- Biz sadece çarpmamayı tercih ediyoruz. - Hadi. Buradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | نحن نفضل أن لا نتحطم تعال يجب أن نخرج من هنا |
Nefes bile alamıyoruz. Buradan hemen çıkmalıyız. | Open Subtitles | نحن حتى لا نستطيع أن نتنفس يا رجل يجب أن نخرج من هنا |
Ve bu dünyanın sonu gelmek üzere buradan bir an önce defolup gitmeliyiz. | Open Subtitles | وهذا العالم اللعين إقتربت نهايته. ويجب علينا أن نخرج من هذه الورطة اللعينة. |
Bu pislik yuvasından bir an önce kurtulmalıyız. Bir şeyler vurmalıyım! | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هذه القذارة بسرعة أريد أن أقتل أحدهم |
Buradan dışarı çıkacağız. Dedem geldiğinde de ona yardım edeceğiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا لنساعد جدى حينما يأتى |
Buradan çıkmamız gerek. Çıkalım. Ben toplanmaya başIıyorum, Haşmetmeapları. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا بدأت فى إعداد الحقائب يا صاحب السمو الأساسيات فقط |
lşıklar sönmeden önce dışarı çıkmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نخرج من هنا قبل أن تتحول الأنوار. |
İnceleyecek zaman yok Buradan hemen çıkmalıyız | Open Subtitles | ليس هناك وقت للإكتشاف يجب أن نخرج من هنا |
Hayır, hayır. Hemen buradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | لا ، نحن يجب أن نخرج من هنا الآن إنتظر ، انتظر ، إنتظر |
-Sonra açıklarım. Buradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | سأشرح لكى فيما بعد, يجب علينا أن نخرج من هنا |
Bayan Pearl, buradan çıkmalıyız. Burayı havaya uçuracaklar. | Open Subtitles | أنسة بيرل , يجب أن نخرج من هنا إنهم سينسفون ألمكان |
Kahretsin. Araba çalışmıyor. Buradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | اللعنة لن تعمل هذه السيارة يجب أن نخرج من هنا |
Bu çok fazla yakın. Hadi buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | أنه طريق قريب جدا تعالِ، نحن يجب أن نخرج من هنا |
Hala fırsatımız varken, buradan hemen gitmeliyiz! | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نخرج من هنا بينما هو هادئ |
Bu dijital bölünmeden kurtulmalıyız. Çünkü, teknoloji ilerledikçe, bu kamplaşmanın daha tehlikeli sonuçları oluyor. | TED | يجب أن نخرج من هذه الفجوات الرقمية، لأنه مع تقدم التكنولوجيا لدينا، عواقب القبلية لدينا تصبح أكثر خطورة. |
Buradan iki fil gibi çıkacağız. | Open Subtitles | أرتي هل تريدنا أن نخرج من هنا و كأننا زوج من أفراس النهر ؟ |
İstersen eşyalarını topla da Çıkalım buradan. | Open Subtitles | إذا تريد أن تحزم بعض الأشياء، نحن يمكن أن نخرج من هنا. |
10 dakika içinde çıkmaya hazır olalım. | Open Subtitles | سنحاول أن نخرج من هنا خلال 10 دقائق ابحثي وانا سأبحث عن الحقائب |
- Buradan gitmemiz gerek. - Yaptığım hesaplamalar doğru ise... | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا إذا كانت حساباتي صحيحة |
Buradan hemen uzaklaşmalıyız! | Open Subtitles | تحركوا علينا أن نخرج من هذا المكان اﻵن، هيا |
Aklına sadece, biri gelmeden buradan nasıl çıkarız düşüncesi gelsin. | Open Subtitles | ما الذي يُفترض أن أفكّر به؟ من المفترض أن تُفكّر أننا يجب أن نخرج من هنا قبل أن يعود شخص ما. |
Aslında kötü hiçbir şey olmadı. Buradan çıkmamız lazım şimdi. | Open Subtitles | لاشيء سيئ حدث فعلا والان يجب أن نخرج من هنا |
Bu şehirden kaçmalıyız. Meksika. Meksika'ya gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هذه المدينة المكسيك , يجب أن نذهب إلى المكسيك ؟ |
İleride bir ışık var. Belki oradan çıkabiliriz. Gidelim. | Open Subtitles | هناك ضوء أمامنا ربما يمكن أن نخرج من ذاك الطريق دعنا نذهب |
- Siz beni buldu sevindim. - Buradan çıkmak gerekir. | Open Subtitles | أنا ممتنة لأنكم وجدتوني يجب أن نخرج من هنا |