Büyük bir yakalayıcı olmadan önce benim gösterimin donanımlarını değiştirsin. | Open Subtitles | قبل أن يُصبح الماسك العظيم ، ربما يتبدل حاله ويقوم بإعداد الأدوات الخاصة بالعرض خاصتي |
Sakın bana Şövalye olmadan önce de böyle olduğunu söyleme. Buna inanmam. | Open Subtitles | لاتخبرني أن هذه كانت طريقته قبل أن يُصبح قارساً، لأنني لن أصدق هذا. |
Çok geç olmadan önce çıkmakla ilgili. | Open Subtitles | حول الخروج، قبل أن يُصبح الوقت متأخراً كثيراً |
Asker olması gerekti. Savaşmayı öğrenmesi gerekti. | Open Subtitles | .توجب عَليه أن يُصبح جُندى . توجب عَليه أن يَتعلم كَيف يُقاتل |
HQ şirketinin karşısındaki binanın tepesinde bir suikastçı olması gerekiyor. | Open Subtitles | يبدو أن هُناك من يود أن يُصبح قاتلاً على سطح شركات "إتس كيو". |
Ona neden polis olmak istediğini sorduğumda hapiste olmasını istediği biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سألتهُ لمَ يريد أن يُصبح شرطي. قال هنالك شخص يريد الإمساك به. |
Daha kötüsü de olabilirdi. | Open Subtitles | كان من المُمكن أن يُصبح الأمر أكثر سوءًا. |
Her şey dijital olmadan evvel, bir devlet üniversitesinde ders de vermiştim. | Open Subtitles | و كنت أعلم في المعهد قبل أن يُصبح كُلّ شيء رقمياً |
Derek'in Alfa olmadan önce mavi gözleri vardı, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين عندما كانت عينا "ديريك" زرقاوين قبل أن يُصبح ألفا؟ |
Tövbe et, Tanrı'ya git, çok geç olmadan günah çıkar, baştan başla. | Open Subtitles | التوبة ، فلتتوب إلى الرب ، قد يُزيل جميع خطاياك قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً لذلك |
Çok geç olmadan bir kez daha yapmalısın. | Open Subtitles | عليكِ فعل ذلك مُجدداً قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً |
Bütün bunları geç olmadan yok etmem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنني أحتاج إلى تدمير كل ذلك قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً |
Seni bir keresinde dinlemişti, çok geç olmadan tekrar dinlemesini sağla. | Open Subtitles | لقد نفذ أوامرك مرة من قبل لذا فلتجعلينه تحت قيادتك مُجدداً قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً |
Hydra'nın tamamı ölü ya da esir olmadan durmam. | Open Subtitles | لن أتوقّف إلى أن يُصبح أفراد "العدار" إما أموات أو تحت الأسر. |
Eğer bir adam 10 metreti 1.6 sn ya da daha az koşmazsa efektif bir koşucu olması ciddi olarak ihtimal dışında kalıyor. | Open Subtitles | إذا كان لا يُمكن للاعب أن يجري لمسافة 10 ياردات في 1.6 ثانية أو أقل ففرصه في أن يُصبح مُمرر مُؤثر وسريع بالدوري ستنخفض وبشدة |
Harry'nin, bizim Billy için de en iyisi olması beni de tiksindiriyor. | Open Subtitles | فكرة أن يُصبح (هاري) الأفضل لابننا (بيلّي) تثير إشمئزازي أنا الأخرى |
Aynı Abraham'ın ölü olmadan önce ölümlü bir insan olması gibi. | Open Subtitles | مثلما كان (إبراهيم) خالدًا مرّة قبل أن يُصبح ميتًا. |
Yakında Genel Vali Rom olması bekleniyor. | Open Subtitles | يُتوقّع أن يُصبح الحاكم العام (روم) قريباً |
yani aranızda özel federal polis olmak isteyen varsa, elini kaldırsın benim arkamdan tekrar etsin. | Open Subtitles | لذا، إذا أيّ منكم يا رجال يرغب أن يُصبح نائب مارشالز خاصّ، يرفع يده اليُمنى ويُكرر بعدي. |
Böldüğüm için özür dilerim ama, kanatlı arkadaşınız köpek parkında "badileşiyor" ve labrador'un öğle yemeği olmak üzere. | Open Subtitles | أعتذرُ لكِ عن التطفّل، ولكن صديقكِ هُنا ذو الجناحين ذهب إلى مُتنزّه الكِلاب، وأراد أن يُصبح وجبةُ جاهزة للغداء. |
Bütün hayatını bir yıldız olmak için harcadı ve sonrasını hiç düşünmedi. | Open Subtitles | لقد أمضى حياتُه كاملة أن يُصبح نجماً ولم يُفكّر قط بما سيُصبح بعد ذلك. |
Daha kötüsü de olabilirdi. | Open Subtitles | كان بالإمكان أن يُصبح الوضع أسوأ. |