Demek istiyordum ki tavsiye mektubunuzu aldım ve her şey için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت قول، إستلمت رسالتك من الإطراء، ومطلوب للقول شكرا لكلّ شيء. |
Bu sabah Scotland Yard'dan, Müfettiş Quinlan'dan bir "masaj" aldım. | Open Subtitles | إستلمت رسالة هذا الصباح من المفتش كوينلان يارد الأسكوتلندية. |
Geçen hafta.. ..Bayan Dinsmoor'dan bir kart aldım | Open Subtitles | بالإسبوع الذي يليه، إستلمت بطاقة بريدية من الآنسة دينزمور |
Bayan Wardh, bir tehdit telefonu aldınız ve Caroll görüştüğünüz kişinin arkadaşınız olduğunu sanarak sizin yerinize buluşma yerine gitti... | Open Subtitles | سيدة ورده، إستلمت تهديد بالهاتف والذي كارول ذهبت للموعد بدلا منك ظنا بأنك كنت تتعاملي مع صديقك |
istihbarat dünyasında, biri size bir bulmaca veriyor ise, muhtemelen, şifreli bir mesaj aldınız demektir. | Open Subtitles | في عالم الإستخبارات، إن أعطاك عميل لعبة الكلمات المتقاطعة الفرص أنك إستلمت رسالة مشفرة |
Kaçırandan telefon almış ve doğruca merkeze gelmiş. | Open Subtitles | إستلمت مكالمة هاتفية من الخاطف وجاءت مباشرة إلى القسم |
Bana garip bir posta gelmiş, sana da gelmiş mi diye merak ettim de. | Open Subtitles | إستلمت زعزعة الشيء وأنا تسائلت إذا أنت تكسبه، أيضا. |
Birim 50, anlaşıldı. İrtibatı kesmeyin. | Open Subtitles | الوحدة 50 لقد إستلمت هذا ، إبقى على إتصال |
Geçen gece uzaydan mesaj aldım, ama iyonosferde yanlış iletildi, o yüzden iletişim tost makinesini set etmem gerekti... yani uyduyu. | Open Subtitles | إستلمت رسالة من الفضاء لكنها مشوشة بسبب الايونوسفير لذا كان لا بد أن أطلق المحمصة أقصد قمر صناعي |
3 paket aldım .Daireme nasıl girdi bilmiyorum.. | Open Subtitles | إستلمت هذه الرزم الثلاث، أنا لا أعرف كم وصلوا إلى شقتي. |
Bu adreste bir şüpheli şahıs olduğu çağrısı aldım... ve sen de bana şüpheli görünüyorsun. | Open Subtitles | إستلمت نداء لشخص مثير للشكّ في هذا العنوان وأنتى تبدو مثيرة للشكّ لي |
Selam. Aramamı isteyen mektubunuzu aldım. | Open Subtitles | مرحباً, لقد إستلمت خطاباً مسجلاً يطلب مني الأتصال |
Merkezde suç mahallinin resimlerini aldım ve şifreyi çözdüm. | Open Subtitles | لقد إستلمت فى مركز القياده صور مسرح الجريمه وتمكنت من فك الشفره |
Bu sabah başka bir saldırı oluğu haberini aldım. | Open Subtitles | لقد إستلمت رسالة هذا الصباح لقد كان هناك هجوم أخر |
Evi sattığın kişinin avukatından bir e-posta aldım. | Open Subtitles | إستلمت تواً بريداً إلكترونياً من موكل المشترين |
O tahvilleri kocamın metresi Liliet Saroyan'dan aldınız. | Open Subtitles | إستلمت هذه السندات من ليليات سارويان عشيقة زوجي |
Böyle bir direktif aldınız mı, almadınız mı? | Open Subtitles | هل إستلمت هذه التعليمات؟ ، نعم أم لا؟ |
Sonuçları bu sabah aldınız sanırım. | Open Subtitles | أفهم بأنّك إستلمت النتائج هذا صباح. |
Bom'un mesajını siyah poşette bulduğunuz bir cep telofonundan mı aldınız? | Open Subtitles | إستلمت رسالة (بوم)، مع الهاتف الّذي وجد في الحقيبة البلاستكية السوداء؟ |
San Antonio Polisi on dakika önce bir acil durum telefonu almış. | Open Subtitles | شرطة "سان أنطونيو" إستلمت إتصال من 911 قبل 10 دقائق. |
Maktule öldürüldüğü gün, buzdolabını almak isteyen birinden e-posta gelmiş. | Open Subtitles | اليوم الذي قُتِلت فيه الضحيّة، إستلمت بريد إلكتروني من شخص ما مهتمّ بشراء ثلاجتها |
Zombilere kafayı yedirtecek bir şey. anlaşıldı, hallederim. | Open Subtitles | إستلمت, يمكن القيام به، سيدتي أعتقد أنه فقط لدينا ذلك الشيء |
R 2, mesajınız alındı. | Open Subtitles | روبرت 2، إستلمت |