Michael Bublé ile çıktığını sanmıştım. | Open Subtitles | بأمانة، إعتقدت أنكِ ستأتين إلى هنا مع شخص يشبه مايكل بوبليه |
Stephie, Bu gece o dosya üzerinde çalışıcağını sanmıştım. | Open Subtitles | ستيفي، إعتقدت أنكِ تعملين على الأمر القضائي الليلة؟ |
En iyi arkadaşım olmasını sizin de istediğinizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ تريديني أن أحصل علي صديقة مقربة |
Buna özel bir ilgi ve alaka göstereceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ ستضعيه في مكان مميز و تعتني به |
Beni bir şey için görmek istediğini sandım. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ تريدين أن تحدثيني بشأن شئٍ ما |
Hizmetçi olarak burada kalmaya karar verdin sandım. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أنكِ تريدين البقاء معهم كمربية |
Belki istersin diye düşündüm | Open Subtitles | تعلمين، إعتقدت أنكِ قد تريدينها |
Bizi, patronunuzu sevmediğiniz için gizlice dinlediğinizi sanmıştım ama gerçekte polisin Damien Novak'ın katilini bilip bilmediğini öğrenmek istiyordunuz. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ كنتِ تتصنتين لأنك لا تحبينه لكن في حقيقة الأمر كنتِ تريدين معرفة مقدار ما تعرفه الشرطة |
Anne, ben seni alışverişe gidiyorsun sanmıştım. | Open Subtitles | خالتي ، إعتقدت أنكِ ستذهبين للتسوق كذلك |
Beni çekici bulmadığını sanmıştım da. | Open Subtitles | للحظة قصيرة إعتقدت أنكِ منجذبة الي |
Ben de her şeyi mahvettiğini sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ تخربين هذا الأمرَ علي |
Arkadaşınla dışarı çıkarsınız sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ ستخرجين مع صديقتكِ الليلة |
Tanrı vergisi bir tasarım yeteneği olduğunu düşünen tavrının başıma bela olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ ستكونين مشكلة كبيرة التي تظن أنها هدية الرب لعالم التصاميم |
Senin verdiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ من سيقيم حفلة أنا ؟ |
Bizden sakladığınız her ne ise onu söyleyeceğinden endişelendiğinizi düşünmüştüm? | Open Subtitles | -لقد إعتقدت أنكِ خائفة أن تقول شيئاً ما -حول ما تحاولين أن تخفيه عنا |
Terk edip gittiğin gün korkunç bir adam bulmayı başaracağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ... في ذلك اليوم تركتني وغادرتي إعتقدت أنكِ إستطعتي إيجاد رجل رائع |
Var ya hiç sormayacaksın sandım. | Open Subtitles | أتعلمين؟ إعتقدت أنكِ لن ذلك أبداً. |
Senin iyi bir şey için çabalarken öldüğünü sandım. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ متِ و أنتِ تفعلين عمل بطولى |
Öldüğünü sandım, ben de ölmek istedim! | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ قد متِ ولقد أردت أن أموت |
Sonuçlarda geçirdiği nöbetleri açıklayacak bir bulgu yok. Bilmek istersiniz diye düşündüm. -Tamam. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ تودين معرفة هذا - حسناً - |
Bu yüzden apartman dairesinde bir görüşme yerine Bergdorf'ta bir öğle yemeğini tercih edersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا إعتقدت أنكِ قد تقدري (غداء لطيف في (برجدوف بدلا من أن نتقابل بالشقة |
Bunu seversin diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنكِ ستحبين هذا |