Eğer işin sokak kısmını istiyorsan, bu olacak ama ben söylediğim zaman. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في العمل في الشارع سيحدث، ولكن ليس قبل موافقتي. |
Eğer o kızıl saçlı sağlıklı ve mutlu kalsın istiyorsan... | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في الأبقاء على الصهباء المعينة بصحة وسعادة |
[Kendiniz çözmek istiyorsanız videoyu bir sonraki ekranda durdurun! ] | TED | قم بايقاف الشاشة التالية إذا كنت ترغب بمعرفة الخطة بمفردك |
Eğer Parkinson Hastalığı'na yakalanma riskini azaltmak istiyorsanız, kafein bir dereceye kadar koruma sağlıyor; kimse nedenini bilmiyor. | TED | إذا كنت ترغب في تقليل مخاطر الاصابة بمرض الشلل الاهتزازي الكافيين يحمي لحدٍ ما: لا احد يعرف السبب |
Aynı ödül senin de olabilir, eğer kabul etmek istersen. | Open Subtitles | نفس ما يمكن أن يعطوه لك إذا كنت ترغب بالقبول |
Eğer bir otelde kalmak isterseniz size bir yer ayarlayacağız. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في البقاء في فندق، سنضعك في الفندق. |
Senin durumuna gelince, nehirde ticaret yapmak istiyorsan, belgelerinin olması gerek. | Open Subtitles | وفيما يتعلق الوضع الخاص بك، إذا كنت ترغب في مواصلة التفاوض في النهر، ويجب أن يكون لديك وثائق. |
Eğer arka koltuğa geçmek istiyorsan, başkasının arabasına bin. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في المقعد الخلفي، ندخل في سيارة شخص آخر. |
Bir gün kendi gemin olsun istiyorsan yapacağın en kötü şey, kendini düşünüp, beni etkilemeye çalışmaktır. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في أن تصبح قائد غواصة في يوم من الأيام فأسوأ شئ هو أن تقلق على نفسك ، أو تحاول التأثير علي |
Beni geri istiyorsan, uzak durmalısın. Seni arayacağım. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب فى رجوعى ، إبقى بعيدا سأتصل بك |
Eğer birini öpmek istiyorsan, Beni öp! | Open Subtitles | دعني اساعدك إذا كنت ترغب في تقبيل شخص ما ، فقبلني أنا |
Eğer onu tekrar görmek istiyorsan, laf dinlemelisin. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب فى رؤيتها مرة أخرى فمن الافضل أن تتادب |
Eğer hayatta kalmak istiyorsanız arkanızdan destekleyenler olmalı. | TED | إذا كنت ترغب في البقاء على قيد الحياة عليك أن تتّخذ احتياطات. |
Bu bize göre lüks bir çözüm olabilir, Eger bunu göze almak istiyorsanız. | TED | انه حَلٌّ مُترفٌ يصلح لنا نحن الذين نستطيع توفيره، إذا كنت ترغب في ذلك. |
Bu yüzden eğer mutluluğun gerçek görünüşünü ortaya çıkarmak istiyorsanız bu ifade için bakmanız gerekecek. | TED | لذا إذا كنت ترغب في أن تظهر نظرة سعادة حقيقية فسوف تبحث عن هذا التعبير. |
Eğer dinlemek istersen sana biraz zorlu nasihat vermek istiyorum. | Open Subtitles | وأود أن أمنحك نصيحة صعبة إذا كنت ترغب في سماعها |
Tabii eğer karşında duran yeni dostlarınla işbirliği yapmak istersen, orası ayrı. | Open Subtitles | إلا إذا كنت ترغب في أن تتعاون مع أفضل صديقين لك هنا |
Seni önermekten mutluluk duyarım tabi sen de istersen. | Open Subtitles | سأكون سعيدا أن يوصي لك إذا كنت ترغب في ذلك. |
Ve enerji almak isterseniz demire doğru gitmek istersiniz. | TED | وستتجه نحو الحديد إذا كنت ترغب بالحصول على الطاقة. |
Okumak isterseniz, bayım, her şey burada. | Open Subtitles | الأمر كله هنا، يا سيدي، إذا كنت ترغب في قراءته |
Daha fazla ziyaretçi istemiyorsanız ön kapıya iki kişi koymayın. | Open Subtitles | من الأفضل أن تبعد الرجلين عن واجهة البناء إلا إذا كنت ترغب بمزيد من الزوار |