Kütüphane'nin tek yaptığı büyüyü kilit altında tutup insanlara vâr olmadığını söylemek. | Open Subtitles | إذ أن شُغل المكتبة الشاغل هو إخفاء السحر ومحاولة إقناع الناس بانعدامه، |
Sen, her zaman insanlara istediğini yaptırma konusunda iyi oldun. | Open Subtitles | لقد كُنتِ جيدة دوماً في إقناع الناس بفعل ما تُريدينه |
Ama oldukça büyük dişlere sahiptir ve büyük dişleri olan hayvanların zararsız olabileceğine dair insanları ikna etmek de bir o kadar zordur. | TED | لكن لديه فم كبير وانها نوع من الصعب إقناع الناس إذا حيوان له اسنان كبيرة، انه مخلوق غير مؤذي. |
Aciliyet konusunda insanları ikna etmenin zor olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون من الصعب إقناع الناس ذوي الحاجة الماسة |
Fakat insanları görülmeye değer olduklarına ikna etmek zor bir şey. | TED | لكن من الصعب إقناع الناس بأنهم يستحقون أن يكونوا مرئيين. |
Tabi ki insanlara bu sözde varlıkları kabul ettirmeleri ve hayli zayıf olmalarına rağmen bunlar için para ödemelerini sağlamaları da gerekiyordu. | TED | وهم أيضا، بطبيعة الحال، كان عليهم إقناع الناس بقبول ما يسمى بالأصول ودفع الأموال لهم حتى ولو كانت ضعيفة للغاية. |
2012 yılında köye vardığımda, fikrimizi insanlara kabul ettirmek için çiftçi üyeleri işe almak için. toplumdan topluma seyahat ettim. | TED | عندما وصلت للقرية سنة 2012 سافرت من جماعة إلى أخرى محاولاً إقناع الناس بفكرتنا، محاولاً جلب مزارعين أعضاء. |
İnsanlara sertifikalar, sertifikaların yeni hâlleri, yüksek lisans ve doktora dereceleri de satılabilir. | TED | يمكن إقناع الناس بشراء الشهادات والتصديقات ودرجات الماجستير والدكتوراة. |
Göz problemi olduğunu farkeden insanlara nasıl ulaşırsınız? | TED | كيف يمكنك إقناع الناس أن لديهم مشكلة في النظر؟ |
Tabiki de her zaman insanlara, onlara ihtiyacı olmadığını anlatsada, işin aslı diğer kadınların ondan hoşlanmaması, Edie'yi rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | بالطبع، حاولت إقناع الناس دائماً أنها لا تحتاج لصديقات لكن الحقيقة كان يضايقها أن النساء الأخريات لم يحببنها |
En iyi fikrin seninki olduğunu düşünüyorsan, insanları ikna etmelisin, onlara yalan söylememeli... ya da hapsetmemelisin. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن لديك فكرة أفضل يجب عليكِ إقناع الناس ولا تكذبي عليهم |
Siz de insanları ikna ederek görüşünüzü kabul ettirir misiniz? | Open Subtitles | أتستطيع إقناع الناس بمشاركتك رؤيتك؟ |
İnsanları ikna etmekte iyiyimdir. | Open Subtitles | أعتقد أنّي بارع في إقناع الناس |
İnsanları ikna edebiliyor. | Open Subtitles | تستطيع إقناع الناس |
Bu yüzden kendim yapmak yerine öğretmen Emma'yı insanları ikna etmesi için kullandım. | Open Subtitles | كان ذلك هو السبب الرئيسي في استخدام (إيما) الصادقة الصالحة لأجل إقناع الناس بدلا من أفعل ذلك بنفسي |
Tüm yapmamız gereken insanları aşık olduğumuza ikna etmek. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو إقناع الناس بأننا متحابان |
İnsanları öksürük pastilinin ilaç olduğuna ikna etmek o kadar da zor olmasa gerek, hele tadı da benziyorsa, değil mi? | Open Subtitles | الآن لا أعتقد أنه من الصعب إقناع الناس ، أن حبوب السعال هي دواء لاسيما عندما يكون طعمها مثلها ، أليس كذلك ؟ |