Yani sizin de bana göre bugünkü görüşmemizin asıl amacı olan bana veya tapınağa şantaj yapmanızın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ولكن لديك أيضا أي وسيلة التي يمكن من خلالها ابتزاز لي أو المعبد، والذي يبدو لي أن يكون الغرض الحقيقي |
Ayrıca ben o yazıları şantaj yapma fikri ile yazmadım. | Open Subtitles | يمكنني ذلك بجانب ، أنني لم أكتبها عازمةً على ابتزاز أي واحد |
Bunun şantaj olduğunu düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أفترض بأنك تعتقد بأن الأمر ابتزاز أليس كذلك ؟ |
712 gasp, 849 haraç 246 dolandırıcılık, 87 suikast ve cinayet 527 adaleti engelleme. | Open Subtitles | 712قضة سلب، 849قضية ابتزاز 246قضية احتيال، 87 قضية تآمر للقتل 527قضية إعاقة عدالة كيف يرد المتهمون؟ |
Arkadaş olmak istiyorsun, bu yüzden şantaj mı yapıyorsun. | Open Subtitles | تريد أن تصبح الأصدقاء حتى أنك ابتزاز لي. |
Adam kaçırmadan bahsediyoruz, gasp etmekten diğer şeyler ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | إن بقيتي هنا سوف يقبض عليكي ...نحن نتحدث عن اختطاف، ابتزاز |
şantaj. İşten çıkarma mektubu. Zincir mektup. | Open Subtitles | ابتزاز , مذكرة انهاء خدمة رسالة متسلسلة , ملاحظة طرد |
Ve sürekli şantaj mektuplarından ve ölü bebeklerden bahsedip duruyor. | Open Subtitles | و تظل تهذي بشأن ورقات ابتزاز و أطفال ميتة |
her türlü suçlarda parmakları var, soygun, gasp, şantaj, adını sen koy. | Open Subtitles | عنده 49 قضية من كل الانواع رشوة ، ابتزاز ، قتل ، تزوير |
Ama daha önce de en az bir kişiyi öldürmüş olan bir katile şantaj yapmaktan daha tehlikeli bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شـــيء أكثر خطرا من فرض ضريبة ابتزاز على شخص قام على الأقل بارتكاب جريمة قتل مرة واحدة |
Cinsel ithamlar, rüşvet, şantaj, aklına ne gelirse. | Open Subtitles | إدّعاءات بتحرّشات جنسية , رشاوي و ابتزاز اذكر ما شئت , و ستجده مذكوراً بداخله |
Tekrar müvekkilimiz olsunlar diye hastaneye şantaj mı yapmak istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تريد ابتزاز المستشفى لتجعلهم موكلينا مرة أخرى ؟ يعجبني ذلك. |
Dikkati çeken yerel politikacılara şantaj yaparak kontratıma inanılmaz geniş anlamlı maddeler eklemeye zorladım. | Open Subtitles | من خلال ابتزاز السياسيين المحليين البارزين هددت باستخدام بعض البنود الكثيرة جداً في عقدي |
- Körfezde olan biten, bir başka kahramana şantaj yapmaktan daha önemli. | Open Subtitles | لا لا، انظر ما يحدث فى الخليج هو أهم من ابتزاز بطل خارق آخر |
Artık dolabına şantaj mektubu ve fotoğraf bırakan insanlar için endişelenmene gerek yok değil mi? | Open Subtitles | والآن لست في حاجه للقلق من ابتزاز الناس لك بالصور التي يضعونها في خزانتك, صحيح؟ |
- Buna şantaj denir. - Bunu bir fizik dersi olarak düşün. | Open Subtitles | هذا ابتزاز فكر فيه وكأنه درسا في الفيزياء |
Gangsterin tekinin, bir kâğıt şirketine girip ufak çaplı bir haraç kesmesinden çok daha ihtimal dahilinde? | Open Subtitles | بعيد اكثر من مجرمين يمشون باتجاه شركة الورق من اجل ابتزاز متدني؟ |
Aday davranışlarıyla, jüriyi tehdit ediyor. | Open Subtitles | مقدّم الطلب يحاول ابتزاز مدير المقابلة،مظهرا شخصية ذات أخلاق وضيعة |
- Bu rahim şantajı. - İyi bir fikir, değil mi? | Open Subtitles | هذا ابتزاز رحم هذه فكرة رائعة ، اليس كذلك ؟ |
para çalmak veya her gün çok çalışan vatandaşların parasını sızdırmak polis memurlarının rutin bir uygulaması. | TED | سرقة ضباط الشرطة للأموال أو ابتزاز المواطنين الكادحين الذين يعملون يوميًا لكسب عيشهم هي ممارسات يومية روتينيّة. |
Daha önce hiç şantaja maruz kalmamıştım. | Open Subtitles | أنا لم أتعامل مع صفقة ابتزاز من قبل |
Görev, bilgi sızdırma sanatında kendini iyi geliştirmiş bir uzman gerektiriyor. | Open Subtitles | تتطلب المهمة وجود خبير شخص ذا تدريب ممتاز في فن ابتزاز المعلومات |