Bardağı taşıran damla da, bir tartışmada başka bir subaya ateş etmesiymiş. | Open Subtitles | القشّة الأخيرة كانت إطلاقه النار على ضابط زميل خلال مشاجرة في خمارة |
Ajan Mulder, dün gece geç saatte kendi kafasına ateş etmesi sonucu ölmüş. | Open Subtitles | العميل مولدر مات مساء أمس.. من إطلاقه النار على نفسه برأسه. |
Ortada bu genç serbest bırakıldıktan iki hafta sonra yuva yaptı. ve sonunda,benim favorim | TED | في الوسط، هذا الطائر بنى عشاً بعد اسابيع من إطلاقه. في الأسفل، المفضلة لدي شخصياً |
oradaki küçük erkek, serbest bırakıldıktan 4 saat sonra vahşi dişisiyle birlikteydi Bu yüzden insanların tüm dünya çapında | TED | الذكر الصغير هناك، بعد أربع ساعات من إطلاقه لقد كان مع الأنثى من نفس النوع. إذاً، هذا ليس جديداً، كان الناس |
Kendi türünde, Dünya'nın yörüngesine fırlatılacak ilk teleskop olacaktı. | Open Subtitles | استمر بالتقدم وسيكون الأول من نوعه ليتم إطلاقه الى مدار حول الأرض |
Onun şartlı tahliye memurusunuz. Onu ihlal ettiğiniz için buradayız. | Open Subtitles | أنتِ ضابطة إطلاقه المشروط جميعنا هنا لأنّكِ الشخص الذي انتهك إطلاق سراحه |
Bizim tarafımızdan arındırılıp yeniden yapılabilsin diye... A weapon intended to be unleashed on Gotham ...Gotham'da zincirleri kırmak için bir silah. | Open Subtitles | "سلاح سوف يتم إطلاقه على "غوثام |
Tabii masum insanların üzerine böyle ateş açtıktan sona bunu hak etmiyor. | Open Subtitles | وهذا أكثر مما يستحقه، بعد إطلاقه النيران على جموع من الأبرياء. |
Muhtemelen duvardan ateş edebilen bir lazer ışını da vardır. | Open Subtitles | من المحتمل أن لديه إشعاع الليزر.. الذي يستطيع إطلاقه عبر الجدران. |
Lazer topu sadece yüzde elli güçle ateş edebildi. | Open Subtitles | المدفع كان بنصف قوته عندما تم إطلاقه على سفينتهم. |
ateş etmemek daha akıllıca olabilir. | Open Subtitles | ربما كان من الأفضل عدم إطلاقه. |
Düşman aracına ateş edildiğinde silah hedeflenen bölümde patlamalı ...bir basınç azalmasına sebep olur. | Open Subtitles | عند إطلاقه على مركبة للعدوّ... يُحدث السلاح انضغاطًا متفجّرًا... في المقصورة المستهدفة |
Eminim, serbest bırakıldığında uygun bir iş bulursa, dürüst bir hayat sürecektir. | Open Subtitles | وأنامتأكدأنهبعد إطلاقه.. وإذاوجدوظيفةمناسبة، سيعيش حياته بأمانة |
Mübaşirler, savunma makamı olan Barksdale'i serbest bırakmak için hazırlansın. | Open Subtitles | سيعيد رجال الأمن المدّعى عليه إلى غرفة الاعتقال لفرز أغراضه قبل إطلاقه |
Düzgün bir şekilde serbest bırakırsak itici kuvvet olarak kullanabiliriz. | Open Subtitles | إن كنا نستطيع إطلاقه فيمكننا إستعماله كآداة دفع |
Füze yine fırlatılacak ama nükleer patlama olmayacak. | Open Subtitles | يظل من الممكن إطلاقه ، لكنه لن يبدأ إنفجار نووي |
Önümüzdeki ay Kuzey Kore'ye fırlatılacak. | Open Subtitles | ليتم إطلاقه على كوريا الشمالية الشهر المقبل. |
şartlı tahliye memuru 2 yıl önce izini kaybetmiş. | Open Subtitles | ضابط إطلاقه المشروط فقد أثره قبل عامين. |
Freddy Rudolph'la şartlı tahliye için görüşüyordum rahibe de benden başka bir mahkûmla görüşmemi istedi. | Open Subtitles | كُنتُ أتكلمُ معَ (فريدي رودولف) بخصوص جلسَة استماع إطلاقه و ثمَ سألَتني الأخت إن كانَ بإمكاني التحدث معَ سجينٍ آخَر |
Üç hafta önce şartlı tahliye edilmiş. | Open Subtitles | تم إطلاقه قبل ثلاثة أسابيع |
Bizim tarafımızdan arındırılıp yeniden yapılabilsin diye... A weapon intended to be unleashed on Gotham ...Gotham'da zincirleri kırmak için bir silah. | Open Subtitles | "سلاح سوف يتم إطلاقه على "غوثام |