Sosyal olarak iletişim kurabilieceğiniz bir robotta en önemli şey, görsel dikkat sistemidir. | TED | إن أهم شئ في بناء الروبوت تستطيع التواصل معه إجتماعياً هو نظام الإنتباه البصري. |
Belki de gördüğümüz en önemli şey çocukların ailelerini eğitmeleri. | TED | محتمل أن أهم شئ نراه هو تعليم الأطفال لآبائهم. |
Senin için dünyadaki en önemli şey o, değil mi? | Open Subtitles | ، هي أهم شئ في العالم بالنسبة لك أليست كذلك ؟ |
Önemli olan sizin kürtajı kabul etmeniz. | Open Subtitles | أهم شئ يجب عليك فعله أن توافق على الأجهاض |
Bebeğim, sağlığın açık farkla hayatımızdaki en önemli şey, şu an... Tamam mı? | Open Subtitles | حبيبتي، صحتك مهما كان هي أهم شئ في حياتنا في الوقت الحالي |
en önemli şey, biraz gergin gözükmen, sanki orada olmamamız gerektiğini biliyormuşuz gibi. | Open Subtitles | أهم شئ هو أن نظهر بشكل عصبي كأننا نعرف أننا ليس من المفروض أن نكون هناك |
en önemli şey, biraz gergin gözükmen, sanki orada olmamamız gerektiğini biliyormuşuz gibi. | Open Subtitles | أهم شئ, هو أن تبدو عصبيا قليلا كأننا نعرف أنه ليس من المفترض أن نكون هنا |
Ama bilmekten ve güvenmekten sonra en önemli şey nedir biliyor musun? | Open Subtitles | لكن هل تعلمىما هو أهم شئ بعد المعرفة والثقة ؟ |
Hala gençsin ve bir kadın için Önemli olan nedir bunu anlayamazın. Bir kadın için en önemli şey evlenmektir. | Open Subtitles | أنت لاتزالين صغيرة وغير مدركة بما هو مهم للمرأة أهم شئ بالنسبة للمرأة هو الزواج |
Ve bunları bana söyledikten sonra bana söylediği en önemli şey neydi biliyor musun? | Open Subtitles | و بعد أن يخبرني بهذا أتعرف ما أهم شئ كان عليه أن يخبرني به؟ |
Biliyorsun uzun zamandır, bana, senin için en önemli şey benmişim gibi hissettirmedin. | Open Subtitles | أتعلم.. لفترة طويلة , لم تجعلني أشعر و كأنني كأنني أهم شئ بالنسبة لك |
Fakat yapılması gereken en önemli şey acıyacağını kabullenip sakin kalmaktır. | Open Subtitles | ولكن أهم شئ عليك فعله الهدوء وتقبل الأذى |
Şu anda en önemli şey bu değil bence. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّ ذلك هو أهم شئ في الوقت الحالي, ألا تعتقد ذلك ؟ |
Yapma baba, en önemli şey ne demiştik? | Open Subtitles | أبي، بربك، مالذي اتفقنا عليه على أنّه أهم شئ ؟ |
Bence bu komforlu bir yatak ve benim için en önemli şey senin rahatlığın. | Open Subtitles | أنا فقط عنيتُ أن هذا فراش مُريح و أن أهم شئ بالنسبة لي هو أن تشعري بالراحة |
Önemli olan, eşinizi kürtaja ikna etmenizdir. | Open Subtitles | أهم شئ يجب عليك فعله أن توافق على الأجهاض |
-Doğru veya değil. İnandırıcı. Önemli olan bu. | Open Subtitles | حقيقه أو خداع فهو له صبغة الحقيقه هذا أهم شئ |
En önemlisi ise, sana teşekkür ederiz kötü, kabahatli, esrar ticareti yapan babamızı bize getirdiğin için. | Open Subtitles | و أهم شئ نحن نشكرك لإعادة أبي البغيض، المقصر عديم المسؤولية لنا |
Hayatımdaki en önemli şeyin iyi vakit geçirmek olduğuna inanırdım. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن أهم شئ فى الحياة هو الإستمتاع بالوقت |
Ve kültür. Söyleyebileceğim, kültür en önemli şeydir, çünkü hayata keyif veren şeydir. | TED | و الثقافة. الثقافة هي أهم شئ بالنسبة لي. لأن هذا هو ما يجلب السعادة للحياة. |
Belki de bunlar usta bir balık avcısının laflarıdır ama gramer bana göre dünyanın en önemli şeyi. | Open Subtitles | ربما فقط لصياد سمك محترف لكن القواعد هى أهم شئ فى هذا العالم بالنسبة لى |