İlk kez gün ışığına çıkıyorlar. | Open Subtitles | ولكن هذه أول مرة على الإطلاق التي يرون فيها ضوء النهار |
Git, git, lanet olası hardal lekesi. İlk kez bu şov hoşuma gitti. | Open Subtitles | أخرجي أخرجي يا بقعة الخردل اللعينة هذه أول مرة على الإطلاق أحب فيها هذا العرض |
Beni sevdiğini ilk kez söylediğinin farkında mısın? | Open Subtitles | أنتِ تعرفين ان هذه أول مرة على الإطلاق التي تقولين فيها انكِ تحبيني |
Go Fish oyununda ilk kez birinin hile yaptığını görüyorum. | Open Subtitles | أول مرة على الأطلاق أرى أي شخص يغش في لعبة الصيد |
Go Fish oyununda ilk kez birinin hile yaptığını görüyorum. | Open Subtitles | أول مرة على الأطلاق أرى أي شخص يغش في لعبة الصيد |
İlk kez lavaboda seviştiğimiz günkü kadar güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدين جميلة مثل ذلك اليوم الذي مارسنا فيه الجنس أول مرة على الحوض |
(Gülüşmeler) Bunu söyleyen herkese teşekkür etmek istiyorum çünkü bu şakayı ilk kez duyuyorum. (Gülüşmeler) | TED | (ضحك) ولكل شخص أخبرني بهذا أقول شكرًا لك لأن تلك كانت أول مرة على الإطلاق أسمع فيها تلك النكتة. |
Feldenstein davasını ilk kez ne zaman duydunuz? | Open Subtitles | قد يواجه عقوبة الموت متى تعرفت أول مرة على قضية (فيلدنشتاين)؟ |
Ona ilk kez Kudüs'te bir dağın tepesinde dua ederken rastladım. | Open Subtitles | ...التقيته أول مرة (على قمّة جبل قرب (أورشليم ...كان يدعو الربّ |
Çünkü benim ilk kez başıma... | Open Subtitles | لأن هذه أول مرة على الإطلاق |
Bayan Surratt, kardeşiniz ilk kez ne zaman John Wilkes Booth'dan haberdar oldu söyler misiniz? | Open Subtitles | سيدة (سورات)، هل يمكنكِ إخبارنا متى أصبح أخوكِ أول مرة على معرفة بـ(جون ويلكس بوث)؟ |
Şimdiye kadar ilk kez! | Open Subtitles | أول مرة على الاطلاق |
Herr Janning, öyle bir noktaya geldi ki bu noktada ilk kez masum olduğunu bildiğiniz bir adamı mahkum ediyorsunuz. | Open Subtitles | سيد (يانينج)... لقد بلغ الأمر ذلك الحد عند حكمك أول مرة على رجل بالإعدام... كنت تعلم بأمر براءته |