Gergindim çünkü o kadar mutluydum ki bunu mahvetmek istemiyordum. | Open Subtitles | كنت متوترة ، لأنني كنت سعيدة لم أشأ إفساد سعادتي |
Geceyi mahvetmek istemezdim. Konuyu değiştirelim. | Open Subtitles | أنا لم أقصد إفساد الليلة دعونا ننتقل لموضوع آخر |
Onunla dalga geçtin, ismini işleri berbat etmekle eş anlamlı kullandın. | Open Subtitles | أنت تسخر منها و تستخدم إسمها كمرادف للتعبير عن إفساد الأمور |
- Hayatımı mahvetmeye çalışıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتم تحاولون إفساد حياتي جميعكم، أليس كذلك؟ |
Sen de gidip işini bozmak istiyorsun çünkü kıskanıyorsun dostum. | Open Subtitles | والآن تريد إفساد ذلك، لأنّ هذا من طبائعك، يا رفيقي |
Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. | Open Subtitles | ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل تملأ رأسه بالهراء وما زالت تعمل بشكل جيد |
Senin seçimini mahvetmek #4. Ne seçimi? | Open Subtitles | الخطأ رقم 4 إفساد إنتخاباتك أي إنتخابات؟ |
Yapmayı en son istediğim şey noel'i mahvetmek. | Open Subtitles | أخر شيء كنت أريد أن أفعله هو إفساد حفل الكريسيمس على جوي |
Madem bizi mahvetmek derdindeydin, niye bir yetişkinle yapmadın? | Open Subtitles | إن أردتِ إفساد زواجنا، فلمَ لم تفعلي ذلك مع راشد؟ |
Teorini mahvetmek istemem ama nasıl etkisiz hale getirileceği besbelliydi. | Open Subtitles | أكره إفساد نظريتك لكن من الواضح كيفية تعطيل قنبلة |
- Gecenizi berbat etmek istemeyiz. - Hiç sorun değil, gerçekten. | Open Subtitles | ـ إننا لا نريد إفساد ليلتك ـ لا حقاً، لا بأس |
Yani senin bana söylemek istediğin bir şeyin olduğu ama seyahatimi berbat etmemek için söylemediğin fikri de mi benim kurmacam? | Open Subtitles | كان لديّ شعور بأنكِ تريدين إخباري بشيء مهم ،ولكنكِ لا تريدين إفساد رحلتي وهذا ظلّ يراودني طوال الوقت |
Yine de arada bir "evet" diyeceğim bir şey isteyerek günümü berbat etsen fena olmaz. | Open Subtitles | لكن حاول أيضاً من الحين للآخر إفساد يومي اطلب مني شيئاً يمكنني الموافقة عليه |
Benim şovumu mahvetmeye nasıl cüret edebilirdi, değil mi? | Open Subtitles | لقد كنت غاضبة كيف لها أن تجرؤ على إفساد عرضي. |
Şovumu mahvetmeye çalıştığını sanmıştım, ama o gerçekten de bazı şeyleri düzeltmeye uğraşıyordu. Ne demeye çalıştığımı anlıyor musun? | Open Subtitles | لقد ظننت أنها تريد إفساد عرضي، إلا أنها كانت تحاول فقط أن تجعله أحسن |
Sakın yemeyi düşünme. Formunu bozmak istemezsin, sanırım. | Open Subtitles | لا تتجرأي وتأكليها، لا أظنك تريدين إفساد مظهر جسدك الجميل |
Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. | Open Subtitles | ـ كلا لكني أسمع أنه فظيع ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل |
Ya akordu bozuk olarak çalıp orkestramı kasten sabote ediyorsun ya da akordunun bozuk olduğunun farkında değilsin. | Open Subtitles | الآن أما أنت تعزف خارج عن النغمة ،عمداً وتعمل على إفساد فرقتي أو إنّك لا تعلم بأنك تعزف .خارج عن النغمة |
Geç saatlere kadar oturup, hayatımı mahvetmeyi mi düşündün? | Open Subtitles | رباه،هل إستيقظت مبكراً محاولا إفساد يومي؟ |
Buraya gelebilmek için çok çalıştım, kişisel işlerle batırmak istemiyorum. Buna değmez. | Open Subtitles | أنا عملت جاهدة لأكون هنا، لا أريد إفساد ذلك بالدخول بالمسائل الشخصية |
Mezun olmaya çok yakınsın, şimdi mahvetme. | Open Subtitles | فأنتِ ستتخرجين ولا يمكنكِ إفساد الأمر الآن |
Pekâlâ, eğlenceni mahvetmekten nefret ediyorum Baba, ancak bende bu şeylerin hepsinin yedekleri var ve biliyorsun ki bunu yapman yasadışı... | Open Subtitles | أكره إفساد متعتك يا أبي لكني لدي نسخ أحتياطية من كل تلك الأشياء و هذا غير شرعي أيضاً |
İnsanın özünü bozup en kibar insanları bile zalim, gaddar tiranlara dönüştürüyor. | Open Subtitles | من شأنه إفساد الروح، لتحوّل أنبل الرجال إلى طغاة فاسدين وأشرار. |
Günümün içine etmen bir yana, bütün gösterinin içine edemezsin. | Open Subtitles | يمكنك إفساد يومي ولكن لا يمكنك إفساد العرض للجميع |
Lily'nin sayesinde mutlak çakışa engel olabilecek tek şey kapıdan içeri girdi. | Open Subtitles | حسناً ، الشكر يعود لها الشيء الوحيد القادر على إفساد ماكنت أفعله كان على وشك أن يدخل من ذلك الباب |
Bir daha hayatımı mahvedemem yoksa ölürüm. | Open Subtitles | لا يمكنني إفساد حياتي ثانيةً و إلا سأموت. |
Ne için? O ailenin bir parçası olma şansımı mahvettiğin için mi? | Open Subtitles | على إفساد فرصتي لأكون فرداً في تلك العائلة؟ |