- Yemek yemeden onu bulmalıyız. - Zaten yedi. | Open Subtitles | يجب أن نجده قبل أن يأكل أي شيء لقد أكل بالفعل |
Önemli olan onu bulmalıyız kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | والشىء الهام أن نجده حتى لا يتأذى أحد بما فى ذلك نفسه. |
Önemli olan kimseye bir şey olmadan onu bulmamız. Kendisi de dâhil. | Open Subtitles | والشيء الهام أن نجده حتى لا يتأذى أحد بما في ذلك نفسه |
Onu nerede bulabileceğimizi biliyor musunuz? Onunla konuşmalıyız. | Open Subtitles | تعرف أين نحن يمكن أن نجده للكلام معه، سيد؟ |
İç Savaş'tan kalma en iyi şekilde korunmuş kalıntılar bulmayı umuyoruz. | Open Subtitles | ما نأمل أن نجده بالداخل بقايا أفضل الجثث حفظاً من عصر الحرب الأهلية |
Sonra da dünyayı keşfe çıkacağız. Onu bulana dek, en uzak diyarları bile arayacağız. | Open Subtitles | نبحث حتى في أبعد نقطة بالعالم إلى أن نجده |
Oraya gidersek, kesin buluruz. | Open Subtitles | أَعْرف أنه إذا ذهبنا إلى هناك، فبإمكاننا أن نجده |
Eğer etkilerine bağışıklık gösterdiyse, onu nasıl bulacağız? | Open Subtitles | إذا كان منيعاً لتأثيراته أين ممكن أن نجده ؟ |
Burada altın olmalı ve ben biliyorum ki biz onu bulabiliriz. Bu kötü bir fikir değil. | Open Subtitles | لابد من وجود ذهب هنا أنا أعلم أنه يمكننا أن نجده |
- Günlüklerini bulmalıyız. - Kendisini bulmalıyız. | Open Subtitles | ــ علينا أن نجد مفكراته ــ علينا أن نجده |
Onu bulmalıyız. Bu nedenle, herkesi arayın. | Open Subtitles | نحن يجب أن نجده لذا إتصلوا بالجوار إتصلوا بالجميع |
Ortada bir video kaydı varsa, onu bulmalıyız. | Open Subtitles | إنّ كان هنالك تسجيل مُصوّر، فيجب أن نجده. |
- Başkasına zarar vermeden onu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجده قبل أن يؤذي أي شخص اخر أنت تتفهم ؟ |
Eğer bu mucize ilaç denizaltındaysa onu derhal bulmalıyız. | Open Subtitles | طالما هذا العقار الإعجازيّ على المتن، فعلينا أن نجده فورًا |
Bu yalnız kurt, ama önümüzdeki hedefini bulmadan onu bulmalıyız. | Open Subtitles | لو أنّه يعمل وحده، فحريّ بنا أن نجده قبلما يجد هدفه القادم |
Gerçek şu ki, silahı yokettiğimizden emin olabilmek için, önce onu bulmamız gerek. | Open Subtitles | الحقيقة هى أننا يجب أن نتأكد من تدمير السلاح، بجل أن نجده أولاً |
Önce onu etkisiz hale getirmeliyiz, ama bunu yapmak için önce onu bulmamız gerek. | Open Subtitles | بداية يجب علينا أن نحصره ولكن لنعمل ذلك يجب علينا أن نجده |
Dedektif Bell size görüp görmediğinizi sormadı, nerede bulabileceğimizi sordu. | Open Subtitles | المحقق بيل لم يسألك ان رأيته سألك أين من الممكن أن نجده |
- Onu nerede bulabileceğimizi söyle. | Open Subtitles | -فقط أخبرنا اين يمكننا أن نجده -في الملهى .. |
Adamı bu çantalar sayesinde bulmayı amaçlıyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نجده عن طريق هذه الحقائب |
Bu şimdi Pittsburgh'da birinde ve biz Onu bulana kadar insanlar ölmeye devam edecekler. | Open Subtitles | حسناً، شخص ما في (بيتسبرغ) يمتلكه الآن و سوف يتلاشى المزيد من الناس اإلى أن نجده |
Hafta bitmeden onu buluruz. | Open Subtitles | أتمنى أن نجده قبل أن ينتهى الأسبوع |
Artık her neyse bulacağız. Gerisini biliyorsun zaten. | Open Subtitles | و مهما كان ذلك , يجب أن نجده و أنت تعرف الباقي , أنا انتهيت |
Onu nerede bulabiliriz ve onu ne kadar acımasız bir şekilde öldürmeme izin var? | Open Subtitles | تحدث عن بافي ؟ , أين يمكننا أن نجده وما صعوبة أن أقتله؟ |