Ya da çoğu Amerikalı son altı savaşımızın dördünde bize yalan söylendiğini bilseydi bazı şeylerin ne kadar farklı olacağını düşünün. | TED | أو تخيل كيف كانت الأمور ستختلف لو أن معظم الأميركيين عرفوا أنه قد كذب علينا في أربعٍ من حروبنا الست الأخيرة. |
Hatırlayın, çoğu insan bu teknik mucizelerden birini bile hayal edemezken, Pantheon'u yapmak için en az beşine ihtiyacınız var. | TED | تذكر أن معظم الناس لا يستطيعون حتى أن يتخيلوا واحدة من هذه المعجزات التقنية، وتحتاج على الأقل خمسة لبناء بانثيون |
Kenya'daki çiftliklerin çoğunda mısır ve sebze birlikte yetişir, bu da çoğu ailenin kendi çiftliklerinden beslenmesi anlamına gelir. | TED | تزرع الذرة والخضروات في معظم حقول كينيا ما يعني أن معظم العائلات يمكنها إطعام انفسها من حقولهم التي يمتلكونها |
Ve bu yüzden nüfusun yarıdan fazlası artık vitamin alıyor, doktorların çoğunun bunun gerçekten gerekli olmadığını söylemelerine rağmen. | Open Subtitles | و لهذا أكثر من نصف السكان اﻵن يأخذون الفيتامينات مع أن معظم اﻷطبّاء سيقولون بأن ذلك غير ضروري حقًا. |
Ve araştırmalara göre Birçok Amerikalı bir Müslümanın ne olduğunu bilmiyor. | TED | وتوضح دراسات أخرى أن معظم الأمريكيين لا يعرفون مسلمًا بشكل شخصي. |
İzlemesi güç olan bu değişken nedeniyle çoğu profesyonel, hızlıca para kazanmaya çalışmaktansa uzun vadeli, güvenilir yatırımı yeğler. | TED | وذلك المتغير صعب التتبع يعد السبب أن معظم المحترفين يسوقون لاستثمار موثوق طويل الأمد على محاوله الكسب النقدي السريع. |
Ravi'ye göre bu çocukların çoğu okulu bıraktı, kendisinin üç çocuğu dahil. | TED | يقول أن معظم هؤلاء الأطفال تركوا المدرسة، من ضمنهم 3 من أبنائه. |
Bu demektir ki vücudunuzun çoğu yeri sizden daha gençtir! | Open Subtitles | هذا يعني أن معظم جسمك هو صفقة جيدةوهوصغيرمما أنت عليه. |
hatta çoğu kızda olan, iki gözdeki şaşılığı bile seviyorum. | Open Subtitles | أحب كيف أن معظم الفتيات لديهن إثنتين في منصف رؤوسهن |
Hayır, Louise Graham daha popüler olduğu için. çoğu insan onun partisinde olacak. | Open Subtitles | لا, ولكن بسبب شعبية لويس غراهام الطاغية أعتقد أن معظم الناس سيكونون عندها |
Yani çoğu erkek kendisi hakkında konuşurken sen onlar hakkında konuşuyorsun. | Open Subtitles | أعني أن معظم الرجال يتحدثون عن أنفسهم فقط أنت تتحدث عنهنّ |
çoğu kişi onun yaptığı bir kılıcı almak için köpek dişini verirdi. | Open Subtitles | أن معظم الناس سوف تعطي أسنانهم العين لديك السيف الذي أدلى به. |
Sanırım çoğu marka, bir koleksiyon veya stil kavramı ile işe başlar. | Open Subtitles | وأعتقد أن معظم ماركات الأزياء وهي تبدأ مع مفهوم جمع أو نمط. |
İstatistiksel olarak, çoğu tetikçi 12 3 metrenin altında yer alır | Open Subtitles | أحصائياً، أن معظم إصابات إطلاق النار تكون على بعد 12 قدماً. |
İlk problem çoğu akademik çalışmanın devlet tarafından finanse edilip özel olarak dağıtılması. | TED | أول مشكلة هي أن معظم البحوث الأكاديمية يتم دعمها بشكل علني لكن نشرها يتم بشكل خاص. |
Size sürpriz gelebilir ama körfezde bu kültürel girişimlerin liderliğini yapanların bir çoğu kadın. | TED | قد تتفاجؤون أن تعرفوا أن معظم الناس في الخليج الذين يقودون هذه المبادرات الثقافية حدث أن يكن نساء. |
Bence çoğu insan ölmek istemiyor, ama ölüm sürecinin ilerlemesi üzerinde kontrol sahibi olmak istiyor. | TED | أعتقد معظم الناس لايريدون أن يموتوا، لكن أعتقد أن معظم الأشخاص يريدون بعض السيطرة على كيفية حدوث عملية الموت. |
Ben şanslıydım, çünkü annem çoğu kadının yapmadığı bir şeyi yaptı. | TED | لقد كنت محظوظاً لأن واحد، أيضا، أمي فعلت شيئا أن معظم النساء لا تفعل. |
Hayır, hayır, o spermlerin çoğunun şu anda bankada durduğundan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق من أن معظم هذا المنى يقبع بهذا المركز الاَن |
Bu yüzden de dairelerin çoğunun mükemmel bir şekilde o yönlerde yerleştirildikleri planlar yapıyoruz. | TED | لذا قمنا بعمل تداخل لنمط يؤكد لنا من أن معظم الشقق هي موجهة بعناية نحو الإتجاه المقصود |
O zaman, bizim kar gütmeyen enstitümüz aracılığıyla, eyaletteki hastaneleri eğitmeye başladık, ve Birçok insanın ameliyatının önlenebileceğini gördük, | TED | لذا, بدأنا من خلال معاهدنا الغير ربحية, تدريب المستشفيات حول البلاد, ولقد وجدنا أن معظم الناس يمكنهم تجنب الجراحة, |