söylemeye çalıştığı şey, erkek arkadaşımdan yeni ayrıldım ve beni dinleyeceğine geveze olduğumdan bahsediyor elbette gevezelik yapmamız lazım | Open Subtitles | الذي يحاول أن يقوله ؟ هو أنني انفصلت للتو عن صديقي الحميم وهو مالل من سماعي أتحدث عنه باستمرار |
- Spock'ın doğumgünümde söylemeye çalıştığı bir şey. | Open Subtitles | شيء كان سبوك يحاول أن يقوله لي في عيد ميلادي |
Burada yabancı arkadaşın söylemeye çalıştığı şey, Forman. | Open Subtitles | ما يحاول صديقي الأجنبي أن يقوله هنا هو أنك أخفقت يا رجل |
Elliot bugün söylenmeye değer bir şey söylediği için dertlere battı. | Open Subtitles | إليوت عانى بعض المتاعب الليلة لكي يقول شيئًا يستحق أن يقوله. |
Bu bana söylediği son şey oldu. | Open Subtitles | آخر شئ كان ينبغي أن يقوله لي حينها |
Steve'in söylemeye çalıştığı, tüm dünya sana karşı cephe almışken doğru dürüst bir işte çalışmanın mümkün olmadığı. | Open Subtitles | ما يحاول ستيف أن يقوله هو أنّه من الصّعب التقدّم في هذا العمل بينما العالم كلّه ضدّك |
Bay Sevimli'nin söylemeye çalıştığı eşinizle bugün burada buluşacaktık. | Open Subtitles | ما يريد أن يقوله السيد كونتينياليتي هنا انه كان يجب أن نلتقيه هنا في هذا اليوم بالتحديد |
Sözcükler, sonuçta söylemeye çalıştıklarınıza, uyum sağlayamaz. | Open Subtitles | الكلمات التي لا تلائم أبداً حتى ما يحاولون أن يقوله |
Bay Weeks'in söylemeye çalıştığı yok sayılmamız efendim. | Open Subtitles | ما يريد السيد ويكس أن يقوله, يا سيدي. هو.. أننا غارقون. |
söylemeye çalıştığı şey burada gizlenme için ses dalgalarını da tersine çeviren bir ses bileşeni olduğu. | Open Subtitles | ما يحاول أن يقوله هناك مكون الصوت في جهاز التخفي يعكس موجات الصوت أيضا. |
Ve kimsenin bundan fazlasını söylemeye hakkı yok. | Open Subtitles | وهذا كل ما يحق لأي رجل أن يقوله |
Ve kimsenin bundan fazlasını söylemeye hakkı yok. | Open Subtitles | وهذا كل ما يحق لأي رجل أن يقوله |
- Bize söylemeye çalıştığı bir şey mi var? | Open Subtitles | هل هناك شيء يحاول أن يقوله لنا ؟ |
Kardeşimin burada söylemeye çalıştığı şeyin ne sizin kıdemli cadınızın hayatının, ne Hasat ritüelinizin, ne de meclisinize yapılacak olaran büyü akışının onu hiçbir şekilde ilgilendirmediği gerçeğinden ibaret olduğunu düşüyorum. | Open Subtitles | ... ما يحاول أن يقوله أخي هو أنّه لا حياة حكيمتكم ولا الحصاد ولا وصال معشركم السحريّ يهمّ |
Bu şekillerle Sandeman bana ne söylemeye çalışıyorsa, kesin olan bu White'ı çok korkuttu. | Open Subtitles | أياً كان (سانديمان) حاول أن يقوله لي من خلال هذه الأشياء فقطعاً كان قاسياً كما أخبرني به (الابيض) |
Verne'nin söylemeye çalıştığı şey... Yani, hepsini tek seferde toplamak zor iş. - Ama... | Open Subtitles | مايحاول أن يقوله (فيرن) وأعتقد أنه من الصعب التعبير عن ماحدث بكلمة واحدة فقط |
Rufus'un söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أسحبينا مثل ما حدث في فيلم (نجم يموت) من أنتاج شركة فالكون للألفية وهذا هو ما كان (روفوس) يحاول أن يقوله |
- Babamın bana hep söylediği bir şey söyleyeceğim sana: | Open Subtitles | :سأخبرك ماعتاد أبي أن يقوله لي |
Bütün söylediği buydu. | Open Subtitles | ذلك كل ما كان عليه أن يقوله |
Fred Jones'un tek söylediği: | Open Subtitles | كل ما علي (فريد جونز) أن يقوله |