| Evet. Ameliyattan önce onunla konuşmak istedim. | Open Subtitles | نعم , أردت التحدث إليها قبل قيامها بالعملية |
| Ameliyattan bir saat önce, ...onunla konuşmayı istedi. | Open Subtitles | لقد قال بإنه سيُطالب بالتحدث إليها قبل ساعه من العمليه الجراحية. |
| Giyinmeden önce onunla konuşamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتحدث إليها قبل أن ترتدي ثيابها |
| Göçmen Bürosu'ndan önce ona ulaşmak için acele ederken de sendeleyip yere düştüm. | Open Subtitles | كنتُ في عجلة للوصول إليها قبل مكتب الهجرة لكنّي تعثرت وسقطت |
| 70 yıl önce ona geldiğini ve tekrar geri dönersen bunun, Azrail'in geleceğinin kehaneti olduğunu söylemişsin. | Open Subtitles | تقول إنكَ أتيت إليها قبل 70 عاماً وقلتَ إنكَ لو عدتَ فستكون نبوءة قدوم ملك الموت |
| Biz Dedemin saldırıya önce onu ulaşmak olacak değildir. | Open Subtitles | لن نصل إليها قبل أن يُهاجَم جدي |
| Duruşmadan önce onunla konuşmam gerek. | Open Subtitles | لا يمكنّك رؤية عضوة المجلس اليوم أحتاج إلى التحدث إليها .قبل الجلسة |
| Bu şey seni mahvetmeden önce onunla konuş. | Open Subtitles | تحدث إليها قبل أن يلتهمك ذلك الأمر وأنت على قيد الحياة |
| Medya onun izini bulmadan önce onunla konuşmam lazım. - Nerede bulabilirim onu? | Open Subtitles | أرغب بالتحدث إليها قبل أن تتعقبها وسائل الإعلام |
| Gitmeden önce onunla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليها قبل أن أرحل |
| İfadeden önce onunla görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد التحدّث إليها قبل الاستجواب |
| Gitmeden önce onunla konuşmak isterim. | Open Subtitles | أود التحدث إليها قبل أن أذهب. |
| Karım bizi terketmeden önce ona vermişti. | Open Subtitles | زوجتي أعطته إليها قبل أن ترحل |
| Kesintisiz hesaplayıcı adını çözmeden önce ona ulaşmak zorundayız ve maçımızın ne kadar uzayacağını tahmin etmek mümkün değil. | Open Subtitles | يجب علينا الوصول إليها قبل أن تكمل آلة فكّ التشفير من فك تشفير اسمها -ولا أحد يعرف كمْ من الوقت ستستغرق لعبتنا . |
| Krilov'dan önce ona ulaşmamız lazım. | Open Subtitles | (نحتاج إلى الوصول إليها قبل (كريلوف |
| Bu olmadan önce onu yakalamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نصل إليها قبل أن تفعل ذلك |
| Küçük bir 11.yy fotoğrafını öyle bir koyuyorsunuz ki işe balamadan önce onu görebilirsiniz. | Open Subtitles | بالضبط بنفس الطريقة كل يوم. أنتي تضعين صورة صغيرة لتمثال من منتصف القرن الحادي عشر بموضع معين بحيث يمكنكٍ أن تنظري إليها قبل أن تبدأي عملِك |
| Creedy, başına siyah torba geçirmeden önce onu sorgulamak istiyorum. | Open Subtitles | -أريد فقط فرصة للتّحدث إليها قبل أن تختفي في إحدى أكياس (كريدي) السوداء. |