ويكيبيديا

    "إصلاحه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tamir
        
    • düzeltmeye
        
    • düzeltmek
        
    • Düzeltebilir
        
    • düzeltebilirim
        
    • Onarabilir
        
    • düzeltebiliriz
        
    • Onarmak
        
    • telafi
        
    • onarılamaz
        
    • halledebiliriz
        
    • tedavi
        
    • Tamiri
        
    • onarılmaz
        
    • düzeltirim
        
    Tamam, yerel yetkilileri bilgilendirin. Gaz kaçağını tamir ettiğinizi söyleyin. Open Subtitles أبلغي السلطات المحلية أخبرهم أن تسرب الغاز قد تم إصلاحه
    Yıkamaya ya da tamir etmeye falan götürmüş olabilir misin? Open Subtitles ولا حتى لغسله او إصلاحه أو شيء من هذا القبيل؟
    Ana hattımız kesildi. Birileri şu an tamir etmeye çalışıyor. Open Subtitles تم قطع الخط الرئيسي، وشخصٌ ما يقوم على إصلاحه الآن.
    Hadi ama, Jack, bu benim hatam. Bırak da düzeltmeye yardımcı olayım. Open Subtitles هيا يا جاك ، هذا خطأي إسمح لي أن أحاول إصلاحه
    Hatırlatmak isterim ki presbiyopi insanlık tarihi boyunca bizimle birlikte ve onu düzeltmek için birçok farklı şey denedik ve yaptık. TED أريد تذكيركم أن مد النظر الشيخوخي لازمنا طوال تاريخ البشرية وقمنا بالكثير من الأمور المختلفة لمحاولة إصلاحه.
    Sen daha çok bozmadan tamir edebilseydim bu 20 dolara olurdu. Open Subtitles ولو تمكنت من إصلاحه قبل أن تكسريه أكثر، سيكون بـ20 دولار
    Bir şeyler bozulursa, tamir etmeyi bilen başka birisi de olsun diye. Open Subtitles فقط في حالة إذا فواصل أي شيء، شخص آخر يعرف كيفية إصلاحه.
    Gittiğimde, bu lazer sisteminin bozuk olduğunu gördüm ve tamir etmeyi denedim. TED وعند دخول المختبر اكتشفت أن نظام الليزر كان معطلًا. وحاولت إصلاحه.
    Uzayın gerçekliği, bir uydu üzerindeki bir bileşen arızalanırsa, tamir için sınırlı imkânların ve büyük maliyetlerin bulunmasıdır. TED الحقيقة في الفضاء أنه إذا أصيب جزء من القمر الصناعي بعطب ما فإن إمكانيات إصلاحه محدودة للغاية وبتكلفة باهظة.
    Yani bu cihaz bozulduğunda tamir etmek için gereken tek şey Toyota yedek parça bayiinden edineceğiniz yedek parçalar ve tamir yeteneği. TED لذلك فكل ما تحتاجه هو قطع غيار من سيّارة التويوتا والقدرة على إصلاح المصباح، وسيكون بإمكانك إصلاحه.
    Geçen sonbahar teknenin motorunu tamir etmiştim. Babam yapamamıştı. Open Subtitles العام الماضي قمت بتصليح محرك الزورق فأبي لم يستطع إصلاحه
    Piyanoya olan şey herneyse kolayca tamir edilbilir. Open Subtitles مهما كان ما حدث للبيانو فإنَه يمكن إصلاحه
    Taşıyıcı sistemi tamir oldu ve çalışıyor, komutanım. Open Subtitles ،نظام الناقل تم إصلاحه بالكامل و يعمل بشكل طبيعي يا سيدي
    Onu tamir etmek zevkli olacak. Göreceksin. Open Subtitles سيكون كل شيئ على ما يرام وسيكون إصلاحه ممتعاً، سترين
    Hep tamir etmekle tehdit ederler, ama hiç uğraşmadılar. Open Subtitles أنها تبقي على التهديد إصلاحه كنها لن تكون ابدا.
    Router'lardan birinde sorun vardı. düzeltmeye çalışıyordum. Open Subtitles هناك مشكلة فى أحد الموجهات أنا أحاول إصلاحه
    ..düzeltilebilecek şeyleri bulmak ve düzeltmek olduğuna karar verdim. Open Subtitles أن أصلح ما يمكن إصلاحه في هذا العالم، أليس كذلك؟
    Düzeltebilir misin? Open Subtitles هل تستطيعين إصلاحه ؟
    Yaptığım hataları, artık düzeltebilirim.. Bunu artık görebiliyorum.. Open Subtitles لقد اخذت منعطف خاطئ في وقت ما لكن أستطيع إصلاحه , انا ارى ذلك
    - Onarabilir misin? Open Subtitles هل يمكنك إصلاحه ؟
    Bunu ülkemizde tekrarlayarak düzeltebiliriz. Open Subtitles بإمكاننا إصلاحه بواسطة إعادة فعله في بلادنا.
    Bir, mutfağa gidip, Onarmak için Raymond'a rica edebilirdi Open Subtitles واحد , ربما تذهب للمطبخ وتطلب إصلاحه من الخادم
    İkimiz de telafi edilemez hatalar yaptık, peki niçin? Open Subtitles لقد ارتكبنا خطأ لا يمكن إصلاحه, و لماذا؟
    Tabii ki planın bu ülkeye onarılamaz bir zarar vermek değilse. Open Subtitles أعني، إلا لو كنتِ تخططين أن تقومي بضرر لا يمكن إصلاحه للبلد
    Öneride birkaç boşluk var, fakat bence onları halledebiliriz ve biraz para kazanabiliriz. Open Subtitles انها بعض الثقوب , ولكن أعتقد أنني يمكننا إصلاحه وربما جعل المال.
    Yaşlanma ne çözülecek bir sorun, ne de tedavi edilecek bir hastalık değil. TED التقدم في السن ليس عيبًا ليتم إصلاحه أو مرضًا لتتم معالجته.
    Bu sabah da aynı arızayı yaptı. Tamiri yarım saat sürdü. Open Subtitles الشئ نفسه حصل هذا الصباح أستغرق حوالي نصف ساعه ليتم إصلاحه
    Fakat ilişkilerimize onarılmaz biçimde zarar verecek bir şey olmadığını düşünüyorum. Open Subtitles و لكن لا أعتقد أن العلاقات تدمرت بشكل لا يمكن إصلاحه
    Bildiğime inanırım. Bir şeyi düzeltebileceksem, fırsatını bulduğumda düzeltirim. Open Subtitles ولن أصدق غير ما أعرفه وسأنتظر الوقت المناسب كي أصلح ما يمكنني إصلاحه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد