Eğer beni bulamıyorsa, yarışmaya değmez, tamam mı? | Open Subtitles | إن لم يستطع إيجادي، إذن فالامر لا يستحق التسابق، صحيح؟ |
Eğer bir Kullanıcı bile bize yardım edemiyorsa, kaybettik demektir. | Open Subtitles | إن لم يستطع المستخدمون مساعدتنا بعد الآن فسنضيع |
Eğer bir Kullanıcı bile bize yardım edemiyorsa, kaybettik demektir. | Open Subtitles | إن لم يستطع المستخدمون مساعدتنا بعد الآن فسنضيع |
Evet... Eğer Edward-kun simyayı kullanmıyorsa... | Open Subtitles | صحيح,إدواد إن لم يستطع استخدام الخيمياء فهو مجرد |
Eğer topa vuramıyor olsaydı, şu anda hendek kazıyor olurdu. | Open Subtitles | إن لم يستطع ضرب الكره بعيداً فسيذهب لحفر الخنادق |
Eğer konuşamazsa, ya da sesi Sağlıklı gelmezse, gelmem. | Open Subtitles | إن لم يستطع الكلام، أو إن لم يكن بصحة جيدة، سأنصرف |
Eğer katlanamıyorsa, onu bağışlamamalı. | Open Subtitles | إن لم يستطع أخذه ، لا يجب أن يسلمه. قطعيه كحطب للنار. |
Eğer başkasının yapmasına çaba harcamazsan. | Open Subtitles | فقط إن لم يستطع توفير شخص بديل ليهتم بهم |
Eğer dostlarımız bize yardım edemiyorsa, düşmanlarımızı deneyelim. | Open Subtitles | إن لم يستطع أصدقائنا مساعدتنا لنجرب أعدائنا |
Eğer seninle bile o noktaya gidemediyse o kızın hiç şansı yoktu. | Open Subtitles | إن لم يستطع التغلب على هذا معكِ فهذه الفتاة لم يكن لها فرصة إطلاقًا |
Eğer kendisi için avlanmaya başlamazsa sarf ettikleri tüm emeğe karşın avlanabilecek birine yol açmak için onu öldürebilirler. | Open Subtitles | إن لم يستطع الصيد لنفسه فرغم كافة جهودهما قد يقتلانه لفسح المجال لفرخ آخر ليصيد لنفسه |
Eğer birisi yapabilirse,bu sensin... | Open Subtitles | .إن لم يستطع أي أحد, فأنت تستطيع |
Eğer insan parayı ödeyemezse, acı çekmek zorunda kalır. | Open Subtitles | إن لم يستطع الرجل الدفع سيعاني |
Eğer ödeyemiyorsa, bak bakalım Karısının sigorta poliçesi var mı? | Open Subtitles | إن لم يستطع... ابحث إن كانت امرأته تملك تأمينا على الحياة |
Michael Eğer başaramazsa, bunu sana vermemi istemişti. | Open Subtitles | ـ"مايكل" أراد أن أعطيك هذا إن لم يستطع النجاة |
Eğer üç gün içinde atış yapacak hale gelmezse. | Open Subtitles | إن لم يستطع الرمي خلال ثلاثة أيام |
Eğer kendini kontrol edemezse, Haqqani'ye yaptığımız operasyon babalara gelir. | Open Subtitles | إن لم يستطع التحكم في نفسه فستفتضح عمليتنا على (حقاني) |
Eğer Deke uzaya çıkamıyorsa, onun yerine senin çıkıyor olman gerekiyordu. | Open Subtitles | إن لم يستطع "ديك" الذهاب للأعلى فيفترض بك ان تذهب |
Eğer Triton beni bundan kuru tutamıyorsa, sikimi emsin! | Open Subtitles | إن لم يستطع (ترايتون) إبقائه أقل جفافاً من ذلك فتباً له |
Eğer Charles, bunu bulamazsa, öküzün önde gideni demektir. | Open Subtitles | إن لم يستطع (تشارلز) إيجاد ذلك الشئ فسيكون أغبى مما توقعنا |