Ben her zaman her şeyin bir tuzak olduğunu düşünürüm, | Open Subtitles | دائما ما أعتقد أن كل شئ يمكن أن يكون فخا |
- her şeyin normal olduğunu söylediler. - Diğer her şeyin normal. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن كل شئ طبيعى فى كل شئ آخر ، نعم |
- Görevimi. - her şeyin yolunda olduğundan emin misin? | Open Subtitles | واجبى هل أنت متأكد أن كل شئ على ما يرام؟ |
Ve her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüyorum. Orada öylece duruyorum. | Open Subtitles | وأتخيل أن كل شئ كما كان من قبل أقف هناك هكذا |
Buradaki herşey satılık demiştin. | Open Subtitles | أعتقد أنك قلت أن كل شئ في دكان جدك للبيع |
- Yani aslında söylediğin herşeyin gerçek ve berrak olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | وبالتالي لن أعتقد أن كل شئ تقوله، هو صادق و بارع. |
Polise anlatacağın hikâyeyi söyle, böylece her şeyin tamam olduğunu bilelim. | Open Subtitles | قل ما ستقوله للشرطه لنتأكد أن كل شئ على ما يرام |
Bebeğim ben sana baktığımda her şeyin zaten yolunda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حبيبتي ، أنظر إليك وانا على يقين أن كل شئ بخير |
her şeyin orada olduğundan emin olmak için kontrol etmelisin belki de, 'etraflıca'. | Open Subtitles | ربما يجب أن تتحقق من هذه لتتأكد فقط من أن كل شئ امم.. |
Sadece bir anda her şeyin güllük gülistanlık olacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن كل شئ سيكون فيه مقالب و خدع |
Kaşıkta her şeyin tepetaklak göründüğünü fark etmiş miydin daha önce? | Open Subtitles | هل لاحظتي مِن قَبل أن كل شئ يظهر بالمقلوب على الملعقة؟ |
Freud, bir rüyadan uyandığımızda hatırladığımız her şeyin, bilinçdışındaki ilkel düşüncelerimiz, dürtülerimiz ve arzularımızın sembolik bir temsilcisi olduğu teorisini ortaya attı. | TED | نظرية فرويد أن كل شئ نذكره عندما نستيقظ من الحلم هو تمثيل رمزي من أفكارنا الفطرية اللاواعية، المُلحة والراغبة |
Bilgi argümanı, ruh hali dâhil her şeyin fiziksel bir açıklaması olduğunu öne süren fizikalizm teorisi ile ters düşüyor. | TED | المناقشة المعرفية تناقض النظرية الفيزيائية التى تقول أن كل شئ يتضمن الحلات الذهنية، لديها تفسير فيزيائى |
Ve ömrü boyunca onu neşelendiren yada endişelendiren her şeyin, bütün mallarının, inşa ettiklerinin ticari ve bankacılık işlerinin, kızının kaybının yanında önemsiz olduğunu anladı. | Open Subtitles | و قد أدرك أن كل شئ كان يقلقه أو كان يبهجه خلال رحلة حياته كل مبيعاته و مبانيه |
"Şimdi işler değişti. her şeyin daha iyiye gideceğini düşünüyorum." | Open Subtitles | فرصتنا وسوف ننتهزها، الأن" "أعتقد أن كل شئ سيتحول للأفضل |
Sen ise bana her şeyin yolunda olduğunu söyledin. | Open Subtitles | و أنت جلست هناك و أخبرتنى أن كل شئ على ما يرام ؟ |
Sadece her şeyin yolunda olduğunu söylemek için aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلتُ بكِ لأخبركِ أن كل شئ على مايرُام |
her şeyin vaktinde hazır olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | وعدت أن كل شئ سيكون جاهزاً في الوقت المناسب |
Kahraman biIdiği her şeyin yanIış oIduğunu öğrenir.. | Open Subtitles | أنها اللحظه التى يعلم البطل فيها أن كل شئ يعلمه هو خطأ |
Kahraman, bildiği her şeyin yanlış olduğunu öğrenir. | Open Subtitles | أتعلم. . أنها اللحظه التى يعلم البطل فيها أن كل شئ يعلمه هو خطأ |
Gördün mü Dewey! Demiştim sana herşey düzelecek diye. | Open Subtitles | أرأيت يا ديوي لقد أخبرتك أن كل شئ سيسير على ما يرام |
Ama önemli olan fikir herşeyin el altında olması. | TED | ولكن الفكرة الأهم هي أن كل شئ متوفر، كل شئ متوفر حولك |