Sen de biliyorsun ki insanlar özel eşyalarının ortaya dökülmesinden hoşlanmazlar. | Open Subtitles | فأنت تعرفين كيف أن الناس لا يحبون لأن تكشف أسرارهم الخاصة |
En yaygın sarsıntı şu ki insanlar bu işin içinde onlar için var olduğumuza inanmıyor ve kendimizi çok meşgul ettiğimize inanıyorlar. | TED | المذبذب الشائع للثقة هو أن الناس لا يعتقدون أننا نتعاطف معهم غالبًا، ويعتقدون أننا أنانيون. |
Bu bugün bu zamanda normalde olan bir şey değil ama insanlar otistik bir kızla arkadaş olmak istemiyor olabilir. | TED | وهذا لا يحصل عادة في الوقت الحاضر. لكن من الممكن أن الناس لا يريدون بناء صداقة مع الفتاة المتوحدة. |
Ve bu arada bunun anlamı da insanların bizi sevmemesidir. | TED | وبشكل عرضي، هذا يعني أن الناس لا يحبونا، صحيح؟ |
Ama bir çok insan konuştukları zaman insanların onları dinlemediğini tecrube etmiştir. | TED | بالرغم من ذلك الكثير قد يمر بتجربة أنهم عندما يتحدثون، أن الناس لا يستمعون إليهم |
İnsanlar kendini normal olarak etiketlenmiş bir kalıba sokamayan ya da sokmayacak birisiyle ilişkilendirilmek istemiyor da olabilirler. | TED | ومن الممكن أن الناس لا يريدون الاقتران مع من لا يريد أو لا يستطيع وضع نفسه في صندوق مصنف بطبيعي. |
Bu bize kanıtlıyor ki, insanlar yaptıklarını satın almıyor; neden yaptığın için satın alıyor. İnsanlar yaptıklarını satın almıyor; yapma nedenin için satın alıyorlar. | TED | وهذا يؤكد أن الناس لا تشتري ما تقوم به، بل تشتري لماذا تقوم بما تقوم به. |
Bu doğru sanırım, insanlar birbirlerini tanıyamıyorlar. | Open Subtitles | أمر صحيح أن الناس لا يعرفون حقا بعضهم البعض |
Bence insanlar, ofislerini iş yeri olarak görmüyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن الناس لا يعتبرون مكاتبهم أماكن عمل |
Ancak insanlar hala sorup duruyor. Nerede bu Müslümanlar ve neden bir şeyler yapmıyorlar. | Open Subtitles | غير أن الناس لا يزالون يسألون أين هم المسلمون؟ |
Genelde ben sadece benim. Eğer insanlar sevmezse, bu onların sorunudur, di mi? | Open Subtitles | عموما أنا هي أنا ولو أن الناس لا يعجبهم ذلك فهذا مشكلتهم |
Bence insanlar çocukların ne kadar yalnız olduğunu anlamıyorlar. | Open Subtitles | أحيانأ أشك أن الناس لا يدركون كم يكون الطفل وحيداً |
Sen sahipsin, insanlar genelde sahip değildir. | Open Subtitles | من المسموح لك بالطبع إلا أن الناس لا يفعلون ذلك |
İnsanlar sana saygı duymuyormuş. Sana bakmak bile istemiyorlarmış. | Open Subtitles | يقول أن الناس لا يحترموك لا يريدون أن ينظروا إليك حتى |
İnsanlar, özünde ne olduklarını açıklamadıkları sürece bu asla değişmeyecek. | Open Subtitles | وأنا أحسب طالما أن الناس لا يتجاسرون لكي يكونوا صادقين حول أنفسهم لن يتغيّر شئ |
Şu günler insanlar beni çok sevmediği için pek meşgul değilim. | Open Subtitles | لست مشغولا بما أن الناس لا تحبني هذه الأيام |
Bunun sebebi insanların matematik dersinin ortasında bağırmaya başlayan kızla arkadaşlık etmek istememesi olabilir. | TED | من الممكن أن الناس لا تريد أن تصادق مع الفتاة التي تبدأ بالصراح في حصة الجبر. |
İnsanların birlikte yaşayamayacağı fikrine karşıyız. | Open Subtitles | نحن لا نرفض أي شيء سوى فكرة أن الناس لا يمكنهم العيش سويا |
Diyorsun ki... sorun insanların umursamaması. | Open Subtitles | المشكله أن الناس لا يهتمون لذلك, لا أهتم بالناس |
Diyorsun ki, sorun insanların umursamaması. | Open Subtitles | نعم, أنت تقول هذا المشكله أن الناس لا يهتمون |
Sadece insanların aşık olmadan aşk yapmamaları gerektiğini yazdım. | Open Subtitles | لم أنتقد أي شيء ، بل أعتقد أن الناس لا يجب أن يمارسوا الحب قبل أن يقعوا في الحب بالفعل |