Diyorum ki, kendimiz planlasak bundan iyi olamazdı. | Open Subtitles | أعني، نحن لم يكن ممكنناً أن نخطط هذا الشيء ليحسن أوضاعنا. |
Fakat unutma, eğer gidersek iyi bir yerde kalmalıyız. | Open Subtitles | لكني تذكريّ إذا ذهبنا يجب أن تكون أوضاعنا المالية ممتازة |
Matsew izinli ve köyde biz de iliskilerimizi düzeltmek için iyi bir zaman oldugunu düsündük. | Open Subtitles | وهو في القرية لذا فكرت أنا و والدك بأنه سيكون الوقت الجيد لتعديل أوضاعنا |
Amerika'ya taşınabilelim... ve daha iyi bir hayatımız olsun diye her kuruşunu biriktirdi. | Open Subtitles | وفرت كل ما لديها حتى نتمكن من الإنتقال وتتحسن أوضاعنا |
Daha iyi bir yaşamı hak ettiğimize karar kıldık. | Open Subtitles | فقررنا أن نحسن أوضاعنا بطريقة سريعة |
Bizlere daha iyi hizmet edebilmeniz için, size, milyonlarca Sterlin ödüyoruz ve siz insanların karşısına çıkıp, aralarına karışmak zorundasınız. | Open Subtitles | نحن ننفق ملايين الجنيهات لتتحسن أوضاعنا وعليكمالخروجإلىالشعب... |
Bizlere daha iyi hizmet edebilmeniz için, size, milyonlarca Sterlin ödüyoruz ve siz insanların karşısına çıkıp, aralarına karışmak zorundasınız. | Open Subtitles | نحن ننفق ملايين الجنيهات لتتحسن أوضاعنا وعليكم الخروج إلى الشعب... |
Berbat hissediyorum.Simpsonslardan daha iyi olduğumuzu unutmuşum. | Open Subtitles | أشعر بالسوء، أحياناً أنسى أن أوضاعنا أفضل قليلاً من آل (سمبسن) |
Gayet iyi. | Open Subtitles | أوضاعنا تمام. |