İyi bir satış taktiği sayılmaz. Burada ne yapıyorsunuz O zaman? | Open Subtitles | ليس هذا كثير من صفقة بيع ماذا تفعلون هنا إذاَ ؟ |
O zaman daha da kötü, ...iyi adamlarla aram hiç iyi olmamıştır. | Open Subtitles | إذاَ لن ينجح الأمر أبداَ لأنني لم أجد الحظ يوماَ مع الطيبين |
- O zaman aynı derdi paylaştığımız konusunda anlaşacağımıza anlaşabiliriz. | Open Subtitles | حسناَ إذاَ لنتفق على أن نتفق على أمور المشاكل المشتركة |
yani burada burnunu ait olmadığı yerlere soktuğunu bilen bir avantacı var Demek. | Open Subtitles | إذاَ المضروب موتاَ الوحيد الذي يعرف بأنك هنا تحشر أنفك فيما لا يعنيك |
Bessie, biz buna akıl hastanesi demekten pek hoşlanmıyoruz. Öyleyse ne diyorsunuz? | Open Subtitles | " بيسي " لا نحب دعوتها المصحة العقلية ماذا تسمونها إذاَ ؟ |
Ne yani homo açılımına katılmak için, takımı mı bırakacaksın? | Open Subtitles | ماذا إذاَ ؟ ستترك الفريق من أجل الإنظمام لهم ؟ |
Peki, um, Senin yaptığın işi yapabilmek için yıllarca eğitim görmelisin herhalde | Open Subtitles | بالاستثناءات الغريبة إذاَ لابد أنك مررت بأجيال حتى تعرفين ما تفعلي ؟ |
Tamam O halde. İyi geceler. Ne yaptığınızı sorabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناَ إذاَ طاب مساؤك هل تمانع بإخبارنا ما تفعل ؟ |
O zaman neden sen onu yatağına yatırmıyorsun, ben laboratuvara dönüp işimi bitireceğim. | Open Subtitles | إذاَ لما لا تضعها أنت في السرير وأنا سأعود إلى المختبر لإنهاء عملي. |
Onlarla O zaman ilgileniriz. Selam. Kendine bir bak. | Open Subtitles | سنتعامل مع الوضع إذاَ أنظر لنفسك تبدو كالخنزير أعمل على الملاك حالياَ |
O zaman onlara orada olmanın artık gerekmediğini göster, Hank. Bu o kadar kolay değil. | Open Subtitles | إذاَ ارهم أنه ليس عليك أن تكون هناك ليس بهذه السهولة |
Pazar günü asistanım olmak istiyorsan O zaman... Beni bugün almalısın, Cumartesi. | Open Subtitles | لو أردت أن تكوني مساعدتي يوم الأحد إذاَ ستقليني اليوم السبت |
yani zaten arkadaşlarınsa O zaman yalnız paran için yanında değiller demektir. | Open Subtitles | إذاَ لم تشتري الصداقة منهم بما أنك تمتلكيها أصلاَ |
O zaman O'Neill'ın en gizli sırlarını paylaştığından emin olabiliriz. | Open Subtitles | إذاَ يمكننا الحرص على مشاركة " أونيل " لأسراره الحميمة |
Demek seni buna sürükleyen o. Bak ona. Rengine bak. | Open Subtitles | إذاَ هي من وضعتك في هذا أنظري له وغلى لون بشرته |
eğer şimdi çatışırsak, bu operasyonu bitirmek Demek olur. | Open Subtitles | إذاَ ما دخلنا الآن ، فهذا يعني إنهاء العملية |
Öyleyse insanların doğruyu bilmesinin önemli olduğuna katılıyorsun? | Open Subtitles | إذاَ تتفقين بأنه من المهم للناس أن يعرف الحقائق |
Öyleyse boğuşma esnasında şüphelilerin birinden bulaşmış olmalı. | Open Subtitles | يسرع من إنتاج الطاقة الحرارية يحفز الغدد العرقية إذاَ استخرجت من أحد |
yani hiç bir şansı yoktu. Biri onun ölmesini istiyordu | Open Subtitles | إذاَ لم تكن له أي فرصة شخص ما أراده ميتاَ |
Uyandığında onları alabilirsin. İstemem, teşekkürler. Tamam, Peki, sonra görüşürüz. | Open Subtitles | حين تستيقظ ستجدهم ينتظرونك حسناَ إذاَ أراكم لاحقاَ |
O halde, yüce ve bağışlayıcı Tanrımız günahlarını affetsin. | Open Subtitles | إذاَ بالخالق الرحيم أمنحك العفو والغفران وتكفير الذنوب |
Eee, eğer bu devi kiralamaya karar verirsem kiracının konuk odasından taşınacağını varsayıyorum? | Open Subtitles | إذاَ أفترض أن المستأجر سيخرج من بيت الضيافة إذا قررنا امتلاكه ؟ |
Ee... beni görmeyi istememe sebebin bu değil, değil mi? | Open Subtitles | إذاَ ... أليس هذا ما أردت لقائي من أجله ؟ |
eğer bu bir yılanın işiyse, evde kalmak daha akıllıca. | Open Subtitles | لو الأفعى فعلت ذلك إذاَ يجب أن نبقى في المنزل |