Şimdi ilk şoku atlattığına göre, ben araya girip işi bağlayabilirim. | Open Subtitles | إذاً تخطّى هو الآن الصدمة الأولى يمكنني التدخل و إتمام الصفقة |
Bu işi bitirip, 75.000 dolar kazanmamıza saniyeler kaldı. | Open Subtitles | نحن على وشك إتمام الصفقة وتحقيق ربح 75 ألف دولار |
Bu işi bitirmek için bildiğim tek yolu yapacağız. | Open Subtitles | و إتمام عملنا بأفضل طريقة و أنا أعرف كيف |
Bir işin yapılmasını istiyorsan, kendin yapacaksın. | Open Subtitles | إن كنت تحتاج إتمام العمل بشكل صحيح فأفعل هذا بنفسك |
Bu anlaşmayı yapmaya sadace saniyeler var kötü sayılmaz değil mi? | Open Subtitles | نحن على وشك إتمام الصفقة وتحقيق ربح 75 ألف دولار نتيجة لا بأس بها بالنسبة لإجراء مكالمتين هاتفيتين |
Bu kaydı tamamlamak ve tüm kızları toplamak için ne kadar çok uğraştık biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلمين, نحن كنا نناضل محاولين إتمام هذا التسجيل وتجميع الفتيات مع بعضهن |
Görevi tamamlamada başarısız oldun, sana verilen kesin emirlerin aksine öleceğin yerde kendi kafana göre davrandın. | Open Subtitles | لقد فشلتى فى إتمام مهمتك وبدلا من كل ذلك ، إخترتى الموت برغم الأوامر الواضحه بما يفيد العكس |
Bak hepimiz parasızız. Bu işi zaten bu yüzden yapıyoruz. | Open Subtitles | جميعنا مفلسين هنا, لهذا السبب نود إتمام هذه المهمة في المقام الأول |
Bir de şöyle bakalım, işi bitirdik. | Open Subtitles | انتهينا تقريبا، نحن على بعد بضعة أيام من إتمام ال 35 مليون |
Sen ve arkadaşların bu işi yapabilir misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنّك وصديقك تستطيعون إتمام المهمة؟ |
Yada gerçekten bu işi bitirmek ve binlerce masum insanın hayatını kurtarmak mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | أم تريد إتمام المهمة؟ وتنقذ آلاف الأرواح؟ |
Ayrıca duyarlılık eğitimimi en kısa sürede bitirmek gibi bir niyetim var. | Open Subtitles | أنا أنوي بالفعل إتمام تدريب الحساسية في أسرع وقت ممكن |
Bende gözü vardı. İşi bitirmek üzereydim. | Open Subtitles | كان لها عين عليّ كنتُ على وشك إتمام ذلك الإتفاق |
Yine de anlaşmanın yapılmasını istiyorum! Yoksa ölürsün! | Open Subtitles | وأني مازلت أريد إتمام الصفقة عدا ذلك، لكنت ميت |
Bir işin doğru yapılmasını istiyorsan kendin yapmalısın. | Open Subtitles | تريد إتمام شيء ما بشكل صحيح عليك أن تقوم به بنفسك |
Bak buraya anlaşma yapmaya geldim. Anlaşacak mıyız? - Anlaştık mı? | Open Subtitles | إسمع لقد جئت من أجل إتمام صفقة هل سنعقد صفقة هل اتفقنا ؟ |
Bak buraya anlaşma yapmaya geldim. anlaşma yapıyor muyuz? Anlaştık mı? | Open Subtitles | إسمع لقد جئت من أجل إتمام صفقة هل سنعقد صفقة هل اتفقنا ؟ |
Tedaviyi on dakikada tamamlamak mümkün olabilirdi. | Open Subtitles | "ربّما أصبح بإمكانها إتمام المعالجة أسرع بـ 10 دقائق" |
Eğitimini tamamlamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتطلع بشوق إلى إتمام تدريبك. |
Sizin gibi zavallı ahmaklara bir anlaşmayı bile kabul ettiremiyorum. | Open Subtitles | أعجزتُ عن إتمام الأمر مع حقيرين مثيرين للشفقة يرتديان الفانيلا ؟ |
Başarısız olacaklar çünkü sen bize planlarımızı tamamlamada yardım edeceksin. | Open Subtitles | سيفشلون, لأنك ستساعديننا في إتمام مهمتنا |
Eğer aynı fırsat karşıma tekrar çıkarsa görevi tamamlamakta emin olacağım. | Open Subtitles | إن لاحت لي الفرصة ثانيةً، فسأحرص على إتمام المهمّة. |