Afet bölgesine derhal malzeme göndermelerini sağla. | Open Subtitles | إجعلهُ يرسل إمدادات على الفور إلى منطقة الكارثة. |
Tanrım, bu trende tıbbi malzeme var sanıyordum. | Open Subtitles | يا إلهي إعتقدتُ أن هذا القطار به إمدادات طبية |
-Yarın Nirtti'nin bir Jaffa taburuna giden destek sevkiyatına bir baskın düzenleyeceğiz. | Open Subtitles | أوه نعم غدا نهاجم شحنة إمدادات متوجة لكتيبة الجافا التابعة لنيرتي |
Her bir jipe yarim ton daha fazla saglik malzemeleri, mühimmat ve silahlar yüklüyorduk. | Open Subtitles | نحن حمّلناهم بحوالى أكثر من نصف طنّ لكلّ سيارة جيب إمدادات طبيّة وذخيرة وأسلحة |
Sovyetler, fabrikalara ve ofislere giden elektrik kaynaklarını kestiler. | Open Subtitles | قطع السوفيت إمدادات الكهرباء للمصانع والمكاتب |
Düşmanın ikmal ağını imha etmek için Kuzey Vietnam'a sortiler yapacağız. | Open Subtitles | سوف نقوم بهجمات جوية على شمال فيتنام لندمر خطوط إمدادات العدو |
Dört ay erzak olmadan savaştıktan sonra, açlıktan ölen Amerikan ve Filipin birlikleri | Open Subtitles | بعد أربعة شهور من القتال بدون إمدادات القوات الأمريكية والفلبينية الجائعة |
Ağrı kesiciler, tıbbi malzemeler, genel ilk yardım araçları. | Open Subtitles | مضادات حيوية, إمدادات طبيّة الإسعافات الأولية العامّة |
Söylediğine göre su işinde malzeme taşıma işini almış ne olur bilmiyorum. | Open Subtitles | يقول أنه سيتحدث بخصوص تفاصيل بشان إمدادات المياه أنا لا اعلم ماذا سيكون المقابل |
Cevap yok. Ama kapıda bir kaç kimyasal malzeme bulunuyor. | Open Subtitles | لا إجابة، لكنه يملك عدة رزم بريدية من إمدادات كيميائية بجانب الباب. |
Cerrahi malzeme gerektiren çoğu durum bir hastane de gerektirir. | Open Subtitles | معظم الناس بحاجة إلى إمدادات جراحية ومستشفى أيضاً |
Hayır, zamanı gelince destek kuvvet çağıracağım. | Open Subtitles | لا, سأطلب إمدادات عندما يكون الوقت مناسباً |
Hayır, zamanı gelince destek kuvvet çağıracağım. | Open Subtitles | لا, سأطلب إمدادات عندما يكون الوقت مناسباً |
Ben lojistik sorunları çözdüm. Amerika Birleşik Devletleri içine malzemeleri getirdim. | Open Subtitles | حللت المسائل اللوجستية وقتها بجلب إمدادات للولايات المُتحدة |
İtfaiye binasında ilk yardım malzemeleri olabilir. | Open Subtitles | أتعلم محطة الإطفاء قد يكون لا تزال لديها إمدادات الإسعافات الأولية. |
Sovyet ve İngiliz güçleri harp esnasında petrol kaynaklarını korumak için İran'ı işgal etmişti. | Open Subtitles | خلال الحرب، كانت القوات السوفياتية والبريطانية قد احتلتا إيران لتأمين إمدادات النفط |
Biz daha çok, son üç ikmal nakliyatının neden saldırıya uğradığıyla ilgileniyoruz. | Open Subtitles | حسنًا، ما يقلقنا كثيرًا هو لماذا آخر 3 شحنات إمدادات تم فقدانهم. |
Geçen haftadan beri üç erzak konvoyu kaybettiniz. | Open Subtitles | لقد فقدت ثلاث قافلات إمدادات بالأسبوع الماضى بواسطة الجماعات المغيرة |
Yaralı adamları için tıbbi malzemeler bulmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يُحاولون إيجاد إمدادات طبيّة لرجلهم المجروح. |
Castro'nun geri kalan hava kuvveti çabucak hayati mühimmat ikmalini taşıyan gemileri yok etti. | Open Subtitles | سلاح الجو المتبقي لكاسترو قام سريعًا بتدمير السفن التي تحمل إمدادات الذخيرة الحيوية |
Ve bazı rakipleri gerçekten kaygılı kakao kaynaklarının tedarik edilebilirliği ve sürekliliği ile ilgili. | TED | ويشعرُ بعض منافسيهم بالقلق حقًا حول ديمومة وتوفر إمدادات الكاكاو. |
bir medeniyeti hayal edin. Bu varsayımsal durumda, bu medeniyet kendi gezegeninin enerji kaynağını tüketmiştir, o zaman daha fazla enerjiyi nereden alabildiler? | TED | في هذه الحالة الإفتراضية، ستستنزف هذه الحضارة إمدادات الطاقة لكوكبها الخاص، فأين يمكنها الحصول على المزيد من الطاقة؟ |
Çoğu diş macunu ve su kaynağına az miktarda flörür eklenir. | TED | في معظم معاجين الأسنان والعديد من إمدادات المياه، نستخدم كميات ضئيلة من الفلورايد. |
Kan akışımız yok oldu. | Open Subtitles | إمدادات الدم خاصتنا رحلت |
Dünyanın yiyecek tedariğinin yarısı tarlalarda çürür. | Open Subtitles | نصف إمدادات الغذاء في العالم تتعفن في الحقول |
Ofis malzemelerini aşırdığım için beni işten mi kovacaksınız? | Open Subtitles | هل ستفصلني لأنني أختلس إمدادات المكتب؟ |
bu da uygun olarak seyreltici gaz beslemesi olarak adlandırılmıştır. | TED | ويُطلق عليه إمدادات الغاز المخفف. |