Ernest Bevin, İngliz Dışişeri Bakanı, Marshall ın konuşmasının önemini kavramıştı. | Open Subtitles | أدرك إرنست بيفن، وزير الخارجية البريطاني، على الفور أهمية خطاب مارشال |
Yolu onu Britanya'ya, Machester Üniversitesi ve Ernest Rutherford'a götürdü. | Open Subtitles | قادته قدماه إلى بريطانيا إلى جامعة مانشيستر و إرنست رذرفورد |
Ernest Madu: Buradan çıkarmamız gereken ders; tüm bunların yapılabileceği, sürdürelebilir olabileceği ve bunları herkes için mümkün kılabileceğimizdir. | TED | إرنست مادو : الدرس هنا أنه يمكن القيام به ويمكن أن يستمر و يمكنكم جعل ذلك ممكنا |
Hep birlikte çiftliğe, Ernst'i görmeye gideceğiz. | Open Subtitles | ونحن سوف يذهب الجميع الى المزرعة لرؤية إرنست. |
Sayın yargıç, memurlar Ernst ve Laguardia buradalar. | Open Subtitles | لديك الشرف وضباط إرنست و اغوارديا هنا بالنسبة لك. |
Ernest gitmeden önce geçidin kilitlendiği sembolleri ayırt etmeyi başardım. | Open Subtitles | أمكنني تحديد الاحداثيات التي تم تشغيلها قبل عبور إرنست |
Ernest Littlefield hala hayatta olabilir, ve biz onu bulmaya çalışmalıyız. | Open Subtitles | إرنست ليتلفيلد قد يكون ما زال حيا و يجب أن نحاول العثور عليه |
Yeni Dışişleri Bakanı Ernest Bevin komünistlere güvenmeyen, eski bir işçi sendikalıydı. | Open Subtitles | كان إرنست بيفن، وزير الخارجية الجديد، نقابيًا عماليًا محنكًا وكان لا يثق بالشيوعيين |
Şu anda evinde, Ernest'le memnun mesut yaşıyor olman lazım. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني في البيت تعيشين حياة جميلة مع إرنست |
Gördüğünüz üzere bu semboller Ernest'ın gezegenindeki toplantı yerindeki yazıtlardan birine uyuyor. | Open Subtitles | لو دققتم بالصورة فستجدون أنها تماثل إحدى الكتابات فى مقر الإجتماعات على كوكب إرنست |
Ernest'ın gezegenindeki yazıtı da... ..272'deki, tüm bunların başına geldiği yerdeki çember yazısını da. | Open Subtitles | سواء الكتابة على حائط كوكب إرنست أو الدائرة من كوكب272 حيث حدث ذلك له |
Ya o baktığın şey bir çeşit uzaylı veri tabanıysa aynı Ernest'ın gezegenindeki gibi? | Open Subtitles | ماذا إن كان ما نظرت فيه هو نوع من قواعد بياناتهم كالذى فى كوكب إرنست |
En azından, Ernest'ın gezegenindeki bilgi deposunu yaratan ırklardan biri. | Open Subtitles | و على الأقل هم أحد الأجناس التى بنت مستودع العلوم على كوكب إرنست |
Ernest Rutherford ve Niels Bohr, görünüşe bakılırsa birlikte çalışmaları en beklenilmeyen tamamen farklı iki kişilik... | Open Subtitles | لقد كانا إرنست رذرفورد و نيلز بور لقد واجه ذلك شخصيتان شديدتا الاختلاف و أبعد المتعاونين احتمالاً أن يتعاونوا |
1907'de Ernest Rutherford Manchester'de fizik bölümünün yönetimini üstlendi. | Open Subtitles | في عام 1907 تولى إرنست رذرفورد رئاسة قسم الفيزياء في مانشيستر |
Memurlar Ernst ve Laguardia buradalar, Efendim. | Open Subtitles | ضباط إرنست و اغوارديا هنا بالنسبة لك، سيدي. |
- Kayalara dikkat et. - Senin tarafında, Ernst. İt orayı. | Open Subtitles | ـ إنتبهوا لهذه الصخور (ـ إدفع من ناحيتك ، يا (إرنست |
Bu öğlen Ernst ile kavga etmen. Benim hatamdı, üzgünüm. | Open Subtitles | .(هذا المساء تعاركتَ أنت و (إرنست لقد كان ذلك خطئيّ |
Fritz ve Ernst sizinle gelebilir. Francis birkaç yıl daha burada kalacak. | Open Subtitles | . فراتز) و (إرنست) سيذهبان معك) سوف نبقيّ (فرانسيس) معنا لعدة سنوات |
- Güle Güle, Ernst. - Yeni yıl şans getirsin. | Open Subtitles | (ـ وداعاً ، يا (إرنست ـ حظاً موفقاً العام القادم |
Uzatma. Kim bu Karl Ernst? | Open Subtitles | لا تبدأ بإلقاء محاضرة من يكون "كارل إرنست"؟ |