| - Zararı çıkarıyoruz. Senin Yeğenin geri zekâlı falan mı? | Open Subtitles | نحاول التعايش ابن أخيك هذا، هل هو معاق ؟ |
| Çünkü Yeğenin o meme barında takılıp kızının futbol maçlarına gitmekle kalmıyormuş. | Open Subtitles | لأن ابن أخيك لا يتسكع فقط في حانة العراة فحسب و يذهب إلى مباريات كرة القدم لابنته |
| Bence Yeğenin Varenka'yı da davet etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ندعو ابن أخيك, بالإضافة إلى فارينيكا |
| Evraklar tamam. Yalnızca kayda geçirilmesi gerek. Bir gün, Yeğeninin... | Open Subtitles | لقد رتبت كل الأوراق، وبعد يوم واحد سيعلم الجميع أن ابن أخيك قد تزوج.. |
| Sana söyledim, yeğenini rahat bırak. | Open Subtitles | عزيزي لقد تحدثنا عن هذا لقد قلت لك اترك ابن أخيك وشأنه |
| Ve bilmelisiniz ki, Yeğeniniz yatakta vahşi bir hayvan gibi. | Open Subtitles | ويجب أن أقول لك أن ابن أخيك حيوان متوحش على السرير |
| Söylüyorum sana, yarın sabah gidip görün, söyle yeğenine. | Open Subtitles | أؤكد لك، أنّك سوف تتباهى غدًا وتخبر ابن أخيك. |
| Ona kızın ve Yeğeninizin nereye gittiğini söylediniz mi? | Open Subtitles | هل أخبرته عن وجهة ابن أخيك والفتاة؟ |
| Ancak Yeğenin getirdiğinde kartonlar zaten açılmıştı ve haplar da yerlere saçılmıştı. | Open Subtitles | حينما سلّمها لي ابن أخيك كانت هناك صناديق مفتوحة الحبوب منتشرة على الأرضيّة هل نقص أجر أحد؟ |
| Dinle, Yeğenin için başsağlığı dileklerimi kabul et. | Open Subtitles | لكن, اسمح لى أن أعبر عن تعازيي الخاصة بخصوص ابن أخيك |
| Özellikle Yeğenin senin bunak kıçını huzur evine yatırıp işini çaldığından beri. | Open Subtitles | خصوصاً عندما أجبرك ابن أخيك على التقاعد وسرق عملك |
| Söylemek istemiyorum ama Yeğenin senin arkandan bağımsızlığı için savaşıyordu. | Open Subtitles | أنا أكره ماسأقوله لك ، ولكن ابن أخيك قرر العمل لحسابه الخاص من وراء ظهرك |
| Numaramı nerden buldu bilmiyorum ama Yeğenin telefonda. | Open Subtitles | لا أدري حقاً كيف حصل على رقمي و لكن ابن أخيك يريدك على الهاتف |
| Yeğenin senden çaldıktan sonra oraya satmış. | Open Subtitles | ابن أخيك قام ببيعه لذلك المتجر بعد أن قام بسرقته منك |
| Keith! Merhaba. En sonunda Yeğeninin oyununu görmeye geldin, öyle mi, abi? | Open Subtitles | كيث , مرحبا , اخيرا أتيت لتري ابن أخيك يلعب ؟ |
| Eğer iyi bir sanatçı olsaydın, Yeğeninin evinde bir ranzada uyuyor olmazdın. | Open Subtitles | لو كنت كذلك, لما انتهى بك الأمر لتنام في سرير ذي طوابق في منزل ابن أخيك. |
| Bence sözde patlak hakkında daha az Yeğeninin yokluğu hakkında daha çok endişe etmelisin. | Open Subtitles | لن أعطي إهتمام أكبر لهذه الوافدة، وسأقلق أكثر بشأن غياب ابن أخيك. |
| yeğenini kurtarmaya çalışıyorsun ama o sana yalan söyledi. | Open Subtitles | أنتي تحاولين مساعدة ابن أخيك وهو كذب عليك بالأساس |
| İçeri girip yeğenini ve rahibi bulacağız. Sonra da buradan gideceğiz. | Open Subtitles | سندخل ونجد ابن أخيك والقسيس وسنخرج من هناك |
| Ama şu palalı adam Yeğeniniz değil mi? | Open Subtitles | ولكن أليس هذا الرجل ذو المنجل هو ابن أخيك ؟ |
| Yeğeniniz muayene için hazır mı, Bay Kessler? | Open Subtitles | هل ابن أخيك جاهز للامتحان؟ كيسلر؟ |
| Özetle, annene, kardeşine ve yeğenine olan hislerin hakkında uzunca konuşmuştuk. | Open Subtitles | حسناً, إذا أعدت السؤال لقد تحدثنا طويلاً عن مشاعرك تجاه أمك أخوك و ابن أخيك |
| Sadece Yeğeninizin yerini saptamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول فقط تحديد مكان ابن أخيك |
| O zaman yeğeninle boşu boşuna bekleyip duracaksın. | Open Subtitles | لن تنام انت ولا ابن أخيك الليلة أنا لن أكون هناك |