Eğer biri size karşı bir suç işlerse bedelini bin misliyle ödemeli! | Open Subtitles | اذا رجل أرتكب جريمة ضدّك هو يجب أن يدفع الثمن آلاف المرات |
Soya fabrikasındaki 16 Çinlinin katliamı için biri bedel ödemeli. | Open Subtitles | شخص ما يجب أن يدفع ثمن المذبحة التي حدثت في مصنع فول الصويا |
Sonuç olarak bize Amerikan Doları ödeyecek mi? Nakit olarak. | Open Subtitles | إذاً، هل ينوي أن يدفع لنا بالدولار الأمريكي؟ |
O da onun ahirette bunun için ödemek zorunda anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني أن عليه أن يدفع الثمن بعد موته أيضاً ؟ |
Birinin bu zararı ödemesi gerekiyor ama bu kişinin şu kahrolası Rus olmayacağı kesin! | Open Subtitles | شخص ما يجب أن يدفع تعويض عن هذا ولن يصبح وغد |
Elbette üzülüyorum. Kadın için. Çocuk bir katil ve cezasını çekmeli. | Open Subtitles | بالتأكيد أنني أبدو أسفة لها إنه قاتل ويجب أن يدفع الثمن |
Howard, dünyaya gelen her yeni fikir tek bir insanın aklından çıkar peki ya bedel olarak ne öder biliyor musun? | Open Subtitles | هوارد، كل فكرة جديده فى العالم تأتى من عقل رجل ما وانت تعرف الثمن عليه أن يدفع الثمن؟ |
Listede olmayan birisi için ödeme yapmasını mı ne istemiş, öyle bir şey. | Open Subtitles | أرادت شخص ما أن يدفع لها ولم تكن على القائمة أو شىء كهذا |
Her birimiz, bir tahlil için her zaman 522 dolar yerine 19 dolar ödemeyi seçebilirse nasıl olur? | TED | ماذا لو استطاع كل منا أن يقوم باختبار مقابل 19 دولارًا كل مرة بدلًا من أن يدفع 522 دولارًا؟ |
Eğer görürsen ben onu yakalamadan borcunu ödemesini söyle. | Open Subtitles | إن رأيته قل له أن عليه أن يدفع قبل أن أصل إليه |
Bu jet çok pahalı. Parasını birisinin ödemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | هذه الطائرة غالية جدّا و على شخص ما أن يدفع ثمنها |
- Yaptığı şeyi ödemeli. Hayır, anlamıyorsun. | Open Subtitles | يجب أن يدفع جزاء مافعله ــ لا ، أنتى لا تفهمى |
Leito, mahvettiği bütün malın karşılığını... bize nakit olarak ödemeli. | Open Subtitles | بما أن ليتو أفسد عملية الممنوعات، فعليه إذاً أن يدفع لنا ثمنها |
Leito, mahvettiği bütün malın karşılığını... bize nakit olarak ödemeli. | Open Subtitles | بما أن ليتو أفسد عملية الممنوعات، فعليه إذاً أن يدفع لنا ثمنها |
En azından kızım için, günahlarının bedelini ödemeli. | Open Subtitles | على الأقل لأجل إبنتي، يجب أن يدفع ثمن ذنبه. |
O hayvan oğlu hayvan sana yaptıklarının bedelini ödemeli. | Open Subtitles | ماذا فعل هذا الحيوان بك ؟ عليه أن يدفع الثمن |
Evet, sonuçta bebeğinizin daire parasını ödeyecek hâli yok. | Open Subtitles | لن يساعدنا هذا أجل، إنه ليس كما لو أن الطفل يمكنه أن يدفع للشقة |
Bana yaptıklarının bedelini ödeyecek. | Open Subtitles | حسناً، كل ما أريده هو أن يدفع ثمن ما جعلني أمرُ به. |
Bu departman onun günahlarinin bedelini ödemek zorunda değil, ...o yüzden tekrar soruyorum. | Open Subtitles | هذا القسم لا يستحق أن يدفع ثمن مخالفاته، لذا فأنا أطلب منكَ مجدداً |
Bir oğulun babasının günahlarının bedelini ödemek zorunda olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | ألـاـ تؤمن أن الـابن عليّه أن يدفع ثمن خطايا والده؟ |
Ufak bir de kazanç sağlıyoruz. Sonuç olarak, birilerinin bizim koca oğlanın, uh, kucak dansı paralarını ödemesi gerekiyor. | Open Subtitles | فعلى أحد ما أن يدفع ثمن رقصات التعري من أجل هذا الضخم |
Her halükarda önce parasını ödemesi gerekiyor. | Open Subtitles | كلتا الطريقتين، عليه أن يدفع أولاً |
Yaptıklarının cezasını biliyordu. Yalvarman için seni göndermek yerine cezasını çekmeli. | Open Subtitles | إنه يعلم عقوبته وتصرفاته، ويجب أن يدفع ثمن تصرفاته بدون إرسالك للتوسل |
- Demek istediğim bazıları iyi görünmek için para öder. Bazıları da neden biz değil der? | Open Subtitles | على البعض أن يدفع ثمن المظهر فيما الآخرون, لا |
Bu durum şu soruyu aklımıza getiriyor: Neden herhangi birimiz, herhangi ülkeden, tütün endüstrisi maliyetleri için ödeme yapalım ki? | TED | لكنها تطرح سؤالاً، لماذا يجب على أي واحد منا في أي بلد، أن يدفع ثمن صناعة التبغ؟ |
Bu belgeyle kanıtlandığı üzere, Slovak Dışişleri Bakanı, Nazilere sınırdışı edilecek her Yahudi için 500 Mark ödemeyi kabul etmişti. | Open Subtitles | وكما تثبت هذه الوثيقة أن وزارة خارجية السلوفاكيه وافقت على أن يدفع النازيين لكلّ يهودي اُبعد 500 مارك المانى |
Birinin, ona yapılanın bedelini ödemesini istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين أن يدفع أحدهم ثمن ما حصل لها وهذا أمر طبيعي |
Güvenliğinin sağlanması için hancıya yüksek miktarda ücret ödemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليه أن يدفع مبلغ كبير من المال لصاحب المكان لضمان سلامتها |