtitles أمي ، لابد أن أصل إلى المدرسة الساعة الثالثة إلا عشر دقائق
    Ben tetikleyiciye gitmeden önce sen ona gidersen vazgeçerim. Open Subtitles إذا تمكنت من حقنها قبل أن أصل إلى المفعل فسأتراجع
    Yine belki Hixton'ı konuşmak için ziyaret etmişimdir. Ama kapısına gitmeden gemiyi terk ettim. Open Subtitles وربّما قمتُ بزيارة (هيكستون) لمناقشتها ولكنّي رحلتُ قبل أن أصل إلى بابه
    Ya Edirne Sarayı'na gitmeden benim de başımı uçururlarsa? Open Subtitles ‫ماذا لو قتلوني كذلك قبل أن أصل إلى (أدرنة)؟
    Babamı bulmam lazım. İyi olduğundan emin olmalıyım. Open Subtitles يجب أن أصل إلى أبي يجب أن أتاكد بأنه بخير
    - Saat 8'de evde olmalıyım. Open Subtitles يجب عليّ أن أصل إلى المنزل في تمام الثامنة مساءً
    Bir saat içinde East Meadow'da Brewniverse'de olmalıyım. Open Subtitles أنا يجب أن أصل إلى"برونيفيرس" في شرق مادو في سّاعة
    Eğer bir sinyal alabilirsem, onlara ulaşabilirim. Open Subtitles إذا حصلت على الإشارة يمكنني أن أصل إلى الجهاز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد