"أَعْرفُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• biliyorum
• bilmiyorum
• bildiğim
• bilirim
• tanıyorum
• bilemiyorum
• farkındayım
• tanımıyorum
• Bilmem
• anlıyorum
• biliyordum
• bileyim
• tanıdığım
• bileceğim

-Burdan çıkmalıyız. -Baba, biliyorum kızdın gemiye girmemeliydim, bir dakika verirsen
أبّي، أَعْرفُ بأنّني ما كَانَ يجبُ أَنْ أكُونَ في السفينةِ، لكن

-Hood'un zayıf yanını biliyorum Fermat -Eğer zamanında gidersek onu durdurabilirim
أَعْرفُ نقطة ضعفَ القلنسوةَ يمكنني ايقافه لو وصلنا في الوقت المناسب

Seni biliyorum. Kör bile olsam senin kim olduğunu bilecektim.
أنا أَعْرفُك حتى إذا كُنْتُ أعمى أنا أَعْرفُ مَنْ أنت

Sebebini bilmiyorum ama, içimden bir ses "Shingen öldü" diyor.
لَكنِّي ما زِلتُ أَحسُّ ان شينجن ميتُ لا أَعْرفُ لِماذا

Evet, Canlı olduğunu düşündüğünü biliyorum... ama o herifler bunun imkansız olduğunu söylüyor.
نعم،انا أَعْرفُ أنّك تَعتقدُ ..أنك حيّ. ولكن أولئك الرجالِ الذين صتعوك يقولون مستحيل.

Bunun beni ilgilendirmediğini biliyorum ama bu konuda güçlü hislerim var.
أَعْرفُ هذا لا أَتعلّقُ بي، لَكنِّي أَشْعرُ بقوة جداً حول هذا.

Bak tatlım, biliyorum kötü hissediyorsun ve kitabın çıkmayacağı için üzgünüm.
النظرة، عسل، أَعْرفُ بأنّك تَبْدو سيئاً وأَنا آسفُ كتابُكَ لا يَخْرجُ.

Sonra biliyorum ki, birşey söylemedim diye, Debra bana kızacak.
وأنا أَعْرفُ ديبرا سَيَتخبّلُ عليّ لأنني لَمْ أَقُلْ أيّ شئَ.

Sanırım ne olduğunu biliyorum. Sanırım o şahin onu götürdü.
أعتقد أني أَعْرفُ ما حَدث أعتقد أن ذلك الصقرِ أختطفها.

Bunun korkutucu olduğunu biliyorum ama sana söz veriyorum bu evde güvendesin.
أَعْرفُ بأنّ هذه مخيف، لَكنِّي أَعِدُك، أنت آمن هنا في هذا البيتِ.

- Ne? - Herşeyi biliyorum. En başından beri biliyorum.
لابأس أنت لا تَبقي أيّ شئ منّي أَعْرفُ ذلك تلقائياً

Ne olduğunu bilmiyorum, ama Çok fazla çalıştığımı biliyorum! Soyun. Karşılığını ödeyeceğim.
انا مش عارف اية دة لكني أَعْرفُ بأنّ زبي بيقف من الرؤيا

İtip kaktığın iki karın daha olduğunu biliyorum, Pauline, Adrian.
أَعْرفُ بأنّك كَانَ عِنْدَكَ زوجتان أخريتانُ دَفعتَ حول، بولين، أدريان.

Bakın, biliyorum Gail'in ailesisiniz, ama size karşı sempatik olmam çok zor.
النظرة، أَعْرفُ بأنّك عائلةَ غايل، لَكنَّه صعبُ جداً لي لِكي يَكُونَ متعاطفَ.

Sevgili Rani, ünlü bir moda tasarımcısı olmak istediğini biliyorum.
عزيزتى رانى، أَعْرفُ أنّك تُريدُين ان تصبحى مصممة اذياء شهيره

Ne yaptığını biliyorum ve bu yüzden beni suçlaman gerekmiyor.
أَعْرفُ ماذا فعل وأنا لَستُ بِحاجةٍ إليك لفَرْك أنفِي فيه

Özür dilerim, öyle demek istemedim. Ne söylediğimi ben de bilmiyorum.
أَنا آسفُ أنا لَمْ أَعْنيِها أنا لا أَعْرفُ ما الذي أَقُولُه

Korkarım Bayan Novak'ın kitabının tam olarak ne hakkında olduğunu bilmiyorum.
أَنا خائفُ أنا لا أَعْرفُ بالضبط ما هو كتاب الآنسةِ نوفاك

Tamam, bak, Michael, bildiğim tek şey ayrı kalmak istemediğim.
الموافقة، نظرة، مايكل، كُلّ أَعْرفُ أنا لا أُريدُ بَقاء التَحْطيم.

Gördüğünüz gibi, genç ve sağlıklıyım. Ve atları iyi bilirim. Yazı yazmasını bilirim.
كما ترىِ ، أَنا شابُ في صحةِ جيدة أَعْرفُ فروسيةً أَكْتبُ خط جميل

Birini tanıyorum ama, kendisi pek federal işlerle uğraşan biri değildir aslında
أَعْرفُ أحدا لكني لا أعرف إذاكان هذا عمله إلى الأن أنت تعرف،

Amerika'daki tüm bu şiddet olaylarının ne zaman sona ereceğini bilemiyorum
إنه العنف بجميع أشكاله في أمريكا أنا لا أَعْرفُ متى سَيَتوقّفُ

ve ben ona baktığını ve ellerini ...üzerinden alamadığının farkındayım.
أنا لا أعتقد سيئُ أعتقد النظرة وأنا أَعْرفُ بأنّه يَنْظرُ إليه و

- Bu kızı tanımıyorum. - Pekala, ilerleyin.
أنا لا أَعْرفُ هذه البنتِ حسناً، أنتما الأثنان، أبتعدا

Kaç adam gitti Bilmem, saatte ortalama altı tane olmalı.
أنا لا أَعْرفُ كم عدد الرجالَ، المتوسط ستّة في السّاعة.

Duygularını anlıyorum, M, fakat 00'ları tekrar aktive etmende ısrar ediyorum.
أَعْرفُ مشاعرَكَ، إم، لَكنِّي أَصرُّ بأنّك تُنشّطُ الصفر المضاعف

Belki de aldattığını biliyordum Belki de vefasız olduğunu biliyordum
لَرُبَّمَا أَعْرفُ بأنّه يَغْشُّ لَرُبَّمَا أَعْرفُ بأنّه كَانَ غير صحيحَ

Dr. Sapirstein ya yalan söylüyor ya da ne bileyim, kafayı sıyırmış.
الدّكتور سابيرستين يأمّا يَكْذبُ أَو هو أنا لا أَعْرفُ اتجنن

Sen ve Sean, benim tanıdığım en klas insanlar oldunuz.
أنت وشون يَجِبُ أَنْ يَكُونُ إثنان مِنْ الناسِ الأفخرِ أَعْرفُ.

Kırmızı bir ok kullanıyorum, böylece kimi öldürdüğümü bileceğim.
أَستعملُ سهم أحمر لذا أَعْرفُ مَنْ أَقْتلُ.