| İç savaşa maruz kalanlara hizmet için barış birlikleri göndermeliyiz. | TED | علينا إرسال قوات حفظ السلام ليخدموا من يواجهون حرباً أهلية. |
| Bu da ülkeyi bir iç savaşa ve katliama sürükledi. | Open Subtitles | الذي من شأنه أن يؤدي إلى حرب أهلية والإبادة الجماعية |
| sadece 6 ülkede iç savaş var, bu, medyanın sadece altı ülkeye yer verdiğini gösterir. | TED | لدينا حروب أهلية فقط في 6 دول، وهذا ما يعني أن الإعلام يغطي فقط 6 دول. |
| Hastalar için ilaç, açlar için yiyecek ve iç savaş mağdurları için barış birlikleri ile. | TED | أدوية للفقراء، وطعام إغاثة للجوعى، وقوات حفظ السلام لمن يواجهون حرباً أهلية. |
| sivil bir savaş. Soğuk bir savaş gerçekten. | TED | إنها حرب أهلية. إنها الحرب الباردة.حقاً. |
| Bilirsiniz, bir zamanlar Lübnan, ülke olarak, uzun ve kanlı bir iç savaşta yok edilmişti. | TED | كما تعلمون، لبنان كبلد قد تدمر من قبل بسبب حرب أهلية طويلة و دامية. |
| Garip kehanetler ve gizemli çingenelerden gelen ziyaretler, iç savaşların çatışmalarına ve tekrarlarına yol açar. | TED | نبوءات غريبة وزيارات من الغجر الغامضين تفتح الطريق للمناوشات وإطلاق النار وتتسبب بحروب أهلية متكررة. |
| hala bugün dünyanın en ölümcül iç savaşı. | TED | و لا تزال أعنف حرب أهلية في العالم حتى يومنا هذا. |
| 1936'da Neruda Madrid'de konsoloslukta çalışırken iç savaş çıktı ve bir faşist askeri diktatörlük hükümeti devirdi. | TED | في عام 1936، حينما كان نيرودا يعمل في القنصلية في مدريد، نشبت حرب أهلية وأطاحت الديكتاتورية العسكرية الفاشية بالحكومة. |
| Sizinle Libyalı genç bir kadın olarak konuşuyorum, Libya iç savaşın ortasında olan bir ülke. | TED | أنا أتحدث إليك كامرأه شابة من ليبيا. دولة في وسط أحداث حرب أهلية |
| Güney Sudan'da, başka bir iç savaş açlığın benzer bir kullanımına bir soykırım aracı olarak sahne oldu. | TED | في جنوب السودان، شهدت حرب أهلية أخرى مماثلة استخدام التجويع كوسيلة من وسائل الإبادة الجماعية. |
| Ya bir iç savaş var göklerde ya da göklere karşı geldiği için tanrılar yıkmak istiyor dünyamızı. | Open Subtitles | إما أن تكون هناك حرب أهلية في السماء، أو أن وقاحة البشر قد أغضبت الآلهة، فدفعتها إلى إحداث هذا الدمار |
| Bunu, dikkatlice tarafsız kalmamız gereken gerçek bir iç savaş olarak ele alacağız. | Open Subtitles | إننا سوف نتعامل على أنها حرب أهلية حقيقية من حيت أننا يجب أن نبقى على غاية الحذر |
| 1914'te başlayan bir Avrupa İç Savaşı yaşamıştınız. | Open Subtitles | شهدت القارة حرباً أهلية بدأت فى العام 1914 |
| Zaten bir iç savaş çıkmak üzere. Biz başlatalım. Belki kazanırız. | Open Subtitles | أنهم مستعدون لأشعال حرب أهلية لنشعلها، وربما بأمكاننا أن نربحها |
| Senin, bir iç savaşı tetiklemeye çalıştığını düşünüyorum, Faulkner. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تريد أن تشعل حرباً أهلية هنا يا فولكنر |
| Kuzey Baronları krallığa karşı iç savaş başlatacak. | Open Subtitles | ونبلاء الشمال سيشنون حربا أهلية ضد التاج |
| Cinque, Sierra Leone'ye döndü ve halkının iç savaşta olduğunu gördü. | Open Subtitles | عاد سينكيه إلى سيراليون ليجد أهلهُ غارقون بحرب أهلية |
| İç savaştan çıkan Kuzey Yunanistanın tepe köylerine , | Open Subtitles | في قرى التل من شمال اليونان ،والتي كانت خارجة من حرب أهلية |
| Ben de mahkemeyi halkı sivil savaşa teşvik etmekle suçluyorum. | Open Subtitles | أنا أتهم هذه اللجنة بإثارة حرب باردة أهلية لكراهية |
| sivil ayaklanmanız bir iç savaşa dönüştü. | Open Subtitles | الإضطرابات المدنية لديكم تكاد تتحول لحرب أهلية |