Hormonlu vahşi vahşi batı gibi bir yer ama iyi başa çıktığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | إنّه مثل الغرب الجامح مع الهرمونات. وأظنّ أنّي أقوم بعملٍ جيّد في إجتيازه. |
İri herifin parmağında bir yüzük var. Alyans gibi bir şey ama hangi elinde olduğunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | الفتى الأكبر يرتدي خاتماً، إنّه مثل خاتم زواج، لكنّي لا أذكر في أي يدٍ يرتديه. |
Bu yılanları farenin yuvasına yollamak gibi bir şey. | Open Subtitles | لكي ينجوا فحسب في السنة الماضية. إنّه مثل رمي ثعابين في قفص هامستر. |
Söylersem gerçekleşmez. Bu dilek tutmak gibi bir şey. | Open Subtitles | إن فعلتُ ذلك، فلن يتحقّق طلبي إنّه مثل تمنّي أمنية |
Evcil hayvan adı gibi bir şey. - Nefret ettiğin bir evcil hayvan. | Open Subtitles | إنّه مثل إسم تمنحه لحيوان أليف، والذي تكرهه. |
Büyüdüğün evin yanından arabayla geçerken başka bir aileyi orada görmek ve o eve gidip kendine bir çorba yapmak istemen gibi bir şey. | Open Subtitles | إنّه مثل عندما تمرّي عند منزلكِ الذي نشأتِ به، وهنالكَ عائلةٌ آخرى به، وكل ماتريدينه هو بأن تقتحمي المنزل وتعدي لنفسك حِساءً. |
Bu bir gelenek gibi bir şey oldu aramızda. | Open Subtitles | إنّه مثل تقليد لدينا |
Güvercin gibi bir şey. | Open Subtitles | إنّه مثل الحمام، على ما أظن. |
Bir tür gizlenme yerimiz gibi bir yer. | Open Subtitles | إنّه مثل مخبأ سريّ. |
Bir tür gizlenme yerimiz gibi bir yer. | Open Subtitles | إنّه مثل مخبأ سريّ. |
Bu eski bir gelenek. Kolomb Günü gibi bir şey. | Open Subtitles | إنّه تقليدٌ قديم{\pos(192,210)} "إنّه مثل "يوم كولومبوس {\cH000004\3cH23FBF9}*مُكتشف أمريكا* |
Sanki dilinin üstüne sıcak şerbet dökülür gibi bir hissi var. | Open Subtitles | إنّه مثل عصير الـ"مابل" يسكب على لسانك |
Onlar için grip gibi bir şey bu. | Open Subtitles | إنّه مثل البرد عندهم. |
Craiglist gibi bir yer ama dengesi bir tıp öğrencisi tarafından öldürülme ihtimalin daha az. | Open Subtitles | إنّه مثل موقع (كرايغزليست)، لكن ليس بوجود إحتمال قتلكِ من قبل طالبٍ بالكلّية مختلّ. |