Dr. Burkhoff'un peşinden gitmen gerektiğine emin misin? | Open Subtitles | انت متأكد انك يجب ان تذهب فى إثر دكتور بيركهوف ؟ |
Vincent'ın peşinden gidiyorsun. | Open Subtitles | مالم تفعل أنتَ شيئاً حيال الأمر "أنت ذاهبٌ إثر "فنسنت |
O vampirlerin peşine bir linç grubu takıldı. | Open Subtitles | كتبيه إعدام قدامه على إثر مصاصو الدماء هؤلاء |
Evlilik sözleşmesini boş verip, Aspen'deki evin peşine düşelim. | Open Subtitles | حسناً , أقول بأن نتحرك بأن نسقط إتفاق ما قبل الزواج ونذهب في إثر منزله في أسبين |
Kafamın bile basmadığı şeylerin peşinde dolanıyorlar. | Open Subtitles | وهم في إثر أشياء عجيبة أعجز عن فهم كنهها. |
Tamam, iki bıçak yarası var. Bana buz kıracağı ile yapılmış gibi geldi. | Open Subtitles | لدينا جرحان إثر طعنات يبدو لي وكأنّه طُعن بمعول ثلج |
Kalp krizinden öldü, adli tabibe göre. | Open Subtitles | مات إثر نوبه قلبيه طبقا لما جاء فى التحقيقات |
Küçük kızı birkaç hafta önce bir kaza sonucu öldü. | Open Subtitles | فتاته الصغيرة ماتت إثر حادثة قبل عدة أسابيع |
Karın ağrısından sonra kilo kaybetti. | Open Subtitles | القابل للانحلال في الدسم وقد فقد وزناً إثر ألمه البطني |
- Kitabın peşinden mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | هل نحن ذاهبون في إثر ذلك الكتاب؟ |
Bizimle gelebilir veya Cara'nın peşinden gidebilirsin. | Open Subtitles | لذايُمكنكِان تأتىمعنا، أو تذهبي مُتتبعة إثر (كارا). |
Doyle geri dönmüştü ve Andrews'ün peşinden gidiyordu. | Open Subtitles | (دويل) قدّ عاد للمدينة ، إنـّه في إثر (آندرز). |
- Kitabın peşinden gidecek. | Open Subtitles | سوف تذهب في إثر الكتاب |
Annem ameliyatta ve Kane'in peşine giden tim az önce çıktı. | Open Subtitles | والدتي تجري عملية جراحية و الفريق المنطلق إثر (كاين) رحل للتو |
Hunter, Ward'un peşine düştüğünde de aynı ifade vardı. | Open Subtitles | نفس النظرة على وجه "هانتر" حينما ذهب في إثر "وورد". |
Genelde iyi olan Martin'i Benny'nin peşine mi taktın? | Open Subtitles | وضعت (مارتين)، المستقر عقليَّا تقريبًا، في إثر (بيني)؟ |
- Neden başka kimsenin peşinde değiller? | Open Subtitles | ـ لماذا لا يذهبون في إثر أي فرد آخر؟ |
Tuhaf bir yüzen salyangozun peşinde. | Open Subtitles | إنها في إثر حلزونة سابحة غريبة الأطوار |
- Orada bir şey var Buffy! Annemin peşinde! | Open Subtitles | - شئ هناك بالخارج.إنه في إثر أمي |
Ölüm nedeni, muhtemelen kafanın arkasından kurşun yarası, dayaktan dolayı değil. | Open Subtitles | سبب الموت : إصابة إثر طلق ناريّ إلى الرّأس , والإصابة ليست ناتجة عن الضّرب . |
İşte,Alan Silver 97'de kalp krizinden ölmüş. | Open Subtitles | هاهو ، آلان سيلفر توفي إثر نوبة قلبية عام 97 |
Sayısız eğitimle geçen yılların emeğinin sonucu bu. | Open Subtitles | هذه القوّة كانت ستنتج إثر سنين من المران المستمرّ. |
26 yaşındayken, Pax River Askeri Hava Üssü'nde, trajik bir trafik kazasında hayatını kaybetti, olay, Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi tarafından, çabucak incelenip... | Open Subtitles | وفاته المأساوية في سن 26 إثر تحطم سيارة في نهاية الأسبوع على نهر "باكس" الذي كان محطة البحرية |