Çocuklarını kaybetmek zor ama onlarla birlikte yaşamak da pek kolay değil. | Open Subtitles | أن تفقد ابنائك امر صعب ولكن ايضاً العيش معهم ليس بالامر الهين |
Yeni ajanımızdan olmak ister miyiz hiç, ve seninde hayatını kaybetmek istemediğini varsayıyorum. | Open Subtitles | لا نريد أن نخسر عملينا الجديد، وأفترض بأنك لا تريد أن تفقد حياتك |
- Tüm umudumuzu kaybedemeyiz. | Open Subtitles | يا، هيا. نحن لا يمكن أن تفقد نأمل جميعا هنا. |
Eğer ne dediğini söylemezsen bir kaç dişini kaybedeceksin. | Open Subtitles | أظن أنك على وشك أن تفقد بعض أسنانك إن لم تخبرني بما قالت. |
Öğrenirlerse müşterilerini kaybetmekten mi korkuyorsun? | Open Subtitles | أتخشى أن تفقد بعضاً من زبائنك إذا اكتشفوا الأمر؟ |
Hisselerin kötüyse, donunu bile kaybedebilirsin. | Open Subtitles | هل هم حقا أن مختلف؟ إذا كان لديك مخزون سيئة، يمكنك أن تفقد قميصك. |
Artı olarak, Ölüm Defteriyle ilgili olan anılarını yitirmeden önce, onu başka birine yolladı. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك وقبل أن تفقد ذاكرتها عن مذكرة الموت أرسلتها إلى شخص آخر |
Sağduyusunu iyice kaybetmeden evvel kendisi de aynı şeyi söyledi. | Open Subtitles | وقبل أن تفقد عقلها بالكامل، قالت أنها ندمت على ذلك |
Bir adımı ıskalamak ne kadar kolay. | Open Subtitles | من السهل أن تفقد أثرك |
Dostum, işlerin kesat olduğu her gece aklını kaybedemezsin. | Open Subtitles | يا صاح ، لا يمكن أن تفقد أعصابك في كل ليلة يكون فيها الحال بطيء |
Kızını kaybetmenin nasıl olduğunu biliyorsun. Başkasınınkini de incitmek istiyor musun? | Open Subtitles | تعرف معنى أن تفقد ابنة أتريد أن تؤذي شخصاً آخر فعلاً؟ |
Sana oldukça yakın birini kaybetmek oldukça acı verici, bunun farkındayım. | Open Subtitles | أعرف انهُ مؤلم جداً أن تفقد شخصاً آخر قريباً جداً منكَ |
Kız arkadaşını kaybetmek nasıl bir şey olurdu hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل بوسعك أن تتخيل كيف سيكون ذلك فلنقل أن تفقد عشيقتك. |
Demek istediğim şu ki güven kaybetmek, kazanmaktan daha kolay. | TED | إذن ما أعنيه هو أنه من السهل جداً، أن تفقد الثقة لا أن تكتسبها. |
Bu seviyede bilgiyi arıyorken yapmaya çalışıtğınız şeyin izini kaybetmek çok kolay. | TED | أظن أنه عند بحثك في معلومات بهذا المستوى، يكون من السهل جدا أن تفقد طريقك نحو هدفك. |
Tüm bu geliri kaybetmek istemiyorsun, değil mi baba? | Open Subtitles | ولا تود أن تفقد تلك العائدات أيها الأب أليس كذلك ؟ |
Birbirimize olan güvenimizi kaybedemeyiz, hele ki böyle bir zamanda. | Open Subtitles | نحن لا يمكن أن تفقد الثقة في بعضها البعض. ليس في مثل هذا الوقت. |
Ya duyma yeteneğini ya da çalma yeteneğini kaybedeceksin. | Open Subtitles | إما أن تفقد حاسه السمع أو لن يمكنك العزف مره أخرى |
Yoksa değerli X Men'lerinden birini kaybetmekten mi korkuyorsun, eski dostum? | Open Subtitles | أو أنك خائفا من أن تفقد واحدا من رجالك عزيز عليك ! ياصديقي القديم |
Sevgilin kötüyse, yaşama isteğini kaybedebilirsin. | Open Subtitles | إذا كان لديك تاريخ سيئة، يمكنك أن تفقد إرادتك للعيش. |
Hava Bükücü dövmesini hak etmek için çok uzun bir zaman dikkatinizi yitirmeden meditasyon yapmanız gerekir. | Open Subtitles | لتحصل على وشوم المتحكم بالرياح, يجب عليك التأمل مطولاً بدون أن تفقد تركيزك. |
Virgil, görme yetini kaybetmeden önce hiç hatırladığın bir şey yok mu? | Open Subtitles | -فيرجيل ! قبل أن تفقد بصرك هل تتذكر أي شيئا رأيته ؟ |
Bir adımı ıskalamak ne kadar kolay. | Open Subtitles | من السهل أن تفقد أثرك |
Kendinden geçmek için bağırsan da cehennemde bilincini kaybedemezsin. | Open Subtitles | والمرأة تصرخ من أجل أن تفقد وعيها ولكن لا يوجد أن تفقد وعيها في الجحيم! |
Bir yakınını kaybetmenin nasıl olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ما مدى صعوبة أن تفقد شخصا قريبا لك |