Bu sadece saçma bir dava değil. Vahşiliği durdurmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لَيسَت هذه مُجرَّد قضية طائِشَة أنا أُحاولُ أن أوقفَ الوَحشية |
Savcı tarafından yapılan sorgulamanın saçmalığına dikkat çekmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أُحاولُ الإشارة إلى السخافة المطلقة في الأسئلة التي وجهها الإدعاء |
Sadece parçaları birleştirip anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ أُحاولُ ترتيب الاشياء للفَهْم. |
Burada Ray ile beraberdim, ona hala kızgın görünmeye çalışıyordum, ama Allah biliyor ya daha fazla ona kızgın kalamam. | Open Subtitles | كُنْتُ هنا مَع راي وأنا أُحاولُ البَقاء غاضب مِنْه، لكن يعلم اللَّهُ أني لا أَستطيعُ البقاء غاضبة مِنْ ذلك الولدِ |
Burada çalışmayı Deniyorum, neden kara çeneni kapatmıyorsun. İnanılmaz zarafet Kes sesini. | Open Subtitles | أُحاولُ أن أعمَلَ هُنا، لِذا أقفِل فَمَكَ إخرَس قُلتُ إخرَس، أيها اللَقيط الأسوَد |
Ben sadece tüm bunların ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ أُحاولُ فَهْم، إفهمْ ما يَعْني. |
Aramaya çalışıyorum, ama olmuyor. | Open Subtitles | أُحاولُ إتِّصال، لَكنِّي لا أَستطيعُ أعْمَلُ هو. |
Evdeki sekiz yaşındaki oğluma ulaşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أُحاولُ الوُصُول إلى البيت إلى إبنِي بعمر 8 سنوات. |
O yüzden her gün Hedy'yi Sam için bağışlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لذا كُلّ يوم، أُحاولُ الغُفْران لهيدي من سام |
Şimdi dur biraz. Hatırlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | الآن، إنتظرى لحظة أُحاولُ تذكر الطريق الصحيح |
Bense hala alfabeyi geğirerek söylemekten neden Bu kadar etkilendiklerini anlamaya çalışıyorum? | Open Subtitles | ما زِلتُ أُحاولُ الإعتِقاد خارج سحرهم مَع تَجَشُّأ الأبجديةِ. |
Maçın ortasında neden mağazaya gittiğini anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ما زِلتُ أُحاولُ أَنْ أَفْهمَ لِماذا قُدتَ إلى الفجوةِ أثناء اللعبةِ. |
Bilmiyorum Çok ileriyi düşünmemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ. أُحاولُ أَنْ لا أَبْدوَ بعيد جداً للأمام. |
Yardımcı olmaya çalışıyorum fakat kafamı karıştırıyorsunuz. | Open Subtitles | أُحاولُ المُسَاعَدَة،لَكنَّك تثير اعصابي |
Santral, Colorada'daki bir arkadaşıma ulaşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | المشغل، أُحاولُ تَتَبُّع صديق في كولورادو. |
Orada bir şey yapmaya çalışıyordum ama sanırım elime yüzüme bulaştırdım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أُحاولُ أَنْ أعْمَلُ شيءُ هناك، وأنا أَحْزرُ بأنّني عَمِلتُة بشكل سيئ جداً. |
Oradan kaçmayı başardım ve çatıya ulaşmaya çalışıyordum, yardım için birilerine ulaşabilir miyim diye. | Open Subtitles | إستطعتُ الخُرُوج من هناك و كُنْتُ أُحاولُ الصعود إلى السقفِ فقط وأَرى إذا يُمْكِنُني الحصول على المساعدةِ |
Deniyorum ama o Florida için çok heyecanlı. | Open Subtitles | حَسناً آي .. . أنا أُحاولُ إلى لكن، هو فقط، هو لذا فرح بخصوص فلوريدا. |
Cidden, Ted'den fazla kopmamaya çalıştım ama Ted'in sınırlarını epey zorladım. | Open Subtitles | لم اكن امثل تيد بل كنت أُحاولُ الخروج من طريقة تيد |
Ben babanın yerine geçmeye... ya da anneni senden çalmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | لا أُحاولُ الحلول محل أبّيكَ أَو ان أسْرقُ أمَّكَ بعيداً عنك |
Aramızda daha az rekabet olması için uğraşıyorum. | Open Subtitles | أُحاولُ أَنْ أُصبحَنا لِكي نَكُونَ أقل تنافسي. |
Keserken bunu düşünmemeye çalışırım. | Open Subtitles | أُحاولُ أَنْ لا أُفكّرَ بشأن ذلك عندما أُقطّعُهم. |
Felç geçireceksin. Küstah görünmeye çalışmıyordum. | Open Subtitles | تلك هى الضربة لم أكن أُحاولُ أَنْ أَبْدوَ متعجرفه |
Ne yapmaya çalıştığımı anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمُ الذي أُحاولُ أَنْ أعْمَلُة. |