Bir haftada iki kez işimi kaybetmeyi kaldıramam. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ تَحَمُّل الفَقْد وظيفتان في إسبوعِ واحد. |
Siyah asker sineklerinin 28. haftada bıraktıkları hariç pupa evresinde başka koza bulmadığımıza göre ateş karıncalarının o dönemde geldiğini biliyoruz. | Open Subtitles | الآن، منذ أن وَجدنَا لا أغلفةَ شرنقةِ أكثرِ بَعْدَ أَنْ يَطِيرُ الجندي الأسودَ يسار في إسبوعِ 28, نَعْرفُ بأنّ هذه عندما نمل النارَ يَجِبُ أَنْ وَصلَ أولاً. |
Bir haftada cızırdayan Sarah mı ? | Open Subtitles | هي تَئِزُّ sarah في إسبوعِ واحد؟ |
- Bir haftada. | Open Subtitles | - في إسبوعِ واحد. |
En azından bir hafta için, belkide iki hafta. | Open Subtitles | على الأقل إسبوعِ آخرِ، لَرُبَّمَا إثنان. |
Ben onu şimdi çıkarayım. Sen onunla bir hafta daha çık. | Open Subtitles | أنا سَأَطْردُه، وأنت تَخْرجُ مَعه إسبوعِ آخرِ. |
bir hafta sen alırsın, bir hafta ben. | Open Subtitles | تَعْرفُي، تَحْصليُ عليه إسبوعِ وأنا أَحْصلُ عليه إسبوعِ. |
Önümde bir hafta daha var. | Open Subtitles | أنا ما زِلتُ أَحْصلُ على إسبوعِ آخرِ. |