ويكيبيديا

    "إفساد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mahvetmek
        
    • berbat
        
    • mahvetmeye
        
    • bozmak
        
    • bozmaya
        
    • sabote
        
    • mahvetmeyi
        
    • batırmak
        
    • mahvetme
        
    • mahvetmekten
        
    • bozup
        
    • içine
        
    • engel
        
    • mahvedemem
        
    • mahvettiğin
        
    Gergindim çünkü o kadar mutluydum ki bunu mahvetmek istemiyordum. Open Subtitles كنت متوترة ، لأنني كنت سعيدة لم أشأ إفساد سعادتي
    Geceyi mahvetmek istemezdim. Konuyu değiştirelim. Open Subtitles أنا لم أقصد إفساد الليلة دعونا ننتقل لموضوع آخر
    Onunla dalga geçtin, ismini işleri berbat etmekle eş anlamlı kullandın. Open Subtitles أنت تسخر منها و تستخدم إسمها كمرادف للتعبير عن إفساد الأمور
    - Hayatımı mahvetmeye çalışıyorsun değil mi? Open Subtitles أنتم تحاولون إفساد حياتي جميعكم، أليس كذلك؟
    Sen de gidip işini bozmak istiyorsun çünkü kıskanıyorsun dostum. Open Subtitles والآن تريد إفساد ذلك، لأنّ هذا من طبائعك، يا رفيقي
    Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. Open Subtitles ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل تملأ رأسه بالهراء وما زالت تعمل بشكل جيد
    Senin seçimini mahvetmek #4. Ne seçimi? Open Subtitles الخطأ رقم 4 إفساد إنتخاباتك أي إنتخابات؟
    Yapmayı en son istediğim şey noel'i mahvetmek. Open Subtitles أخر شيء كنت أريد أن أفعله هو إفساد حفل الكريسيمس على جوي
    Madem bizi mahvetmek derdindeydin, niye bir yetişkinle yapmadın? Open Subtitles إن أردتِ إفساد زواجنا، فلمَ لم تفعلي ذلك مع راشد؟
    Teorini mahvetmek istemem ama nasıl etkisiz hale getirileceği besbelliydi. Open Subtitles أكره إفساد نظريتك لكن من الواضح كيفية تعطيل قنبلة
    - Gecenizi berbat etmek istemeyiz. - Hiç sorun değil, gerçekten. Open Subtitles ـ إننا لا نريد إفساد ليلتك ـ لا حقاً، لا بأس
    Yani senin bana söylemek istediğin bir şeyin olduğu ama seyahatimi berbat etmemek için söylemediğin fikri de mi benim kurmacam? Open Subtitles كان لديّ شعور بأنكِ تريدين إخباري بشيء مهم ،ولكنكِ لا تريدين إفساد رحلتي وهذا ظلّ يراودني طوال الوقت
    Yine de arada bir "evet" diyeceğim bir şey isteyerek günümü berbat etsen fena olmaz. Open Subtitles لكن حاول أيضاً من الحين للآخر إفساد يومي اطلب مني شيئاً يمكنني الموافقة عليه
    Benim şovumu mahvetmeye nasıl cüret edebilirdi, değil mi? Open Subtitles لقد كنت غاضبة كيف لها أن تجرؤ على إفساد عرضي.
    Şovumu mahvetmeye çalıştığını sanmıştım, ama o gerçekten de bazı şeyleri düzeltmeye uğraşıyordu. Ne demeye çalıştığımı anlıyor musun? Open Subtitles لقد ظننت أنها تريد إفساد عرضي، إلا أنها كانت تحاول فقط أن تجعله أحسن
    Sakın yemeyi düşünme. Formunu bozmak istemezsin, sanırım. Open Subtitles لا تتجرأي وتأكليها، لا أظنك تريدين إفساد مظهر جسدك الجميل
    Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. Open Subtitles ـ كلا لكني أسمع أنه فظيع ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل
    Ya akordu bozuk olarak çalıp orkestramı kasten sabote ediyorsun ya da akordunun bozuk olduğunun farkında değilsin. Open Subtitles الآن أما أنت تعزف خارج عن النغمة ،عمداً وتعمل على إفساد فرقتي أو إنّك لا تعلم بأنك تعزف .خارج عن النغمة
    Geç saatlere kadar oturup, hayatımı mahvetmeyi mi düşündün? Open Subtitles رباه،هل إستيقظت مبكراً محاولا إفساد يومي؟
    Buraya gelebilmek için çok çalıştım, kişisel işlerle batırmak istemiyorum. Buna değmez. Open Subtitles أنا عملت جاهدة لأكون هنا، لا أريد إفساد ذلك بالدخول بالمسائل الشخصية
    Mezun olmaya çok yakınsın, şimdi mahvetme. Open Subtitles فأنتِ ستتخرجين ولا يمكنكِ إفساد الأمر الآن
    Pekâlâ, eğlenceni mahvetmekten nefret ediyorum Baba, ancak bende bu şeylerin hepsinin yedekleri var ve biliyorsun ki bunu yapman yasadışı... Open Subtitles أكره إفساد متعتك يا أبي لكني لدي نسخ أحتياطية من كل تلك الأشياء و هذا غير شرعي أيضاً
    İnsanın özünü bozup en kibar insanları bile zalim, gaddar tiranlara dönüştürüyor. Open Subtitles من شأنه إفساد الروح، لتحوّل أنبل الرجال إلى طغاة فاسدين وأشرار.
    Günümün içine etmen bir yana, bütün gösterinin içine edemezsin. Open Subtitles يمكنك إفساد يومي ولكن لا يمكنك إفساد العرض للجميع
    Lily'nin sayesinde mutlak çakışa engel olabilecek tek şey kapıdan içeri girdi. Open Subtitles حسناً ، الشكر يعود لها الشيء الوحيد القادر على إفساد ماكنت أفعله كان على وشك أن يدخل من ذلك الباب
    Bir daha hayatımı mahvedemem yoksa ölürüm. Open Subtitles لا يمكنني إفساد حياتي ثانيةً و إلا سأموت.
    Ne için? O ailenin bir parçası olma şansımı mahvettiğin için mi? Open Subtitles على إفساد فرصتي لأكون فرداً في تلك العائلة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد