Bu Bir şey değil. ordumuzda çalışıp Japonlar'a karşı savaşan kadınlar var. | Open Subtitles | إنها لا شيء. ففي جيشنا، النساء يعملن في الميادين ويقاتلن اليابانيين |
Bir şey değil. Sadece hediye. Size vermeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | إنها لا شيء مجرد هدية فكرت بأن أهديها لكم |
Senin hilelerine inanamıyorum. O Bir şey değil, bir iş arkadaşım, hatta güzel de değil. | Open Subtitles | لا أصدق هذا اننى إشتريت لكَ التفاهات, إنها لا شيء إنها ليس حتى اجمل من الفتيات التى أعمل معها. |
Tuzağa düşmüş şişik rüzgârdan başka Bir şey değil o. | Open Subtitles | إنها لا شيء سوى كيسا منتفخا مليء بالغازات |
- Ah. - Çok Bir şey değil, sadece biraz süslediğim bir mendil. | Open Subtitles | إنها لا شيء بكثير مجرد منديل كنت زيّنته قليلا |
Bir şey değil. | Open Subtitles | {\3cHFFFFFF\bord4}{\1cHFFFFFF\3cHFF0\b1\}إنها لا شيء |
Önemli Bir şey değil. Tüm misafirlerimize bunu yaparız. | Open Subtitles | إنها لا شيء ، نفعل هذا مع الجميع |
Bir şey değil. Alice yazdıktan sonraki bir saatte 50 kadar almıştı. | Open Subtitles | إنها لا شيء " أليس " تلقت 50 رسالة أول ساعة أرسلت بها |
Oh, önemli Bir şey değil. Ragbi oynarken oldu. | Open Subtitles | إنها لا شيء ألعب كرة القدم اللمسية |
Vurulmak önemli Bir şey değil. | Open Subtitles | لا، ليس من الإصابة إنها لا شيء |
Önemli Bir şey değil. Sadece baş ağrısı. | Open Subtitles | إنها لا شيء إنها إزعاج جديد |
Adamın biri. Önemli Bir şey değil. | Open Subtitles | رجل ما ، إنها لا شيء |
- Söyledim ya önemli Bir şey değil. | Open Subtitles | -لقد أخبرتكَ، إنها لا شيء . -إنها مجرد لهجة قديمة . |
Endişe etme. Mühim Bir şey değil. | Open Subtitles | لا داعي للقلق إنها لا شيء |
- Önemli Bir şey değil. - Nedir bu? | Open Subtitles | إنها لا شيء - ما هذه؟ |
- Hayır. Bu Bir şey değil. | Open Subtitles | - كلا، إنها لا شيء |
Hayır, önemli Bir şey değil. | Open Subtitles | لا إنها لا شيء |
Önemli Bir şey değil. | Open Subtitles | إنها لا شيء |
- Koç, önemli Bir şey değil. | Open Subtitles | - مدرب , إنها لا شيء . |
Bu Bir şey değil ki. | Open Subtitles | إنها لا شيء |