Kural dışı bir prosedür, savunulamaz kanıtlar, ...isimsiz tanıklar, saçma sapan fikirlerle güçlendirilmiş yetersiz bulgular. | Open Subtitles | إجراءات شاذة ، أدلة ضعيفة شهود مجهولون ، نتائج غير حاسمة مبالغ فيها بآراء مبهمة |
Acil durum kapama prosedürü. Bu sözcüklerin yarısını hiç duymadım. | Open Subtitles | إجراءات الإطفاء الطارئة لم أرَ نصف هذه الكلمات من قبل |
Öyleyse bu kadar zamandır koloninizi temizlemek için neden önlemler almadınız? | Open Subtitles | إذن ، لم طوال هذا الوقت لم تتخذوا إجراءات لتنظيف مستعمرتكم؟ |
Dördüncü seviye dezenfekte prosedürleri hemen uygulanmaya başlandı. | Open Subtitles | إجراءات العزل الصحيّ بالدرجة الرابعة.. تمّ تنفيذها مباشرةً. |
Yanık protokolü seni en az 24 saat burada tutmamı söylüyor. | Open Subtitles | إجراءات الحروق تنصّ على إبقائك هنا لما لا يقلّ عن يوم. |
Eğer 15 dakika içinde benden bir şey duymazsan, bütün sistemi kapatma prosedürünü başlat ve kendini güvene al. | Open Subtitles | ،إن لم تتلقي أيّ ردّ مني في غضون 15 دقيقة فعّلي إجراءات الإغلاق الكامل وأمّني نفسكِ |
Yarından itibaren teşhis işlemlerine başlayacağız. | Open Subtitles | ولا نستطيع البدء في إجراءات تحديد هوية الضحية إلا بالغد |
Olduğunu biliyorsun. Banka prosedürlerini iyi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أنى كذلك يبدو أنك تعلم الكثير عن إجراءات البنوك |
Eğer istediğin izin ise, farklı bir prosedür var. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في إجازة فهناك إجراءات مختلفة |
Büyü içermeyen pek çok prosedür kullanılabilir. Sağlam dedektiflik çalışmaları. | Open Subtitles | إجراءات يمكننا استخدام والتي لا تشتمل علي تعويذات سحرية مجرد عمل التحري الجماعي |
Peki Anson, gerçekleştirme prosedürü için ararsa, ne yapayım? | Open Subtitles | ماذا أفعل إذا اتصل أنسن بشأن إجراءات الإثبات؟ |
Acil durum prosedürü etkilendi. | Open Subtitles | أمر أمنى طارئ لتبدأ إجراءات الطوارئ بالعمل |
Birkaç haftalık boşlukta, en savunmasız olanları korumak için insanlığın yarısını sert önlemler alma noktasına kadar harekete geçirdik. | TED | في غضون أسابيع قليلة، وصلنا للمرحلة التي اتخذ فيها نصف البشرية إجراءات قاسية لحماية الأقل مناعة. |
Yasa gereği, sorgulanman dahil bazı prosedürleri başlatmak zorundayız. | Open Subtitles | التي تعتقد أنك ترعاها بالقانون, مطلوب منا أن نبدأ إجراءات معينة |
Emin olmak için üç kez yaptım ve sorunun otomatik kapsama protokolü olduğundan eminim. | Open Subtitles | أعدتها ثلاث مرات بهدف التأكد. وانا واثق بأن المشكلة تكمن فى إجراءات الاحتواء التلقائية. |
Kendi güvenliğiniz için hatırlatılır. Daima hijyen prosedürünü izleyin. | Open Subtitles | لسلامتك، تذكر إتباع إجراءات النظافة طوال الوقت |
Evlat edinme işlemlerine başlamayı istiyor mu diye bu hafta ona soracağım. | Open Subtitles | أنا ساسألها في نهايه الأسبوع إذا أرادتني أن ابدأ إجراءات التبني |
Olduğunu biliyorsun. Banka prosedürlerini bayağa biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أنى كذلك يبدو أنك تعلم الكثير عن إجراءات البنوك |
Bunlar sadece, önlem, bir problemi yönetmenin yollarıdır. | TED | هي فقط إجراءات احتوائية، طُر للتعامل مع مشكلة. |
Giriş işlemleri ile itibarım ve insanlığım kayboldu. | TED | لقد اُنتهكت كرامتي وانسانيتي أثناء إنهاء إجراءات الدخول إلى السجن، |
Bu koalisyon herkesin kaliteli göz bakımına erişmesini sağlamak adına harekete geçen 53 devlet başkanıyla sözleşme yapmak için bir araya geldi. | TED | وقد اجتمعت هذه التحالفات هذا العام، لعقد اتفاق مع 53 رئيس حكومة، التزموا الآن باتخاذ إجراءات نحو توفير العناية بالبصر والعينين للجميع. |
O zamandan beri, meclis 60 kez suçlama soruşturması başlattı ancak yalnızca 19 tanesinde suçlama işlemi başlatıldı. | TED | ومنذ ذلك الحين، بدأ مجلس النواب بتحقيقات العزل حوالي 60 مرة، لكن 19 حالة فقط أدت إلى إجراءات عزل حقيقية. |
Gözetleme protokollerini derlemeyi neredeyse bitirdim. | Open Subtitles | لقد انتهيت من ترتيب إجراءات المراقبة هذه |
Buna rağmen onu korumak için gerekli önlemleri almayı beceremedin. | Open Subtitles | مع ذلك أخفقت في إتخاذ إجراءات كافية لحمياته |
Şimdi ona pistin kuzey tarafına inmesini ve acil durum protokolünü uygulamasını söyle. | Open Subtitles | أخبرهم الآن بأنّ عليهم الهبوط في الناحية الشماليّة من المدرج واتباع إجراءات الطوارئ |