Telafi etmek istiyor. Bu yüzden aradım. | Open Subtitles | إنها تريد أن تُعيد الأمور إلى نِصابها وهذا هو سبب إتصالي |
Bakın sizi aramamın nedeni, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, bana çok yakın olan biri, bir çeşit varlıkla ya da ruhla bağlantı içinde bağlantı içinde olduğuna inanıyor ve... | Open Subtitles | أنظر، السبب في إتصالي هو أنا قليلاً خارج السيطرة هنا شخص ما قريب جداً لي |
sen 155i aramamı sorup durdun, ilişkimizi değil ki. | Open Subtitles | أنت سألت عن إتصالي بـ911 وليس عن علاقتي بـ غايل |
Hayır, bu sefer onun için aramadım. | Open Subtitles | لا، ليس هذا سبب إتصالي بكَ هذه المرّة. |
arama nedenim. Kasabada başka katil var mı ve neden var, öğrenebilir misin? | Open Subtitles | سبب إتصالي هو أيمكنك أن تعرفي من أيضا في البلدة؟ |
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama kendime görev bildim. | Open Subtitles | أرجوا أن تسامحيني على إتصالي بك في هذا الوقت و لكنني أشعر أنه من واجبي |
Bulduğun silahtaki parmak iziyle bir eşleşme çıktığı için arıyorum. | Open Subtitles | سببُ إتصالي هو لأنا وجدنا تطابُق بَصمات للسلاح الذي وَجدته |
Seninle beraber olabilmek için aradım babanı. Bu yüzden aradım. | Open Subtitles | إتصلت بوالدك، لأني أردت رؤيتك وهذا سبب إتصالي |
Seni aradım, çünkü birkaç aydır seninle konuşmadım ve iyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | اسمعي يا طفلتي بسبب عدم إتصالي بك لعدة شهور، أردت التاكد من انك بخير |
Seni aradım çünkü elimde başka biri yoktu. | Open Subtitles | والسبب الوحيد في إتصالي بك لأنه لم يكن لدي أحداٌ آخر. |
Sizi aramamın sebebi,... sizi düşünüyor olmam,... kız kardeşim bana hayatı yaşamamı... ve yapmak istediklerimi yapmamı söyledi. | Open Subtitles | إذاً .. سبب إتصالي بك هو أن كنت أفكر فيكِ |
Seni aramamın sebebi, burada gerçekten sıradışı bir şeyler oluyor ve siz de "garip şeyler"de uzmansınız. | Open Subtitles | سَببُ إتصالي هو أنَنَا لدينا حالة إستثنائية هنا و بِما أن مُؤسستكم مُختصة في الأمور الغريبة |
Buraya bu şekilde gelemezsin. Seni aramamı beklemeliydin. | Open Subtitles | ،لا تأتي إلى هنا بهذه الطريقة كان عليك إنتظار إتصالي |
Tüpü iyi koru, yerinde kal ve aramamı bekle. | Open Subtitles | قم بحراصة العبوة و إبق في مكانك إلى غاية إتصالي بك |
-Anlıyorum. Ben bu yüzden aramadım. | Open Subtitles | أعلم ذلك ليس هذا سبب إتصالي |
Çok iyiymiş ama arama sebebim başka. Bazı sorunlarla karşılaştık. | Open Subtitles | هذا جيد ، لكنه ليس سبب إتصالي لقد واجهتنا عقبة صغيرة |
Son anda aradığım için üzgünüm. Son anlardan nefret ettiğimi bilirsiniz. | Open Subtitles | - أعتذر عن إتصالي في الدقيقة الأخيرة، تعرف كم أكره ذلك |
Nedenini tahmin edebiliyorum seni arıyorum çünkü ben saat 10'daki toplantıya katılamayacağım. | Open Subtitles | أعتقد السبب ...من إتصالي بك هو أنني أنني لن أكون .متواجد في الساعة 10 من أجل الإجتماع |
Evet, neden aradığımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | نعم، أنا لا أعرف سبب إتصالي حتى |
Eminim sigorta acentem seni aramadığım için beni öldürebilir, ancak senin iyi olduğunu bilmek istedim. | Open Subtitles | أنا واثقة من أن وكيل التأمين الخاص بي سيقتلني لو علم بشأن إتصالي بكِ لكني أحتاج فقط أن أعلم أنكِ بخير |
Yani, onun irtibatım olduğu konusunda bile emin miyiz? | Open Subtitles | أعني، هل نحن متأكدون حتى أنه كان إتصالي في المقام الأول؟ |
Bağlantım yerel politikaya karışmadığın sürece güvenliğini koruyabileceğini garanti etti. | Open Subtitles | إتصالي طمأنني أنت ستكون بعيد عن الأحداث المحلية فبإستطاعته ضمان سلامتك |
Seni aramamamın intikamını almak için beni terk ettiğini sandım. | Open Subtitles | كنت قلق لأنك قد تكوني تركتيني... لأستعدتيني لعدم إتصالي بكي مثلما كان يجب أن أكون . |
Telefonuma cevap vermeyeceğinden korktum. | Open Subtitles | لقد كنتُ خائفاً الا تجيب على إتصالي |
O benim dış dünyayla tek bağlantımdı. | Open Subtitles | لقد كان إتصالي بالعالم الخارجي |
Muhtemelen neden sizi çağırdığıma dair bir fikriniz vardır. | Open Subtitles | لابد أن لديكِ فكرة عن سبب إتصالي بكِ |