Kalan cesetleri de kontrol etmek isterim sizin için Sakıncası yoksa bayan. | Open Subtitles | يجب أن أفحص بقية الجثث، إن لم يكن لديك مانع يا آنسة. |
Sakıncası yoksa gitmem gereken yerler var. | Open Subtitles | إن لم يكن لديك مانع , فعلى الذهاب إلى بعض الأماكن |
Sakıncası yoksa, bir dahaki sefer yemeği ben seçeyim. | Open Subtitles | سأختار أنا الوجبة في المرة القادمة إن لم يكن لديك مانع |
Acaba mahsuru yoksa bir bakmanız için bırakabilir miyim? | Open Subtitles | و كنت أتساءل إن أمكنك إلقاء نظرة عليه إن لم يكن لديك مانع |
mahsuru yoksa , Çikolata fabrikasını tercih etmek isterim. | Open Subtitles | إن لم يكن لديك مانع أفضلها في مصنع الشكولاته |
Bu gece bu adamla birlikte dışarı çıkacağım ve Jenna ondan nefret eder, bu yüzden ona seninle birlikte olacağımı söyleyeceğim eğer sorun yoksa. | Open Subtitles | سأخرج معه الليلة وجينا تكرهه لذا سأخبرها بأني معك إن لم يكن لديك مانع |
O yüzden eğer sorun yoksa bu işi halledeceğim. | Open Subtitles | لذا سأستمر بهذا إن لم يكن لديك مانع |
Oğlumla yalnız kalmak istiyorum, eğer Sakıncası yoksa. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أكُونَ مَع إبنِي، رجاءً، إن لم يكن لديك مانع |
Sakıncası yoksa bu numarayı saklayacağım. | Open Subtitles | سأحتفظ بهذا الرقم للوقت الراهن إن لم يكن لديك مانع |
Hayır, FBI'danız. Sakıncası yoksa size bir fotoğraf göstermek istiyoruz. | Open Subtitles | إننا من المباحث الفيدرالية، نودّ عرض صورة عليك، إن لم يكن لديك مانع |
Sakıncası yoksa ben de yardım etmek isterim. | Open Subtitles | أرغب بتقديم المساعدة إن لم يكن لديك مانع |
Şimdi Sakıncası yoksa meslektaşımla başabaşa iki kelam etmek istiyorum. Elbette efendim. | Open Subtitles | الآن إن لم يكن لديك مانع أودّ أن أتحدث مع زملائي |
Senin için bir Sakıncası yoksa bunu alacağım. | Open Subtitles | سأحتفظ بهذا إن لم يكن لديك مانع |
Iyi sen Sakıncası yoksa. | Open Subtitles | ولكن، إن لم يكن لديك مانع بقولي ذلك |
Sence de Sakıncası yoksa Jasper bir süreliğine bizimle kalacak. | Open Subtitles | سيبقى (جاسبر) معنا لوقت قصير إن لم يكن لديك مانع |
Sakıncası yoksa Bay Grayson. | Open Subtitles | سيد جريسون إن لم يكن لديك مانع |
Hayır efendim. Bir mahsuru yoksa hükümdar önden gitmeli. | Open Subtitles | لا يا سيدي، إن لم يكن لديك مانع فللتاج الأولوية. |
mahsuru yoksa Sayın Başbakan. | Open Subtitles | إن لم يكن لديك مانع يا دولة رئيس الوزراء. |