Saygı duyduğun birini methetmek gerçekten çok zor çünkü Tom harika biriydi. | Open Subtitles | إنه من الصعب أن تمدح شخصاً تتطلع إليه لأن توم كان رائعاً |
Neredeyse son sınıf oldu, inanması çok zor. Sorduğun için teşekkürler. | Open Subtitles | إنها بالكاد تخرجت، إنه من الصعب تصديق هذا، شكراً على السؤال. |
Benim için bu konuda konuşması çok zor ve görünen o ki, bu konu diğer herkese de zor geliyor. O kadar ki, hiç kimse bu konudan bahsetmiyor. | TED | إنه من الصعب علي أن أتحدت عن ذلك، ويبدو أنه يصعب على أي كان أن يتكلم عن ذلك، لدرجة أن لا أحد يتحدث عن ذلك. |
Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. | TED | إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك |
Her zaman zor olur. Birbirleriyle ilk kez karşılaşan insanlar olur bu yüzden, bu gibi durumlar için son derece hazırlıklıyımdır. | Open Subtitles | إنه من الصعب لأصدقاء جدد يتقابلون للمرة الأولى أن يتأقلموا |
Beraber olmamız imkansız abin buna izin vermeyecek bu yüzden abine arkadaşımı gönderdim o çok iyi biri, sana çok iyi bakar. | Open Subtitles | . إنه من الصعب أن نتحدى ، أخاك لن يوافق على ذلك . لذلك أرسلت صديقي لأخاك . إنه رجل جيد ، سوف يهتم بكِ |
Bu şeylerin genişlikleri hakkında bakış açısı sağlamak gerçekten çok zor. Ancak şöyle düşünebilirsiniz; | TED | إنه من الصعب حقاً توفير منظور حول كبرهذه الأشياء، لكن يمكنكم التفكير فيها هكذا. |
Grady'yi sevmek çok zor. | Open Subtitles | إنه من الصعب كالجحيم للحصول على شخص مثل جرادي |
Bunların hepsini anlamanın çok zor olduğuna eminim ama onun, gerçekten seni seven adam olup olmadığını öğrenmen için senden ikinci bir şans istiyorum. | Open Subtitles | أنا متأكد إنه من الصعب فهم كل هذا ولكني أطلب منك فقط ان تعطيه فرصة أخرى لتكتشفي إنه بإمكانك أن تحبيه بشخصيته الحقيقية |
Şarkılarından birini seçmek çok zor. | Open Subtitles | إنه من الصعب أن تختار من بين العديد من الاغاني الرائعة |
Isabel'in hayatına son verdiğini hayal etmek bile çok zor. | Open Subtitles | إنه من الصعب مجرد التخيل أن إيزابيل تنهي حياتها |
Görülmesi çok zor olduğu için,.. ...ilk muayenemde gözden kaçırmışım. | Open Subtitles | إنه من الصعب رؤيته , ولكن لم أتركه بواسطة فحصى الدقيق |
Yüzleri ve isimleri akılda tutmak çok zor. | Open Subtitles | إنه من الصعب حفظ الأسماء والوجوه مباشرةً. |
Selam Paulie. Seni yakalamak gerçekten çok zor. | Open Subtitles | مرحبا بول , إنه من الصعب إيجادك في المنزل |
Onlardan ayrı kalmak çok zor, değil mi? | Open Subtitles | إنه من الصعب أن تكون بعيداً عنهم , أليس كذلك ؟ |
Gerçekten de bir filmin ele almadığı bir konu bulmak zordur. | TED | في الواقع ، إنه من الصعب العثور على موضوع لم تعالجه السينما حتى الآن. |
Bu arada neyi sorgusuz kabullendiğimizi bilmek çok zordur. | TED | إنه من الصعب جداً أن نعرف، بالمناسبة، ما هو بالنسبة لك أمرا مسلما به. |
Geleceği önceden tahmin etmek herkes için zordur. | Open Subtitles | إنه من الصعب على أي شخص أن يتنبأ بالمستقبل. |
Orada olmayan biriyle konuşmak biraz zor olur. | Open Subtitles | إنه من الصعب نوعاً ما خوض حواراً .مع أحدهم غير موجود |
Görünmezse, suçüstünde yakalamak zor olur sanki. | Open Subtitles | إنه من الصعب القبض عليه إذ لم يظهر |
Ona karşı koymak imkansız. | Open Subtitles | إنه من الصعب مقاومته |
Yerçekimi olmadan dolaşmak zor olmalı. | Open Subtitles | إنه من الصعب التعامل مع كثافة الجلـد |