Tek itirâf, bizi durdurabilirdi ama iki tane olunca dikkatimizi çekiyor. | Open Subtitles | أولاً ، لكى نتوقف عن البحث ثانياً ، لكى يجذبوا إهتمامنا |
Ama önemli bir şey dikkatimizi çekti. | Open Subtitles | ولكن جاء شيءٌ إلى إهتمامنا الذي هو مدعاة للقلق |
Bu kadın ya da adamın neden bağışıklı olduğunu bilmiyoruz ama dikkatimizi çekmeyi başardığı belli. | Open Subtitles | لا نعرف كيف كان محصناً أو محصنه ضد الأمر ولماذا لكن من الواضح أنه قد نال إهتمامنا |
Yegâne kaygımız bu istasyonun güvenli ve huzur dolu işleyişi. | Open Subtitles | إهتمامنا الوحيد هو أمن وسلامة عمل |
Bu cesetleri yalnızca ilgimizi çekebilmek için kullandı. | Open Subtitles | الجثة لا تعني شيئ سوى . الحصول على إهتمامنا |
- Dikkatimiz Cornwall üzerinde olmalı, şimdi her şeyden fazla. - Melot. | Open Subtitles | إهتمامنا يجب أن ينصب على الكورنوال الآن أكثر - من أى وقت مضى ميلو - |
Bizi ilgilendiren, simsarlığın. | Open Subtitles | إنَّما طُرُقكـِ هي التي أثارتْ إهتمامنا |
Orası bizi ilgilendirmez. | Open Subtitles | هذا ليس من إهتمامنا. |
Sadece emniyet güçlerinin değil tüm halkın sorunudur. | Open Subtitles | للمجتمع وللشرطة ويستحق أن ينال إهتمامنا |
dikkatimizi çekmek için köpek komutlari kullandi, bize dergi kivirip atti. | Open Subtitles | إنه يأمرنا مثل الكلاب للحصول على إهتمامنا. انه يرمي لنا مجلات الرياضة. |
- Dileme. dikkatimizi çekti ama değil mi? | Open Subtitles | لا تعتزري , لقد تحصل على إهتمامنا أليس كذلك ؟ |
- Dileme. dikkatimizi çekti ama değil mi? | Open Subtitles | لا تعتزري , لقد تحصل على إهتمامنا أليس كذلك ؟ |
dikkatimizi dört yere yoğunlaştırıyoruz. | TED | نركزُ إهتمامنا على أربعة مواقع. |
Belki de dikkatimizi Kanadalılara odaklamalıyız. | Open Subtitles | ربما يجب أن نحول إهتمامنا نحو الكنديين |
Ve dikkatimizi bölmeden karşıya veriyoruz. | Open Subtitles | ونعطي لبعضنا البعض كامل إهتمامنا |
Bu boyuttaki bir savaşta tek kaygımız kendimiz için alakadar şeyler olmalı." | Open Subtitles | في حرب بهذا الحجم... إهتمامنا الوحيد يجب أن يكون أنفسنا" |
Karısı ve çocukları ilgimizi hak ediyorlar. Onların iyiliği için elimizden geleni yapmalıyız. | Open Subtitles | زوجته وأطفاله يستحقون إهتمامنا وعلينا أن نفعل ما بوسعنا لرفاهيتهم |
Şimdilik ilgimizi bekleyen çalıntı bir kargo kasası var. | Open Subtitles | حسنا، الآن لدينا صندوق شحن مسروق و هذا يتطلبب إهتمامنا |
Bizi ilgilendiren birkaç şey olabilir. | Open Subtitles | . بضعة أشياء قد تثير إهتمامنا |
Bizi tek ilgilendiren sağlığın. | Open Subtitles | إهتمامنا الوحيد هو صحتك. |
Orası bizi ilgilendirmez. | Open Subtitles | هذا ليس من إهتمامنا. |
- Kral bizi ilgilendirmez. | Open Subtitles | الملك ليس من إهتمامنا |
Sadece emniyet güçlerinin değil tüm halkın sorunudur. | Open Subtitles | للمجتمع وللشرطة ويستحق أن ينال إهتمامنا |