Üzgünüm, korkutmak istememiştim. Ama bunu temizlemeliyim. | Open Subtitles | آسفة , لم أقصد إخافتكم يجب أن أنظف المكان |
Size gerçekleri anlatmanın yanı sıra sizi korkutmak da istiyorum | Open Subtitles | وبالإضافة الي رغبتي في قول الحقيقة أنا أحاول إخافتكم |
Üzgünüm, Ajan. Öyle korkutmak istememiştik. | Open Subtitles | أعتذر أيها العملاء لم نقصد إخافتكم بهذه الطريقة |
birinin sizi korkutmaya çalıştığı bir şey olduğunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | .... وسأبرهن لك على أنه مجرد أحداً مــا يحاول إخافتكم |
Bu yüzden sizi korkutmaya çalıştık. | Open Subtitles | لذلك حاولنا إخافتكم لتخرجوا من هنا |
Sizi korkutmak isteyecek birilerini tanıyor musunuz? | Open Subtitles | ربما كان يريد إخافتكم أو شيئ من هذا القبيل |
Sayılarla sizi korkutmak istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد إخافتكم بذكر الأرقام |
Ben sadece sizi korkutmak istedim. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول إخافتكم ليس إلا. |
"Selam, sizi korkutmak istemedik En fazla beş dakikalığına telefonunuzu kullanacaktık sadece. | Open Subtitles | "مرحباً، لا أقصد إخافتكم يا رفاق"، "لكن أردنا فقط أن نستعير هاتفكم لخمسة دقائق". |
Sizi korkutmak istememiştim. | Open Subtitles | لم أقصد إخافتكم |
Sizi korkutmak istememiştim. | Open Subtitles | لم أكن أنوى أبدا إخافتكم |
Rebecca, Şerif, baş rahibi sizi korkutmak için kullanıyor. | Open Subtitles | (ريبيكا)،العمدة إستخدم (آبوت) من أجل إخافتكم |
Dinleyin, Tandy size yalan söyledi çünkü sizi korkutmak istemedi. | Open Subtitles | استمعوا، (تاندي) كذب عليكم لأنه لم يرد إخافتكم |
- Dinlemeyin, sizi korkutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا تستمعوا إليه، إنه يحاول إخافتكم فحسب |
İsmi uydurdum öyle. Sizi korkutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد ألفت هذا الاسم حالا لمحاولة إخافتكم |
Sizi korkutmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | يحتاج إلى إخافتكم |
Sizi korkutmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحاول إخافتكم |
Barry, 17. otoban konusunda sizi korkutmaya mı çalışıyor? | Open Subtitles | هل يحاول (باري) هنا إخافتكم للإبتعاد عن الطريق 17؟ |