Sana kafasında zehir olan yılanlı şeylerden vermek isterdim ama arabada unutmuşum. | Open Subtitles | أردتُ إعطاءك عصا الأفعوان ذات الرأس الحاد السام لكنني تركتها في السيارة |
Sadece size ihtiyacınız olan bilgiyi vermek isteyen biri etkin bir muhbir olabilir. | TED | فقط شخص يريد إعطاءك المعلومات التي تحتاجها هو مبلّغ فعال. |
Buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyorum, daha sana ne verebilirim amına koyayım? | Open Subtitles | انا لا أعرف حتى كيف وصلت إلى هنا، ماذا يمكنني إعطاءك أكثر |
Ama benzeri bir Wild Cat verebilirim efendim. | Open Subtitles | لكنني أستطيع إعطاءك واحدة من نفس النوع الذي أخذته سابقا يا سيدي |
Sana o kişinin tanımını vermeyi ve tanırsan bize söylemeni istiyoruz. | Open Subtitles | نريد إعطاءك أوصافه وتقول لنا إذا كنت تعرفه |
Sana kendi ilaçlarımı veremem. Bir psikiatr ile görüşmen gerek. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنني إعطاءك الروشتة يجب أن تقابل الطبيب النفسي |
Beni arayacağını söyledi. Görüştüğümüzde de bunu sana vermemi istedi. | Open Subtitles | قال إنك ستطلبني، وأن عليّ إعطاءك هذا عندئذٍ. |
Buluşalım da faturayı vereyim ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك أن نتسكع معـاً حتى يتسنى لي إعطاءك إياها؟ |
Bütün gün aşağıda bekledik. Size bunu vermek istediler. | Open Subtitles | كنّا ننتظر في الأسفل طوال اليوم، أرادا إعطاءك هذه. |
Evinin 'bagua'sına uymadığın öyle aşikardı ki. Sana bir şey vermek istedim. | Open Subtitles | اسمعى، واضح أنك لا تزينين منزلك وأردت إعطاءك هدية |
Sana bir gecelik ve bazı tavsiyeler vermek istedik. | Open Subtitles | أردنا إعطاءك الملابس الداخلية وبعض النصائح. |
Zamanında elinizden alınan şehri size geri vermek istiyorum. Bu söylediğim yeterince dokunaklı mıydı? | Open Subtitles | أودّ إعطاءك المدينة التي أُخذت منك ما رأيك في هذا كقول مؤلم؟ |
Buralarda toplantım vardım sana bizzat bir şey vermek istedim. | Open Subtitles | كان لدي اجتماع بالجوار وأردت إعطاءك شيئاً بنفسي |
Sadece 50 bin peseta verebilirim. | Open Subtitles | هل أحضرت العجينه؟ أستطيع إعطاءك 50,000 فقط |
İktidarı aklayacak anahtar bilgiyi sana verebilirim. | Open Subtitles | وهل تعرف شيئاً عن هذا؟ يمكننى إعطاءك معلومات أساسية |
Yani, aslında yapmaması lazım ama eğer isterseniz, size numarasını verebilirim. | Open Subtitles | أعني أنها يجب ألا تفعلها ولكن أستطيع إعطاءك رقمها |
Bilgi sızdıran kişi için bir isim istiyorsan, o ismi verebilirim. | Open Subtitles | واذا احتجت اسماً لمن سرب الخبر فأستطيع إعطاءك واحداً |
Annem sana hediye almıştı ama vermeyi unuttuk. | Open Subtitles | لقد جهّزت لك أمّي سلّة هدايا .ولكنّنا نسينا إعطاءك إيّاها |
O zaman endişe etmene gerek yok çünkü sana telefon numaramı vermeyi düşünmüyorum. | Open Subtitles | في تلك الحالة لا تقلقي لأني لا أنوي إعطاءك رقم هاتفي |
Bu gömleği sana veremem çünkü koruması için ona ihtiyacım var. | Open Subtitles | ولا أستطيع إعطاءك القميص لاني بحاجة للحماية |
Çünkü eğer istiyorsan bu onayı sana veremem. | Open Subtitles | لأنك إن كنتي كذلك فلا أستطيع إعطاءك هذا ولكن .. |
Hayır, her zamanki gece turlarımı atacakken Eric bunu sana vermemi istedi. | Open Subtitles | كلا، أقوم سوى بجولاتي الليلية، و(إيرك) أراد منّي إعطاءك هذا |
Annie'ye bir şey bırakmak için uğramıştım ve bunu sana vermemi istedi. | Open Subtitles | كنت أقوم بإيصال شيء ل(آني) و، طلبت مني إعطاءك هذا. |
Size numaramı vereyim, bir sorun olursa arayın lütfen. | Open Subtitles | و أريد إعطاءك رقمي في حال حدثت مشكله أو أزعجناك |