Yani, muhtemelen zengin, başarılı ve sosyal açıdan acemi erkekleri kandırmakta ustalaşmıştır. | Open Subtitles | أعني على الأرجح أنها متخصصة بإغواء الرجال الأثرياء و الناجحين الخجولين إجتماعياً |
Bu tür bir yüz yüze iletişimin gücü sosyal insanlar arasında bunama oranının neden en düşük olduğunu açıklıyor. | TED | قوة العلاقات وجهاً لوجه هي السبب الحقيقي لأقل معدلات من الخرف للأشخاص المشاركين إجتماعياً. |
sosyal olarak iletişim kurabilieceğiniz bir robotta en önemli şey, görsel dikkat sistemidir. | TED | إن أهم شئ في بناء الروبوت تستطيع التواصل معه إجتماعياً هو نظام الإنتباه البصري. |
Ne tarz bir sosyopat bu bilgiyi bir saat önce vermez? | Open Subtitles | أي نوع من المعتلين إجتماعياً لا يقوم بإخبارنا بذلك قبل حوالي الساعه ؟ |
Uzun lafın kısası sosyopat kız kardeşim bütün güven fonumu almak için beni kandırdı, ve tek tek her kuruşu alana kadar da durmadı. | Open Subtitles | إختصار لقصة طويلة ؟ شقيقتي المعتلة إجتماعياً خدعتني بصندوق الائتمان |
KUCAK infant ısıtıcının ve buna benzer basit çözümlerin gelecek teknoloji için yeni bir trend oluşturmasını umuyoruz; büyük sosyal farklılar yaratacak potansiyele sahip basit, lokal, ucuz çözümler. | TED | نحن نأمل أن مدفئ الأطفال الرُضّع والإبتكارات البسيطة الأخرى مثل هذا ستمثل إتجاه جديد لمستقبل تكنلوجيا: ذات حلول بسيطة، محلية، ومنخفضة الكلفة التي لديها القابلية لفعل تأثير ضخم إجتماعياً. |
Müzikal bir durumdan çok sosyal bir durum. | TED | إنها تعد حدثاً إجتماعياً أكثر منه موسيقياً. |
Pekâlâ, belki doğru olabilir. Belki örnekler sosyal olarak başarısız. | Open Subtitles | حسناً ، ربما كان صحيحاً الأهداف تكون منحرفة إجتماعياً |
sosyal olarak yani. Ve eğer uyum sağlarsak daha da iyi olacak. | Open Subtitles | أفضل إجتماعياً ، وإذا اندمجنا معهم سنكون أفضل كذلك |
Çok hâkim tanımıyorum... sosyal açıdan konuşuyorum. | Open Subtitles | لا أعرف الكثير من القضاه، أقصد إجتماعياً |
sosyal bir bilinçleri olduğu için onları suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك إلقاء اللوم عليهم لامتلاكهم ضميراً إجتماعياً |
Haftada 90 saat çalışıyorsun. Ama sanırım bu bağımlılık sosyal olarak daha kabul edilebilir. | Open Subtitles | أتعرف ذلك لكن أنا أعتقد أن هذا الادمان إجتماعياً مقبول أكثر، تعرف |
Kostümler, sosyal eksiklik, aktif bir fantezi yaşamı, kurbanın bu grubun bir parçası olması neredeyse kesin. | Open Subtitles | الأزياء كونه غير ملاءم إجتماعياً الحياة الخيالية الواقعية الضحية سوف يتلاءم مباشرة مع تنظيم المجموعات الثانوي |
sosyal ilişkileri kötüydü. Obsesif Kompülsif'ti. | Open Subtitles | كانت مرهقة إجتماعياً و كانت مضطربه نفسياً |
Olabilir ama daha dönem arası olmadan sosyal açından dışlanmayı istemiyorum. | Open Subtitles | ربما ولكنني لا أحاول أن أكون منبوذة إجتماعياً قبل إمتحانات نصف العام |
Aslında, çoğu sosyopat insanları öldürmek için zahmet etmez. | Open Subtitles | في الحقيقة معظم المعتلين إجتماعياً لا يهتموا بالقتل |
Sana söylüyorum o sinsi ve zeki bir sosyopat. | Open Subtitles | أنا أقول لكِ إنه ماكر و معتل إجتماعياً عبقري |
Ama böyle bir durumda normal davranabilmek için... gerçekten sosyopat olmak gerekir... çünkü bu, insanın başına gelebilecek en anormal durumdur. | Open Subtitles | لكن الحقيقةُ هي، يجبُ أن تكون معتلاً إجتماعياً.. على التصرف بشكلٍ طبيعي في هذا الموقف.. لأنهُ أكثر المواقف إستثنائية في العالم، |
Demek Sen de kabul ediyorsun, ama toplumsal olarak onaylamıyorsun. | Open Subtitles | إذا أنت تشتبهى لكن لا تريدى تأكيد ذلك إجتماعياً |
Çünkü tüm usta dolandırıcılar gibi bir çeşit sosyopatsın. | Open Subtitles | لأنك معتل إجتماعياً مثل جميع الرجال المخادعين العظماء |
Bu mantıklı, sosyolojik bir soru. | Open Subtitles | ذلك سؤالاً إجتماعياً شرعياً |