Bence Mike'ın yeni arkadaşı bize bu işte parmağı olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | وأعتقد أن مايك صديق جديد ليخبرنا ان كان متورطا فهو جحيم بسيط |
Görünüşe göre Mike'ın vücudunun büyük kısmında üçüncü derece yanıklar var pelvis ve sağ kalçasında ise dördüncü derece yanık var. | Open Subtitles | يبدو أن مايك لديه حروق من الدرجة الثالثة على معظم أجزاء جسمه وحروق من الدرجة الرابعة على حوضه و الفخذ الأيمن |
Bu, Mike'ın Bob'tan hoşlanmadığıyla alakalı bir şey değil, sadece... | Open Subtitles | ليس الأمر أن مايك لا يحب بوب , أنه فقط .. |
Mike'ın fikrimi sevdiğini söyleyebilirdim çünkü kendi fikri olduğunu düşünmeye başlıyordu. | Open Subtitles | آلسنا كذلك؟ يمكنني الجزم أن مايك أحب فكرتي لأنه بدأ يفكر أنه وجد حلاً |
Çünkü eğer görseydiniz sizi memnun etmek için Mike'ın sevdiği her şeyden vazgeçtiğini de anlardınız. | Open Subtitles | لأنك اذا رأيته ستلاحظ أن مايك سيلقي كل شئ يحبه بعيدا فقط لإسعادك |
Mike'ın internetteki kızla birlikte kaldığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفتُ للتوِّ أن مايك يُقيم مع صديقته مِن الإنترنت |
Mike'ın, ayın 7si gecesi saat 10 civarında evinize geldiğini söylediniz. | Open Subtitles | قلتي أن (مايك) جاء لمنزلك حوالي العاشرة مساءً في ليلة السابع |
Evet ben de bunu konuşacaktım, ikimiz de bunu, Mike'ın yapmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | .. نعم .. بشأن ذلك .. كلتانا تعرف أن "مايك" لم يفعل ذلك |
Hayır, Mike'ın burada olacağından emin olmadan hiçbir ödeme yapma. | Open Subtitles | كلا لا تدفعي ثمن أي شئ حتى أتأكد من أن "مايك" سيصل |
Mike'ın tüm bunlardan sonra işini kaybedebileceğinin farkında mısın? | Open Subtitles | أن مايك قد يخسر عمله بسبب هذا؟ |
Mike'ın riske girmesinin anlaşmayı kağıda dökmekle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | أن (مايك) معرض للخطر ليس له علاقة بجعل الأمر مكتوباً |
Mike'ın kızınızla... uygun olmayan bir ilişkisi olduğuna dair. | Open Subtitles | أن (مايك) ربما قام بعلاقة غير لائقة مع ابنتك |
Mike'ın sana zarar verecek hiçbir şey yapmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبريها أن (مايك) لن يفعل أي شيء ليؤذيكِ |
Açıkçası, bende Mike'ın yaptığını düşünmüyorum, ama eğer polisleri aramazsak, kanıtı teslim etmediğimiz için suçlu duruma düşeceğiz. | Open Subtitles | في الواقع، لا أظن أنا أيضاً أن (مايك) هو الفاعل لكن إن لم نخبر الشرطة فنحن متهمات بإخفاء أدلة |
Mike'ın vurulduğundan haberdar mısınız? | Open Subtitles | هل أنتِ مدركة أن (مايك) أصيب بعيار ناري مؤخراً؟ |
Mike'ın öz oğluna bunu yapacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | (لا أعتقد أن (مايك سيفعل ذلك مع ابنه الوحيد |
Bak etrafta Mike'ın taşınmasıyla ilgili şu saçma söylenti dolaşıyor. | Open Subtitles | هنالك إشاعة مجنونه تقول أن (مايك) إنتقل من هنا |
Annesinin, Mike'ın gereğiden fazla şeyi hatırlayabileceği endişesini düşünüyordu... ve Orson'dan, bunu durdurmasını istediğini... | Open Subtitles | .. فكّر في خوف والدته .. أن (مايك) ربّما يتذكّر الكثير وطلبها من (أورسون) أن يمنع حدوث ذلك |
Orson'un aklından, Mike'ın... bir şeyler hatırlamış olabileceği geçiyordu... tehlikeli bir şeyler... ki, o anda... | Open Subtitles | ( الفكرة خطرت في ذهن ( أورسون .. أن (مايك) قد تذكّر شيئاً شيئاً خطيراً |
- Sue, sence Mike'ın figürleri yok mu? | Open Subtitles | -سوزي) ألا تظنين أن مايك لديه رقصه مميزه ؟ ) |