Umarım talih seni sola götürür. Tek çıkış yolu o. | Open Subtitles | أأمل أن تقودك المصادفه إلى اليسار إنه الطريق الوحيد للخروج |
"Tamam tatlım. Bir milimin binde biri kadar sola doğru. | TED | " حسنا، حبيبى واحد من الألف من البوصة إلى اليسار. |
10 katılımcının görüşü Soldan sağa ya da sağdan sola doğru değişti. | TED | لدينا 10 مشاركين تحولوا من اليمين إلى اليسار أو من اليسار إلى اليمين. |
Güzel. Kapıdan çıkınca, sıra solda. Kişi başı bir çarmıh. | Open Subtitles | جيد, خارج الباب الصف إلى اليسار لكل واحد صليب, التالي |
En üst sağda bir kamyonet Sol şeride geçmek üzere, çünkü ilerideki yol kapalı, yani yoldan çıkması gerek. | TED | في الأعلى على اليمين يمكن أن ترى شاحنة نقل ستذهب إلى اليسار والسبب أن الطريق أمامها مغلق، لذا يجب أن تخرج عن الطريق. |
Yapmamız gereken temel şeylerden biri de bugün biraz konuştuğumuz gibi eğriyi biraz sola kaydırmak. | TED | وأحد أهم الأشياء التي تحدثنا عنها اليوم والتي يمكننا القيام بها هو تحريك المنحنى إلى اليسار. |
Yazım yönünün sağdan sola mı, yoksa Soldan sağa mı olduğunu bana söyleyebilir misiniz? | TED | هل يمكنكم أن تخبروني إذا كان اتجاه الكتابة من اليمين إلى اليسار أو من اليسار إلى اليمين؟ |
İbranice veya Arapça konuşuyor olsanız diğer yönden dizilim yapardınız, sağdan sola doğru. | TED | لو كنت تتحدث العبرية أو العربية، ستقوم بفعل ذلك بشكل معاكس، من اليمين إلى اليسار. |
Düşünün ki en üstteki kamyonu sola kaydırmanızı istedi. | TED | تخيلوا بأن يقول لكم بأن تحركوا أعلى شاحنة إلى اليسار. |
Bu durumda, dikkatlice bakarsanız çoğu ok sağdan sola gitmekte. | TED | لذلك في هذه الحالة، إذا نظرت بعناية، أكثر الأسهم تتجه من اليمين إلى اليسار. |
Köşede bir kafe ve önünde sandalyeler olduğunu biliyordum, bu yüzden yola daha yakın olmak için sola doğru kaydım. | TED | كنت أعرف بوجود مقهى عند تلك الزاوية ولديهم بمقدمة المقهى كراسي لذا عدلت سيري إلى اليسار لأقترب من الشارع . |
Kamerayı yerleştirirsin ve seni odaklamak istiyorsam, lensi sola doğru çeviriririm sen öne çıkarsın. | TED | سوف تضع الكاميرا، وإذا أردت أن أجعلكم تركزون، سوف أحرك العدسات إلى اليسار قليلا وأنتم سوف تتقدمون للأمام. |
Son olarak da tüm sıranın sesini, ses Siftable'ını sola eğerek, azaltarak durdurabilirim. | TED | و أخيرا استطيع أن الاشي كل التسلسل خارجاً. بواسطة إستخدام سفتبل الصوت عبر تحريكها إلى اليسار. |
İşte böyle, biraz sola kayın, biraz da sağa. | TED | هأنتم أولاء، إلى اليسار قليلًا، إلى اليمين قليلًا. |
En sağdaki yığınlardan hangisinin en uzun olduğunu sağdan sola 1, 3, 4, 4, 4 şeklinde giderek bulabilir. | TED | ثم يمكنه إيجاد أطول الرزم يمنةً من خلال القيام بذات الأمر منتقلًا من اليمين إلى اليسار 4،4،4،3،1. |
sola kaydırılmış eğri, merkezdeki bireylerde ne olduğunu gösteriyor. | TED | لكن ما هو محول إلى اليسار هو ما يحدث لدى الأشخاص المركزيين |
Sağa doğru bir merdiven olmalı ve solda da mutfak. | Open Subtitles | يجب أن يكون الدرج إلى اليمين و المطبخ إلى اليسار |
solda uzun vadedeki veriyi görüyorsunuz. | TED | إلى اليسار ترى البيانات على مدى فترة طويلة. |
Sol taraftaki çizgi yaklaşık bir mikron. | TED | طول الخط الموجود إلى اليسار حوالي مايكرون واحد. |
Of, Sana ilk aradan Soldan üçüncü oda olduğunu söylememiş miydim? | Open Subtitles | ،ألم أقل أنه فى الدور الأول الباب الثالث إلى اليسار ؟ |
İskele alabanda. 185'te viya. | Open Subtitles | دفة السفينة إلى اليسار تماماً المسار الثابت 5-8-1. |
Bu Soldaki yaya rolündeki kişi bizim iş birlikçimiz. | TED | هناك صديقنا المتحالف إلى اليسار متظاهراً بأنه من المشاة. |
Tam orada bir gardırop var, bir sola iki sağa dön merdivenin altında, sandıkları geç, tam solunda. | Open Subtitles | هناك خزانة ملابس على اليسار ثم اليمين ثم امشى مباشرة ، تحت السلالم ثم بعد الصناديق إلى اليسار |